Mümtaz’er Türköne, Medyascope yayınında Maltepe mitingini ve muhalefetin durumunu değerlendirdi. Mümtaz’er Türköne, “AK Partililerin de vicdanı kanıyor” dedi. Mümtaz’er Türköne, “Gündemde Erdoğan’a ya da Saray’a verilen güçlü bir destek görünmüyor. Bu bana göre gözden kaçabilecek kadar ince ama çok önemli bir ayrıntı” dedi.
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” suçlamasından tutuklanarak Silivri’deki cezaevine konulmasının ardından CHP Maltepe’de miting düzenledi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 2.2 milyon kişinin mitinge katıldığını söyledi. Öte yandan CHP, Ekrem İmamoğlu’nun tahliye olması için imza kampanyası başlattı
Mümtaz’er Türköne, “AK Parti’de çelik çekirdek dediğimiz kadroda, hükümet de dahil buna, bu süreçle ilgili kimse ortalıkta görünmüyor. Herkes kaçıyor. Bir korku, bir endişe atmosferinin hakim olduğu sonucu çıkıyor bundan. Dikkat ederseniz AK Parti adına medyada konuşan birkaç kişi de bunu dile getirdiler. Neredesiniz, niye yalnız bırakıyorsunuz Erdoğan’ı falan diye sağa sola fırça atmakla meşguller” dedi.
“AK Partililerin de vicdanı kanıyor”
Mümtaz’er Türköne, “Bu kutuplaşma meselesi çok önemli. 2 milyon kişi Maltepe’de toplanıyor ama bu kalabalığın karşısında tedirgin olan bir kitle yok. Yani AK Parti kanadı sadece alt kademede değil, üst kademede de bu durumdan memnun değil. Gündemde Erdoğan’a ya da Saray’a verilen güçlü bir destek görünmüyor. Bu bana göre gözden kaçabilecek kadar ince ama çok önemli bir ayrıntı. AK Partililerin de vicdanı kanıyor”
Türköne, “Cumhuriyet Halk Partisi, geleneksel ideolojisi itibariyle %20-25 bandında sıkışmış bir partiydi. Ancak şu anda yaşadıklarımız, CHP için büyük bir fırsat. Geniş kitlelerle buluşmak, onların oy desteğini kazanmak açısından ciddi bir açılım imkânı doğmuş durumda” dedi.
Türköne sözlerine şöyle devam etti, “Bugün meydanlara koşan, özellikle Saraçhane’de en önde yer alan gençler, Cumhuriyet Halk Partili kimliğinden ya da CHP’ye duydukları sempati nedeniyle değil; kendi özgürlük alanlarına yönelen tehditlere karşı tepki vermek için oradalar. Bu gençlerin asıl meselesi, fırsat eşitliği. Türkiye’de mülakatlarda, sınavlarda çok yaygın bir şekilde karşılarına çıkan adaletsizlik, yurt dışına yönelik özlemin arkasındaki güvensizlik hissi… Tüm bunlar kamu düzenine, iktidar düzenine, devlete karşı oluşan güvensizliği besliyor. Gençler, kendi özgürlüklerini garanti altına almak istiyor ve bu haklarına yönelik bir saldırı hissettikleri için sokağa çıkıyorlar” dedi.