Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Demokrat Partili üç kadın, 2020 başkanlık seçimlerinde Trump’a meydan okumak için birbirleriyle yarışıyor

ABD’de kasım ayında yapılacak Senato seçimleri için adaylar çalışmalarını hızlandırırken, bazı adaylar yalnızca bu seçimler için değil, 2020 yılında düzenlenecek başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın karşısına çıkacak potansiyel adaylar olarak da sivriliyor. Bu isimler arasında öne çıkan üç Demokrat Partili kadın adayın portrelerini derledik:

Elizabeth Warren
1949 yılında Oklahoma’da doğan Elizabeth Warren, 2013 yılından bu yana Demokrat Parti’den Massachusetts senatörlüğü görevini yürütse de, 1996 yılına kadar Cumhuriyetçi Parti üyesiydi. Kökeni Amerika’nın yerlilerine dayanan orta sınıf bir aileden gelen Warren’ın kökenleri bir süredir gündemi meşgul ediyordu. Massachusetts senatörünün kökenini diline dolayan ABD Başkanı Donald Trump, Warren’a DNA testi yaptırmasını önermişti. Warren da bu testi yaptırıp yerli olduğunu kanıtlamıştı.

Lisans öğrenimi gördüğü hukuk alanında akademik kariyer yapan ve icra-iflas ve ticaret hukuku profesörü olan Warren, siyasete atılmadan önce; Teksas, Pennsylvania ve Harvard üniversitelerinde öğretim üyeliği yaptı.

Sıkı bir tüketici hakları savunucusu olan ve bu konuda hem akademik hem de popüler çok sayıda kitap yazan Warren, ekonomik konulardaki görüşleriyle öne çıkıyor. 2008 yılındaki ekonomik krizin ardından ABD Kongresi’nin Sorunlu Kredileri Kurtarma Programı’nı yürüten biriminde başkanlık yaptı. Barack Obama döneminde hem Obama’ya hem de Hazine Bakanı’na ekonomi ve tüketiciyi koruma alanlarında danışmanlık yapan Warren, yazdığı yazı ve kitaplar sayesinde 2000’li yıllarda popüler bir politik figür haline geldi. Bunun sonucunda 2012 yılındaki seçimlerde Massachusetts senatörü seçildi ve bu eyaletten Senato’ya giren ilk kadın oldu. Warren 2020 yılında düzenlenecek olan başkanlık seçimlerinde mevcut Başkan Trump’ın rakibi olmak için en kuvvetli adaylardan biri olarak görülüyor.

Warren en çok işsizlik sorununa vurgu yapıyor ve daha adil vergi düzeni olması gerektiğini savunuyor. Vergi gelirlerinin artırılmasıyla elde edilecek kaynağın ise ABD’nin giderek köhneyen altyapı sistemlerine aktarılması gerektiğini söylüyor. Asgari ücretin artırılması ve küçük esnaf ve serbest çalışanların daha fazla desteklenmesi ise diğer vaatleri arasında.

Warren 1980 yılından bu yana ikinci eşi olan Bruce Mann ile evli ve ilk evliliğinden iki çocuğu bulunuyor.

Kirsten Gillibrand
2009 yılından bu yana Demokrat Parti’den New York senatörü olan 1966 doğumlu Gillibrand, senatörlük görevinden önce de iki yıl Temsilciler Meclisi üyesiydi. 2008 yılında Başkan seçilen Barack Obama’nın, New York Senatörü Hillary Clinton’ı dışişleri bakanı olarak atamasıyla boşalan senatörlük koltuğuna oturan, 2012 yılında da aynı görev için tekrar seçilen Gillibrand, UCLA’da hukuk öğrenimi gördü.

Siyasete atılmadan önce avukatlık yapan Gillibrand’ın kendi kişisel internet sitesinde verilen bilgiye göre; siyasetteki en büyük önceliği ABD’nin ekonomisini yeniden yapılandırmak. “Made in America” etiketli ürünleri artırmak, ücretleri daha makul seviyelere çekmek en büyük hedefleri olarak sıralanıyor.

Doğup büyüdüğü ve senatör seçildiği New York başta olmak üzere ABD’nin genelinde “sessizlerinin sesi” olduğu belirtilen Gillibrand, yönetimler için hesap verebilirlik ve şeffaflığın en önemli ilkeler olduğunu sık sık vurguluyor. Gillibrand, Obama’nın başkanlığı döneminde getirilen Herkes İçin Sağlık Sigortası Reformu’nun da en ateşli savunucularından biriydi. Rusya’nın seçimler sırasında işlediği iddia edilen siber suçların bağımsız bir şekilde araştırılması gerektiğini savunan Gillibrand, suç işlemiş kimselerin ellerindeki bireysel silahlara devlet tarafından el konulması gerektiğini söylüyor.

Gillibrand, Theo ve Henry adlarında iki erkek çocuk annesi ve İngiliz işadamı Jonathan Gillibrand ile evli.

Kamala Harris
1964 yılında Oakland, Kaliforniya’da doğan Kamala Harris, Warren ve Gillibrand gibi hukuk öğrenimi gördü ve siyasete atılmadan önce bu alanda çalıştı. San Fransisco Bölge Savcılığı görevini de yürüten Harris, 2011-2017 yılları arasında ise Kaliforniya Eyalet Başsavcısıydı. Harris 2016 yılındaki seçimlerde Demokrat Parti’den Kaliforniya senatörü seçilerek ABD Kongresi’ne girdi. Harris, ABD tarihinde senatör seçilen ikinci Afro-Amerikan kadın oldu.

Harris’in kişisel internet sitesinde, “hayatını adaletsizlikle mücadeleye adadığı” belirtiliyor. Doğup büyüdüğü Kaliforniya’daki Sivil Haklar Hareketi’ni dikkatle izleyen Harris, kendini savunamayanları savunmak için çaba sarfettiğini dile getiriyor. Kısa süredir üyesi bulunduğu ABD Senatosu’nda savunduğu politikalar şöyle sıralanıyor: Tüm mağdur toplulukların haklarının savunulması, çalışan kesime daha fazla maaş, bozuk adalet düzeninin düzeltilmesi, sağlık hizmetlerini tüm Amerikalılar için ulaşılabilir yapmak, çalışan aileler için çocuk bakım hizmetlerini genişletip tabana yaymak.

Douglas Emhoff ile evli olan Kamala Harris, baba tarafından Jamaika, anne tarafından ise Hindistan kökenli.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.