Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Olof Palme suikastında hakikat 30 yıl sonra ortaya çıkacak mı?

İsveç’in efsanevi sosyal demokrat Başbakanı Olof Palme’nin 28 Şubat 1986 günü başkent Stockholm’de sokak ortasında kurşunlanarak öldürülmesine dair dava yeniden açılıyor. Palme karısıyla beraber sinema çıkışında sokakta yürürken kurşunlanmış, dava sürecinde 10 binden fazla kişi sorguya çekilmişti.

134 kişinin işlemedikleri halde suçu üstlendiği davada, Palme’nin eşi Lisbet Palme’nin teşhis etmesi sonucu 42 yaşındaki uyuşturucu bağımlısı ve daha önce de cinayetten dolayı hapis yatmış Christer Pettersson hüküm giymişti. Ancak polis ne cinayet silahını bulabilmiş ne de Pettersson’ın Palme’yi öldürmek için nasıl bir gerekçesi olabileceğini çözebilmişti. Temyiz mahkemesi bir sene sonra Pettersson’ın cezasını kanıt yetersizliği sebebiyle bozdu ve Pettersson haksız tutuklama nedeniyle 50 bin dolar tazminat aldı.

Cinayetin ardından Palme’yi kimin öldürdüğüyle ilgili sayısız rivayet ortaya atıldı. Sosyal demokrasinin sembol isimlerinden olan eski başbakanın izlediği politikalar sebebiyle birçok düşmanı olduğu biliniyor. Palme, Güney Afrika’daki ırkçı (apartheid) rejimi en sert eleştiren politikacılardan biriydi. Ortaya atılan teorilerden biri, Palme’nin apartheid karşıtı siyasetinden hiç hoşlanmayan  Güney Afrika hükümetinin cinayeti işlettiği oldu. Hatta 1994’te apartheid’ın sona ermesinin ardından, Güney Afrika istihbaratının bazı eski üyeleri kendi hükümetlerinin Palme’yi öldürttüğünü öne sürdü, ancak İsveç’in kapsamlı bir soruşturma yürütmesine rağmen başka bir delil ortaya çıkmadı.

Palme suikastinin failinin PKK ve İsveç polisi içindeki sağcı gruplar olduğu yolunda da tezler ileri sürülmüştü. Ancak yaklaşık beş yıl önce, Palme’yi Yugoslav gizli servisi UDBA’nın öldürdüğü iddiası ön plana çıktı. John R. Schindler’in Observer’da çıkan yazısında bahsettiği gibi, UDBA’nin 1960 ve 1991 arasında çeşitli ülkelerde ağırlıklı olarak buralarda yaşayan kendisine karşıt kişi ve grupları hedef alan sayısız infaz gerçekleştirdiği biliniyor. 1971 yılında radikal Hırvat bir örgüt Stokholm’daki Yugoslav Büyükelçiliği’ne saldırmış ve Büyükelçi’yi öldürmüştü. Bundan bir yıl sonra aynı örgütten başka bir grup Büyükelçi’yi öldürenlerin bırakılmasını talep etmek için İskandinav Havayolları’nın bir yolcu uçağını kaçırmıştı. Bu olaydan sonra İsveç hükümeti ve UDBA ülkedeki Hırvat radikallere karşı birlikte çalışmaya karar verecekti. Bu yüzden Palme’yi bu Hırvat grupların öldürdüğü iddiası ortaya atılsa da eski bir UDBA çalışanının birkaç sene önce yaptığı açıklamalar gözleri UDBA’nin üzerine çevirdi.

2011 yılında bir Alman dergisine verdiği röportajda eski bir UDBA çalışanı olan Vinko Sindičić, suikastı Palme’nin Hırvat radikallere yönelik politikalarını yeterince sert bulmayan UDBA’nin düzenlediğini öne sürdü. Sindičić’e göre Palme’nin katili Ivo D. 2011 yılına kadar Hırvatistan’da yaşıyordu ve cinayet silahı ABD’den İsveç’e kaçak olarak sokulmuştu. Avrupa’daki birçok istihbarat örgütü Sindičić’in UDBA’nin 1970 ve 1980’lerde Avrupa’da düzenlediği birçok suikasta karıştığını düşünüyor.

olof-1

İsveç hükümeti bu hafta Palme davasının yeniden açılacağını duyurdu ve davaya birçok organize suç davasına bakmış olan başarılı savcı Krister Petersson’u atadı. Böylece davada hakikatin 30 yıl sonra ortaya çıkması ihtimali belirmiş oldu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.