BAYETAV’ın hazırladığı “Mevsimlik İzmir Barometresi”nin bahar sayısı, İzmirli gençlerin ruh haline odaklandı. Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlayan Dr. Serkan Turgut, raporun verileri kadar sahadaki gözlemlerine de yer verdi.
Günümüz gençliği siyasi kutupların ötesinde yeni bir kimlik arayışında. İzmir merkezli BAYETAV’ın bu yılki “Mevsimlik İzmir Barometresi” gençliğe kulak veriyor. Bahar sayısının odağında gençlerin duygu dünyası, siyasal yönelimleri, aidiyet duyguları ve İzmir’e bakışları var. Araştırmanın yürütücüsü Dr. Serkan Turgut, gençlerin “aidiyetsiz ama politik” tutumlarını, artan CHP ilgisini ve “sivil milliyetçilik” kavramını detaylarıyla anlattı.
Gençlerin CHP’ye yöneliminin arkasında, partisel sadakatten çok değişim arayışı olduğunu söyleyen Turgut, “Artık yeni bir şey istiyoruz. Bizi tam temsil etmese bile, CHP ve özellikle İmamoğlu bu iktidarı yenebilecek alternatif gibi görünüyor” dedi.
Araştırmada gençlerin yüzde 93,8’inin yurt dışında yaşamayı daha mantıklı bulduğunu, yüzde 89,2’sinin ise geleceğe dair umutsuz olduğunu aktaran Turgut, bu oranların “diploma sembolizmi” üzerinden de sokağa taşındığını belirtti: “Diplomanın alınabileceği fikri, gençlerde ‘artık hiçbir şeyin güvencesi yok’ duygusunu tetikledi. Sokaklara çıkanlar artık kaybedecek bir şeyleri olmadığını söylüyordu.”
Sekülerlik, yaşam tarzı ve “CHP’li teyze” figürü
Yayında gençlerin din ve muhafazakârlığa bakışı da ele alındı. Turgut, İzmirli gençlerin çoğunun seküler bir yaşam tercih ettiğini, kendilerine müdahale etmeyen toplumsal figürlere daha yakın hissettiklerini anlattı. Bu noktada öne çıkan “CHP’li teyze” benzetmesini şu sözlerle özetledi: “Gençlerin gözünde CHP’li teyze, onları yargılamayan, kaygı duymayan, hatta koruyucu bir figür. Bu değişim, CHP’nin imajı açısından da dikkat çekici.”
Sivil milliyetçilik nedir, nasıl yayılıyor?
Raporun dikkat çeken kavramlarından biri de “sivil milliyetçilik” oldu. Turgut, gençlerin kendilerini klasik anlamda sağda ya da solda konumlandırmak istemediklerini vurguladı: “Bu kuşak, tek bir ideolojiyle tanımlanmak istemiyor. Yine de yüzde 65’i kendini Atatürkçü, yüzde 55’i ise milliyetçi olarak tanımlıyor. Fakat bu milliyetçilik, daha seküler, bireyci ve devlet dışı bir formda gelişiyor.”
Bu eğilimin özellikle Kürt meselesi ve mülteci karşıtlığı üzerinden ötekileştirici yönler taşıyabileceğini ifade eden Turgut, “Zafer Partisi bu alanda etki yaratmaya çalışıyor ama gençlerin tümünü temsil etmiyor. Yine de barış sürecine dair tepkisellik, milliyetçiliğin potansiyel risklerinden biri” uyarısında bulundu.