Ruşen Çakır yorumladı: Hakkımdaki iftiralara karşı net yanıt

Akşam gazetesinin haberine Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun’un bazı gazetecileri finanse ettiği, Emrah Bağdatlı’nın da bu gazetecilere para teslimini yaptığı öne sürüldü. Haberde adı geçen gazetecilerden biri de Ruşen Çakır. Çakır, bu iddialara yanıt verdi. İşte “Hakkımdaki iftiralara net yanıt” videosu.

Akşam gazetesi, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun basın danışmanı, Medya A.Ş. Başkanı Murat Ongun’un bazı gazetecileri finanse ettiği öne sürüldü. Ruşen Çakır’ın yanı sıra haberde ismi geçen gazeteciler arasında Yavuz Oğhan, Nevşin Mengü, Barış Pehlivan, Şaban Sevinç ve İsmail Saymaz ve Bahar Feyzan gibi isimler de var.

Haberde, HTS kayıtlarına dayandırıldığı belirtilen görüşmeler ve buluşmalarla ilgili olarak, Çakır’ın 18 kez Sarıyer ve Beyoğlu’nda buluşmalara katıldığı iddia edildi. Hakkındaki iftiraları yalanlayan Çakır, dava açacağını duyurdu.

Ongun’u tanıdığını ancak Emrah Bağdatlı’yı hiç tanımadığını vurgulayan Çakır, söz konusu buluşma iddialarına dair “Hiçbir şekilde böyle bir olay yok. Zaten adını bile bilmiyorum” dedi

Görüşme kaydı olduğu belirtilen yerlerin Galatasaray Stadyumu ve Medyascope’un bulunduğu bölgeye denk geldiğini belirten Çakır, “Jeton statta düştü. Ayda bir düzenli maç izliyoruz. Muhtemelen aynı statta, aynı saatlerde bulunmamız HTS kayıtlarına böyle yansımış olabilir” diye konuştu.

“Beni en iyi tanıyanlar bu ülkeyi yönetenlerdir”

Çakır, meselenin sadece bir gazeteciye yönelik değil, bağımsız ve eleştirel gazeteciliğe yönelik bir gözdağı olduğunu vurguladı. “Bu ay gazetecilikte 40. yılım. Allah’a şükür utanacağım hiçbir şey yapmadım. Beni en iyi tanıyanlar bu ülkeyi yönetenlerdir. Bize bu kumpası kurmalarının nedeni belli” diyerek kendisini hedef alanlara mesaj verdi.

Dava açacağını belirten Çakır, Akşam Gazetesi ve Anadolu Ajansı’na tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Bir gazeteci ve vatandaş olarak hakkımı helal etmiyorum. Mustafa Kartoğlu’na da hakkımı helal etmiyorum. Suratıma nasıl bakacak, bilmiyorum.”

Gözaltına alınma ihtimaline de değinen Çakır, “Yarın CHP mitingini izlemeye İzmir’e gideceğim. Eğer gelecekseniz, sabah erkenden gelmeyin” dedi.

Yayının sonunda ise iftiraları yayımlayan kurumlara doğrudan seslendi: “Bir vatandaş ve gazeteci olarak hakkımı helal etmiyorum. Özellikle arkadaşım sandığım Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu’na.”

Çakır, sözlerini şöyle noktaladı:

“Mahkeme ise mahkeme, yargılama ise yargılama, savunma ise savunma. Ben buradayım, bakalım siz neredesiniz?”

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi geceler. Bir pazar günü gecenin bu vaktinde sizleri rahatsız ettiğim için özür dilerim ama bir şeyler konuşmam lazım. Malum, bugün sabah saatlerinde Akşam Gazetesi‘nin bir haberiyle karşılaştım. Orada “İmamoğlu Medyası A.Ş.!” diye bir haber ve burada benim de adımın olduğu bir grup gazetecinin İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’dan ve onun yakın arkadaşı — adını inanın bilmiyorum, tanımadığım için her seferinde bakıyorum — Emrah Bağdatlı, evet, Emrah Bağdatlı’dan para aldığımızı herhalde söylüyorlar.

Daha önce bir gizli tanık ifadesinde bu isimler geçmişti, iki ay önce. Açıkçası bekledik, bir şey olmadı ve belli ki iki ay boyunca soruşturmayı yapanlar aramışlar, taramışlar ve birtakım şeyler bulmuşlar kendilerine göre. Buluşmalardan bahsediyorlar, görüşmelerden bahsediyorlar ve bizi tekrardan zan altında bırakıyorlar. Baktım, dedim ki, bunlara nasıl, ne cevap vereyim? Vermemeyi düşündüm. Bazı meslektaşlarım, arkadaşlar, gazeteciler birtakım açıklamalar yaptılar sosyal medyadan. Ben avukatımla konuştum ve ona dedim ki, ‘‘Ya ben buna cevap vermek istemiyorum.’’ Çünkü o kişiyi tanımadığımı nasıl kanıtlayayım?

O buluşmaları yapmadığımı nasıl kanıtlayayım? Bir şey söylüyorlar, ortada kanıt yok. Ama Anadolu Ajansı‘na ve Akşam Gazetesi‘ne dava açmaya karar verdim. Ta ki, akşam bizim statta, ki biliyorsunuz ben Galatasaraylıyım, maça gittik. Oturduk koltuklarımıza, maçın başlamasına bir müddet var ve birden, tam kelimenin gerçek anlamıyla bende jeton düştü. Çünkü Akşam Gazetesi ilk olarak beni koymuş ve benim hakkımda diyor ki: ‘‘Murat Ongun’un gazeteci Ruşen Çakır’la sadece 3 kez telefonla görüştüğü, buna karşılık 18 kez (Sarıyer 16, Beyoğlu 2) ve aylık düzenli görünümü veren buluşma gerçekleştirdiği belirlendi.’’ Belirlemişler. Ve, ‘‘Bağdatlı’nın da Çakır ile aynı noktalarda 11 kez görüştüğü ve görüşmeleri akşam saatlerinde gerçekleştirdikleri öğrenildi’’ diyor.

