Türkiye’de #MeToo hareketi büyüyor: Hukukçular ve uzmanlar ne diyor?

Kadınlar ve LGBTİ+lar fotoğraf ile sanat camiasında kendilerini sözlü veya fiziksel olarak taciz eden erkekleri sosyal medyada ifşa ediyor. İfşalar müzisyen, sinemacı ve editörlere yayılırken uzmanlar erkek egemen sistemin sessizlik kültürüne karşı güçlü politik müdahale olduğunu vurguluyor. Hukukçular Türkiye’de gerçek bir #MeToo hareketine ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Haber: Rüveyda Durgut

Türkiye’de #MeToo hareketi büyüyor: Uzmanlar ne diyor?
Türkiye’de MeToo hareketi büyüyor: Uzmanlar ne diyor?

Son günlerde kadınlar ve LGBTİ+lar, fotoğraf ve sanat camiasında kendilerini sözlü ya da fiziksel olarak taciz eden erkekleri sosyal medyada ifşa ediyor. İfşalar müzisyen, sinemacı ve editörlere kadar yayılırken uzmanlar durumu değerlendiriyor.

Kadınların “yalnız değiliz” diyerek yükselttiği #MeToo hareketi, Türkiye’de sanat dünyasından akademiye, işyerlerinden sosyal medyaya kadar birçok alanda karşılık buluyor. Hukukçu ve uzmanlar, ifşaların yalnızca bireysel deneyimlerin paylaşımı olmadığını vurguluyor.

#MeToo feminist mücadelenin devamı oluyor

Dr. Fulya Kama Özelkan, #MeToo hareketinin yalnızca bireysel hikâyelerin değil, kolektif bir feminist mücadelenin parçası olduğunu söyledi. Özelkan, hareketin toplumsal dönüşüm yaratabilmesi için feminist dayanışma ağlarının güçlenmesi gerektiğini belirtti.

Hareketin kökeninin 2006 yılında siyahi kadınların cinsel şiddet deneyimlerini görünür kılmak isteyen feminist aktivist Tarana Burke’e dayandığını hatırlatan Özelkan, 2017’de Hollywood’da Weinstein skandalının ardından oyuncu Alyssa Milano’nun tweetiyle küresel dalgaya dönüştüğünü anlattı.

Türkiye’de 1980’lerden beri mücadele sürüyor

Özelkan, Türkiye’de cinsel taciz kavramının ilk kez 1980’lerde feministler tarafından gündeme getirildiğini hatırlattı, “1990’larda Mor Çatı gibi kurumlar kuruldu, 2005’te Türk Ceza Kanunu’nda cinsel suçlarla ilgili reform yapıldı” dedi.

2010’lardan itibaren sosyal medyanın feminist mücadelenin yeni alanı olduğunu belirten uzman, kadınların #SusmaBitsin ve #MeToo kampanyalarıyla taciz deneyimlerini görünür kıldığını söyledi. Özelkan “Çevrimiçi ifşalar, çevrimdışı dayanışma ile birleşerek yeni bir görünürlük yarattı” diye ekledi.

Güvenli alanlar zorunlu görülüyor

Kadınların cesaretlenmesi için yalnızca sosyal medya kampanyalarının yetmeyeceğini söyleyen Özelkan, feminist örgütlenmelerin güvenli alanları oluşturmasının önemini vurguladı, “Sosyal medyada güvenli bir dayanışma alanı yaratmak neredeyse imkânsız” dedi.

Çevrimiçi paylaşımların çevrimdışı feminist dayanışma ile birleşmesi gerektiğini belirten Özelkan, “‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ şiarı tam da bunu anlatıyor” diye konuştu.

İfşa politik bir müdahale sayılıyor

Özelkan, ifşanın sadece bireysel bir anlatı değil, erkek egemen sistemin sessizlik kültürüne karşı politik müdahale olduğunu vurguladı, “İfşa, hukukun etkin işlemediği, faillerin korunduğu düzende kadınların kendi adaletlerini sağladığı feminist yöntem” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Bu durumun toplumsal normların dönüşümüyle desteklenmediği sürece kalıcı olamayacağına dikkat çeken uzman, “kadının beyanı esastır” ilkesinin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

Kurumların proaktif rol alması isteniyor

Özelkan, kurumların yalnızca bireysel vakalara tepki vermekle yetinmemesi gerektiğini belirtti. Türkiye’de 2018’de kurulan Susma Bitsin Platformu ve Oyuncular Sendikası’nın kurduğu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Birimi’ni önemli örnekler gösterdi.

Özelkan “İfşaların toplumsal dönüşüm yaratabilmesi, kurumların kadınların beyanını esas alan ve hayatta kalan odaklı politikalarla desteklenmesiyle mümkün” diye konuştu.

Türkiye’de #MeToo hareketi büyüyor: Uzmanlar ne diyor?
Türkiye’de MeToo hareketi büyüyor: Uzmanlar ne diyor?

“Gerçek #MeToo hareketine ihtiyaç var”

Avukat Hülya Gülbahar, Türkiye’de sosyal medya üzerinden yapılan ifşaların toplumsal arınma ve hukuki dönüşüm olmadan kalıcı değişim yaratamadığını belirtti, “Türkiye’de gerçek bir #MeToo hareketine ihtiyaç var” dedi.

Yalnızca sanat dünyasında değil, siyasetten akademiye, spordan sağlık sektörüne kadar her alanda ciddi farkındalık kampanyasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gülbahar, “Her çıkış, birkaç cesur kadının girişimiyle sınırlı kalıyor ve saldırılarla bastırılıyor” diye konuştu.

Hukuki formların önemi artıyor

Sosyal medyada yükselen ifşa dalgasının anlaşılır olduğunu söyleyen Gülbahar, bunların hukuki formlar içinde olması gerektiğini belirtti, “Hukuk sistemi mağduru korumadığı için insanlar sosyal medyaya yöneliyor” dedi.

Gülbahar, cinsel suçların kamu davası konusu olduğunu ve savcıların kendiliğinden harekete geçmesi gerektiğini söyledi, “Mağdurun hayatını ifşa eden değil, faili sorgulayan yargı süreci olmalı” diye konuştu.

İstanbul Sözleşmesi’nde belirtildiği gibi etkili ve caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini belirten Gülbahar, kadınların beyanının esas alınmasının önemini vurguladı. İfşa sürecinde yalnız bırakılan kadınların büyük tehditlerle karşılaştığını söyleyen Gülbahar, “Bazen kadınların üzerine avukatlar ordusu geliyor” dedi.