Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden “İşgal Kafe” eylemlerine destek veren kulüplerin yönetim kurulu üyeleri görevden alındı. Etkinliklerin tamamı ise 28 Mart’a kadar yasaklandı.
Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüs’te bulunan kafeteryanın kapatılıp yerine Espressolab açılmak istenmesi üzerine “İşgal Kafe” eylemini başlatan öğrencilere karşı kayyum rektör Naci İnci harekete geçmişti. Eyleme katılan öğrenciler bir bir okuldan uzaklaştırılmaya başlanmıştı.
Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü şimdi de “TCK’nın 154. maddesine göre açıkça suç olan bir eyleme teşvik ettiklerinden dolayı” pek çok kulübün yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasına karar verdi.
Rektörlük ayrıca bu kulüpler ile bazı toplulukların etkinliklerinin de 28 Mart’a kadar dondurulmasını istedi.
Bu 28 kulüp ve altı topluluğun “İşgal Kafe” hakkında yazılan bir metne imzacı olduğu aktarıldı.
Adı geçen kulüpler ve topluluklar şöyle:
Murat Gülsoy, sosyal medya hesabı X’ten bu kararla ilgili şunları yazdı:
“1980 Darbecilerinin bile yapmadığını Boğaziçi’nin kayyım yönetimi yapmayı deniyor. Kulüpler Boğaziçi’nde fakülteler kadar önemlidir. Çok yazık, çok kötü… Hocaları uzaklaştırıp paraşütle birilerini kadrolara atadılar, şimdi de sıra kulüplere gelmiş belli ki…”
Ne oldu?
İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi’nin kuzey kampüsünde bulunan kafeteryanın kapatılıp yerine Espressolab açılmak istenmesi okulda yeni bir direniş hareketi başlattı. Öğrenciler kamusal alan kalmadığını belirtip “İşgal Kafe”yi açtı. Eyleme yüzlerce kişi katıldı.
Kamusal alan kalmadığını belirterek, “İşgal Kafe”yi açan ve direnişlerini burada devam ettiren öğrenciler, kayyum rektör Prof. Dr. Naci İnci tarafından okuldan uzaklaştırıldı.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Medyascope‘un edindiği bilgiye göre İşgal Kafe eylemine katılan yaklaşık 15-20 öğrencinin giriş kartları pasif duruma getirildi ve 3 günlüğüne okula girişi engellendi.
Öğrencilere Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fazıl Önder Sönmez imzalı gelen mailde şöyle denildi:
“10.02.2025 tarihinde Kuzey Kampüs kafeyi işgal ederek eylem yaptığınız, bu suretle diğer öğrencilerin kafenin sunduğu hizmetten faydalanmalarını engellediğiniz tespit edildiğinden hakkınızda 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 54’üncü maddesi 6’ncı fıkrası f) bendi uyarınca 17-19 Şubat 2025 tarih aralığında, sınav zamanları hariç 3 (üç) gün süre ile üniversite kampüslerine girişinizin engellenmesi ve giriş kartınızın pasif duruma getirilmesi yönünde tedbir uygulanmasına karar verilmiştir.”
Boğaziçi direnişi nasıl başladı?
Boğaziçi Üniversitesi direnişi dördüncü yılını geride bıraktı. Akademisyenler her gün atanmış rektöre sırtlarını dönmeye devam ediyor.
1 Ocak 2021, Boğaziçi Üniversitesi için bir milat oldu.
Haliç Üniversitesi’nin rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararnamesiyle üniversiteye rektör oldu. Karar, 1 Ocak’ta Resmi Gazete yayımlanmadığından ötürü 2 Ocak 2021’de Resmî Gazete’de yayımlanmıştı. Bulu, 2015 seçimlerinde AKP İstanbul Milletvekili Aday Adayı’ydı. Aynı zamanda da AKP’nin Sarıyer ilçe teşkilatının kurucu üyelerindendi.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin direnişi Bulu’nun atanmasıyla başladı.
Her gün rektörlük binasının önüne giden akademisyenler binaya sırtlarını dönerek, Bulu’nun istifasını talep etti. 17 Ocak 2025’te hocalar bininci kez rektöre sırtlarını döndü.
Eylem kısa sürede büyüdü. Protestolara öğrenciler de katıldı.
Protestocu öğrenciler sokaklarda kovalandı, yerlerde sürüklendi, polis tarafından feci şekilde dövüldü, gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı. Polis üniversite kapısına kelepçe bile taktı.
Naci İnci ataması
Bulu, 14 Temmuz 2021’de yayımlanan yeni bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle sessiz sedasız görevinden alındı.