Jeton nerede düştü?

Şimdi, hiçbir şekilde böyle bir olay yok. Zaten adını bile bilmiyorum. Emrah Bağdatlı değil mi, evet, onunla görüşmüşüm. Murat’ı tanıyorum, gazeteciliğinden beri biliyorum ve Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olduğu için de tabii ki görüştük, arkadaşımdır. Başına gelenlere de üzgünüm ama kendilerinin iddia ettiği gibi, birilerinin iddia ettiği gibi onunla böyle bir ilişkim falan yok. İlk günden itibaren bunu iddia edenler de herhalde bunu biliyordur. Evet, nasıl yalanlayabilirim? Yani, ‘‘Tanımıyorum derim ama kimse inanmayacak nasıl olsa,’’ dedim ve evet, jeton maçta düştü.

Şöyle ki, ben Galatasaray’ın Ali Sami Yen’den beri düzenli kombine izleyicisiyim ve bir keresinde hatırlıyorum, Murat da kendisinin kombinesi ya da locaları olduğunu söyledi. O da Galatasaraylı, o da maçları takip ediyor ama hiç statta karşılaşmadık, şu ana kadar hiç görmedim ama Galatasaraylı olduğunu biliyorum. Bizim iş yerimiz de Sarıyer’de, stat da Sarıyer’de. Ben hep iş yerinde olduğum için Medyascope‘ta, onları ama bizim iş yerinde hiç görmedim, etmedim. Zaten ötekisini tanımıyorum, Murat da hiç gelmedi. Belki oralardan geçmişlerdir. Bu, biliyorsunuz, HTS kayıtları denen olay var, telefon numaralarını eşleştiriyorlar. ‘‘Öyle midir?’’ derken, ‘‘akşam saatleri’’ deyince ben akşamları evden işe, işten eve. Bir tek istisnam açıkçası maçlardır.

“Allah’a çok şükür şu ana kadar utanacağım hiçbir şey yapmadım”

15 günde bir statta maç izliyoruz ve de bayağı da keyifli bir şekilde bir grup arkadaş kombinemiz var. Ve jeton düştü. Ayda bir düzenli görüşüyoruz. Herhalde en az ayda bir kere Murat Ongun da statta maç izledi ve bizim telefonlarımız statta aynı anda maç izlediğimiz için, öyle tahmin ediyorum ve günleri açıklarlarsa eğer ve saatleri açıklarlarsa ve onların Galatasaray maçlarına denk gelip gelmediğine de bakarlarsa, herhalde kendileri de göreceklerdir. Benim aklıma bu geliyor. Ve güleyim mi, kızayım mı, ne yapacağımı bilemedim ama bunu sizlere anlatmak istedim. Bu ay gazetecilikte 40. yılıma girdim. Başıma çok iş geldi ama Allah’a çok şükür şu ana kadar utanacağım hiçbir şey yapmadım. Asla yapmadım. Bunu da en iyi bilenler bu ülkeyi yönetenlerdir. Beni en iyi tanıyanlar onlardır. Bana bu kumpası kurma nedenlerinin ne olduğunu biliyorum.

Bağımsız gazetecilik yaptığımız için, diğer arkadaşlarımızın da aynı şekilde, eleştirel gazetecilik yaptığımız için bizi susturmak istiyorlar. Bir, bu. İkincisi, özellikle 19 Mart krizinden bu yana yaptığımız yayınlar, yaptığımız yorumlar vesaire de belli ki bu kişilerin hoşuna gitmiyor. Şimdi ne yapacaklar? Ya çağıracaklar, ifade vereceğiz ya da bir şafak baskınıyla evimize gelecekler. Rica ediyorum, yarın İzmir’de CHP mitingi izlemeye gideceğim. Lütfen geleceksiniz, yarın sabah gelmeyin. Ama benim gizlim, saklım, hiçbir şeyim yok. Diğer arkadaşlar da aynı şekilde konuşuyorlar. Herkes kendinden mesuldür. Her şey ortada. Bunu en iyi de siz biliyorsunuz.

Hakkımdaki iftiralara net yanıt: “Boşuna uğraşmayın”

Boşuna uğraşmayın. Her kuşun eti yenmez. Bitirirken, bu sözüm ona haberi yazan Anadolu Ajansı’na ne diyeceğimi bilemiyorum ama hiçbir şekilde bir vatandaş olarak, bir insan olarak, bir gazeteci olarak hakkımı helal etmiyorum. Bu haberi birinci sayfasından bağıra bağıra veren Akşam Gazetesi’ne, — neyse, gazete olabilir ama — arkadaşım sandığım Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu’na hakkımı helal etmiyorum. Suratıma nasıl bakacağını da bilmiyorum. Ben kendimi biliyorum, siz de beni biliyorsunuz. Allah da tanığımız. Hadi bakalım, bundan sonra ne olacak görelim. Mahkeme ise mahkeme, yargılama ise yargılama, savunma ise savunma, siyasi savunma ise siyasi savunma. Ben buradayım. Bakalım siz neredesiniz. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.

Ruşen Çakır’ın Hakkımdaki iftiralara net yanıt videosunu YouTube kanalımızdan izleyebilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.