Açık Oturum (475): CHP olağanüstü kurultayı partiyi kenetleyecek mi? | Murat Emir, Gamze Taşcıer ve Yunus Emre ile söyleşi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlayan “kurultay iptali” ve “kayyum tartışmaları” tartışmalarına partisinin 6 Nisan’da olağanüstü kurultaya gideceğini açıklayarak nokta koymuştu. Olağanüstü kurultay, pazar günü Ankara Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde “İrade milletindir” sloganıyla 21. kez toplanıyor. Kurultay neyi hedefliyor, hedef partiyi yeniden şekillendirmek mi yoksa İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik operasyonun gerçekleştiği 19 Mart’ı milat olarak kabul edip gücüne güç katmak mı? Göksel Göksu’nun konukları CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer ve CHP milletvekili ve siyaset bilimci Yunus Emre CHP’nin pazar günü gerçekleştireceği kurultayı ve beklentileri Açık Oturum’da değerlendirdi.

CHP olağanüstü kurultayı: Ne bekliyoruz?
CHP olağanüstü kurultayı partiyi kenetler mi?

CHP, partiye kayyum atanacağı iddialarının dolaşıma sokulmasının ardından 6 Nisan Pazar günü olağanüstü kurultay düzenleyerek yola devam kararı almıştı. Kurultay öncesi Açık Oturum programına konuk olan Murat Emir, CHP’ye kayyum atanması ihtimalinin asla mümkün olmadığını söyleyerek Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi iklime dikkat çekti ve “Hukukun bu kadar çiğnendiği bir düzlemde hukuk tartışması yapmak çok yavan kalıyor. Asıl meselenin siyasi olduğunu görmek gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. İktidarın birtakım iddiaları dolaşıma sokarak kamuoyu yarattığını, bunu yaparken de Koskoca CHP’de 3-5 meczup bulmak zor değil” diyerek bazı CHP’lileri kullandığını söyledi.

CHP olağanüstü kurultayı partiyi kenetler mi?

Emir iktidara kayyum meselesiyle veya İstanbul’un iradesini çalmakla uğraşmak yerine toplumun taleplerini anlayıp niye milyonların sokaklarda olduğunu, gençlerin direnişe geçtiğini, insanların 2 Nisan’da alışveriş yapmadığını anlamaya çalışmaya davet etti ve “iktidarın bunun üzerinden demokrasiyi biraz olsun büyütmeye gayret etmesi gerekiyor” ifadesinii kullandı. “Başka türlü Türkiye malesef çok daha istemediğimiz yerlere savrulur ve bedelini hep birlikte öderiz” diyen Emir şöyle konuştu:

“Pazar günü bir demokrasi bayramı gerçekleştireceğiz. Oluşturulacak Parti Meclisi’nin ben çok kapsayıcı, kuşatıcı olacağını düşünüyorum. Partide kırıklıkları ve kırgınlıkları geride bırakmak üzere adım atmayı görev saymış bir genel başkanımız var. Dolayısıyla partideki olmayan ama ısrarla gösterilmek istenen bölünmüşlük görüntüsünden kurtulmamız gerekiyor. Haketmediğimiz şekilde ‘ayrışma var gibi dedikodulara maruz kalmak istemiyoruz. Çünkü CHP’nin kendi içerisinde bir bütün olmaktan öte tüm toplumsal muhalefeti organize etmek ve bu kötülüğe bu adaletsizliğe cepheden karşı koymak gibi bir sorumluluğu var. Dolayısıyla ben çok güçlü bir Parti Meclisi’nin de oluşacağını, olabildiği kadar kimseyi dışarıda bırakmayacağını da öngörüyorum. Değişiklikler olacak ancak büyük bir değişiklik de beklememek lazım. Çünkü bu bir olağanüstü kurultay. Bu kurultayı partiyi yeniden şekillendirme fırsatı gibi değil ama değil ama daha güçlü bir kadroyla çıkma fırsatı olarak değerlendirecektir genel başkanımız.”

Kurultayın sıkışık bir zaman diliminde hazırlanılması nedeniyle salon kapasitenin sınırlı olduğunu söyleyen Murat Emir, genel başkanın konuşmasının salonda olamayan herkes tarafından eşzamanlı olarak izlenebileceğini söyledi. “Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere boyun eğmeyeceğimizi haykıran, hem fiilen cezaevinde tutulan ve bizim cumhurbaşkanı adayımız olan sayın İmamoğlu’na özgürlük talebimizi güçlü şekilde vereceğimiz bir kurultay olacak. Asıl mücadele bundan sonra başlıyor” dedi.

