Cansu Çamlıbel anlatıyor: Trump deyince aklımıza neden Brunson geliyor?

Brunson krizi Erdoğan-Trump ilişkisini nasıl belirledi?

Gazeteci Cansu Çamlıbel, 16 Mart’ta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan görüşmede İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu operasyonuna dair bir “yeşil ışık” alındığı iddialarını gerçekçi bulmadığını söyledi: “Böyle bir konuşma geçmiş olamaz.” Peki Trump deyince aklımıza neden Brunson geliyor?

Trump deyince aklımıza neden Brunson geliyor?

2018 yazında yaşanan Rahip Brunson krizi, Türkiye’nin Washington’la ilişkilerinde sert bir kırılma yarattı. O dönemde Washington’da bulunan Cansu Çamlıbel, Trump’ın meseleyi kişiselleştirdiğini ve doğrudan Erdoğan’ı hedef aldığını söyledi. “Trump adeta bir ültimatom verdi. 48-72 saat içinde Brunson’ı istiyoruz dedi, olmayınca yaptırımlar geldi. Ekonomide de büyük bir sarsıntı yaşandı” dedi.

Çamlıbel’e göre Trump hâlâ Brunson örneği üzerinden Türkiye’ye yaklaşımını tarif ediyor. “Ben istedim, aldım” sözleriyle bunu yeniden gündeme getirdi. Çamlıbel, “Trump, Türkiye’ye bir hukuk devleti gibi değil, pazarlık yapılabilir bir aktör olarak bakıyor. Brunson olayı da bunun en belirgin örneğiydi” diye konuştu.

Trump’a danışılmış olabilir mi?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, İmamoğlu’na yönelik operasyonun Trump’ın bilgisi ve onayıyla gerçekleştiği yönündeki açıklamalarına da değinen Çamlıbel, “Ben o görüşmede böyle bir şeyin konuşulduğunu hiç sanmıyorum” dedi. 16 Mart’taki görüşmenin rutin bir diplomatik temas olduğunu savunan Çamlıbel, “Bu tür lider görüşmeleri kayıt altındadır, herkes masadadır. Böyle bir konuşma cep telefonundan yapılacak türden değildir” yorumunda bulundu.

Cansu Çamlıbel, her iki tarafın da söylemlerinde popülist bir eğilim gördüğünü söyledi. “Biri ‘Trump’tan icazet aldınız’ diyor, öbürü ‘İngiltere Başbakanı beni neden aramadı’ diye sitem ediyor. Bu iki taraflı bir popülizm hali” dedi. Bu yorum, hem ABD’deki senatörlerin hem de Türkiye’deki siyasi aktörlerin pozisyonlarını daha çok algı ve ima üzerinden kurduğunu gösteriyor.

Çamlıbel, Oval Ofis’te gerçekleşen Trump-Netanyahu görüşmesindeki Erdoğan vurgusunun da dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi. “Trump, Erdoğan’ı çok övdü ama aynı zamanda üstten bir dille konuştu. Ona ‘aptallık yapmıştın, şimdi akıllanmışsın’ dedi. Bu ifadeler, Türkiye’nin dış politikadaki konumunu yeniden sorgulattı” dedi. Bu tabloya rağmen Türkiye’nin İsrail, Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkelerle gerilimi düşürdüğünü, ancak esas rekabetin hâlâ devam ettiğini vurguladı.

Ruşen Çakır’ın “Bu tip süreçlerde dış aktörlerin etkisi ne kadar belirleyici olabilir?” sorusuna Çamlıbel şu yanıtı verdi: “Erdoğan hükümeti ABD’ye bir şey sormamıştır ama mevcut konjonktüre ve Trump’ın tarzına güvenmiş olabilir. Nihayetinde mücadele burada, Türkiye’de verilecek.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.