Bulu’nun görevden alınmasının ardından Prof. Dr. Naci İnci önce vekaleten, 21 Ağustos 2021’deyse resmen üniversiteye rektör olarak atandı. Tabii ki yine bir kararnameyle.
İnci’nin gelmesiyle Boğaziçi Üniversitesi’nde her şey değişti. İnci önceliğini öğrenci direnişini kırmaya verdi. Boğaziçi Üniversitesi’nde girişler iyice kısıtlandı, özel güvenlikçilerin sayısı artırıldı, mezunların okula girmesi yasaklandı, kulüpler kapatıldı, protestocu öğrenciler hakkında disiplin soruşturmaları açılarak eğitim hakları tehlikeye atıldı.
İnci, makam arabasının önünü kapatarak kampüsten çıkmasını engellemeye çalışan öğrencilere dava bile açtı. 14 öğrenci hakim karşısına çıktı.
İlerleyen yıllarda Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsü öğrencilerin bir araya gelmelerini engelleyecek şekilde tasarlandı. Örneğin Güney Kampüs’te öğrencilerin “Study” dedikleri mekan kapatıldı. Öğrencilerin birlikte ders çalışmaları dahi zorlaştırıldı. Kulüp etkinlikleri için izin başvuruları talep edildi. Etkinlik afişi asmak bile bürokratik bir işkenceye dönüştü.
Üniversitenin “paraşüt” akademisyenleri
Naci İnci Boğaziçi Üniversitesi’ni tarihinde görülmemiş bir liyakat kriziyle de baş başa bıraktı. Yeni yönetim, son dört yılda 100’den fazla akademisyeni tepeden inme bir şekilde okula getirdi.
Akademisyenler ve öğrenciler bu hocalara “paraşüt” lakabını taktı.
Buna karşılık tam zamanlı kadroda görev yapan 60’ı aşkın öğretim elemanı – ki bunların arasında profesörler, doçentler, yardımcı doçentler var – yükseltme başvuruları işleme alınmadığı, sözleşmeleri yenilenmediği, araştırmalarına onay verilmediği ya da çeşitli disiplin soruşturmaları yüzünden kurumdan ayrılmak zorunda kaldı.
İnci’nin “ikna odaları”
“Boğaziçi Üniversitesi son dört yıl içinde neredeyse tüm kararların rektör tarafından verildiği bir yere dönüştü” diyor konuştuğum akademisyen. Mobbing, yani bezdirme günlük işleyişin bir parçası.
Direnişe katılan hocaları bezdirme taktiklerinden biri de akademik yükseltmeleri ya da izinleri gelen akademisyenlerin, dört-beş kişilik bir rektör heyetinin huzuruna çıkarılması. Eski hocalar buna “ikna odası” diyor.
Bu toplantılarda akademisyenin yönetime nasıl ve ne derece itiraz ettiği araştırılıyor ve kendisine eğer yükselmek istiyorsa, biat etmesi – ve varsa – davasını geri çekmesi “öneriliyor.” Buna itiraz eden öğretim görevlileri ya yükseltilmiyor ya da haklarında disiplin soruşturmaları açılıyor.
Bu soruşturmalar kapsamında çok sayıda hoca okuldan uzaklaştırıldı.
Sırt dönme eylemlerine katılan hocaların kampüse girmesi yasaklanıyor, dersleri kapatılıyor.
Eylemlerin dört yılı bitti, halen 30’a yakın akademisyen kampüs yasaklısı.
Eylemlere destek veren mezunların mezun kartları iptal edildi. Bu duruma itiraz eden öğrencilere de kampüse girme yasağı verildi, disiplin soruşturmaları açıldı.
Ama direniş ve nöbet devam ediyor. Ağustos 2021’de akademisyenler arasında yapılan bir oylamada Naci İnci’ye yüzde 95 oranında bir güvensizlik oyu çıkmıştı.
Yazışmalara cevap vermemek görevi ihmal olarak görülebiliyor artık – ki bu da soruşturma demek.
Davalar
Eski hocalar Naci İnci’nin uygulamalarına karşı yaklaşık 250 dava açtı. Bu davaların bazısı devam ediyor, sonuçlananlar da var. Davalar uzaklaştırmalara, kişiye özel ilanlara ve üniversitede açılan yeni fakültelere karşı açıldı.
5 Şubat 2021’de Hukuk Fakültesi ve İletişim Fakültesi kuruldu. 30 Aralık 2021’de rektörlüğe bağlı bir Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü açıldı. Aralık 2023’te alınan kararla Fen Edebiyat Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ve Fen Fakültesi olarak ikiye bölündü.
Bu yeniden yapılanmaların da hepsi yargıda.