Emir, “Ülkeyi 22 yıl yönetmiş, her türlü hukuksuzluğu, haksızlığı yapmış, yolsuzluğu adeta kurumsallaştırmış bir siyasi iktidarın toplumsal dönüşümlerden, tepkilerden kolay kolay geri adım atmayacağını öngörüyoruz. Ama onlar da Türkiye’de milyonlar elbette ki demokrasisine, demokrasinin en temel taşı olan sandığına sahip çıkacak milyonların da asla geri adım atmayacağını bilsinler” değerlendirmesini yaptı.

“19 Mart’ta üniformalı darbenin takım elbiseyle yapıldığı bir süreç yaşandı”

Özgür Özel’in genel başkan seçildiği 5 Kasım 2023 yılındaki kurultayın şaibeli olduğu iddiasını gündeme getirilmesinin yanlışlığına dikkat çeken Gamze Taşcıer de “Eğer bu kurultayın şaibeli olduğuna dair elinizde somut deliller vardıysa niye bu kadar beklediniz, neyi beklediniz?” diye sordu. “Çünkü ellerinde delil yoktu ama CHP’yi ele geçiremedikleri için, sandıkta yenemedikleri için, sokakta karşılığını gördükleri için, CHP’ye olan ilginin her geçen gün arttığını kendileri de gördükleri için FETÖ yöntemleriyle ele geçirmeye çalışıyorlar” diyen Taşcıer, CHP’nin 100 yıllık bir siyasi parti olduğunu hatırlattı. CHP’nin demokrasiyi içselleştirmiş bir siyasi parti olduğunu söyleyen Taşcıer, son kurultayda genel başkanın delegelerin özgür iradesiyle değiştirildiğine dikkat çekerek bu söylemlerde bulunanların “Kimsenin karşısına aday olarak çıkamadığı, mahalle seçiminde bile ‘ben aday olabilirim’ deme cesaretini gösteremeyen AK Parti’nin kongrelerini sorgulasınlar. Tabi demokasini ‘d’sini bilmeyenlerin bunu anlaması çok zor” dedi.

19 Mart’ın bir milat olduğunu söyleyen Taşcıer “Bu ülke çok darbeler gördü. 19 Mart’ta yaşanan aslında üniformalı bir darbenin takım elbiseyle yapıldığı, postalla değil ayakkabıyla yapıldığı, milli iradenin gasp edildiği bir süreç yaşandı. Ama nasıl 15 Temmuz’da bu millet iradesine sahip çıkmak için sokaklara döküldüyse, nasıl önceki darbelerde biraraya gelip her şeye rağmen korkmadan, cesaretle davranabildiyse 19 Mart’ta da aynı kararlılıkla, aynı cesaretle milli iradesine, geleceğine, cumhuriyete sahip çıkmak isteyen bir millet var. Bu da son derece umut verici” diye konuştu.

“İktidarın bunları yapmaya gücü yetiyor ama bunu güçlü olduğundan yapmıyor”

İktidarın muhalefetsiz bir Türkiye istediğini söyleyen Yunus Emre de bunun iki şekilde olabileceğine vurgu yaptı: “Ya muhalefetin ezilmesi ya da MHP örneğinde olduğu gibi absorbe edilmesi.” Türkiye’de demokrasinin varlığının seçmenin önünde gerçek tercihlerin olmasından geçtiğini anlatan Emre şunları söyledi:

“Bu seçmenin elinden alınmak isteniyor. Seçimin bir seçim olmaktan çıkarılması, sonucu baştan belli bir oyun haline gelmesi ve böylelikle vatandaşın seçme hakkının elinden alınması Türkiye’ye çok büyük kötülüktür. Niye biliyor musunuz? Bizi bir arada tutan şeylerin başında sandık gelir, bunu görelim. Tamam ortak bir bayrağımız var, ortak bir vatanımız var, ortak bir kültürümüz var ama böylesine çoğulculuğu, çeşitliliği olan bir toplumu barış, huzur içerisinde yaşatan en temel unsur sandıktır. Sandık olmazsa huzur filan kalmaz Türkiye’de. Vatandaş bilir ki Türkiye’yi sandıktan kim çıkıyorsa o yönetir. Erdoğan sandıktan çıksa da çıkmasa da Türkiye’yi yönetir diye bir düzeni önümüze koyarsanız biz bunu kabul etmeyiz. Buna karşı mücadele ediyoruz, sonuna kadar da edeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.