6 yıl önce, Suriye’deki iç savaşın başkente sıçramasıyla kapanmak zorunda kalan Şam’daki Suriye Ulusal Müzesi’nin bir bölümü, 28 Ekim Pazar günü yeniden halka açıldı. Kapalı kaldığı süre boyunca içindeki çok sayıda tarihi eser, yağma ve yıkıma uğramamaları için gizli yerlere saklanmıştı. Çatışmaların yoğun olarak yaşandığı dönemlerde müzenin bahçesi halka açıktı ancak binaya girmek yasaklanmıştı.
BBC’de yer alan habere göre, müzenin açılışına katılan Suriye Kültür Bakanı Muhammed al-Ahmed, ‘müzenin yeniden açılmasının ülkenin zengin kültürel mirasının “terörizm” ile yok edilemediğinin göstergesi’ olduğunu söyledi. Müzenin Müdür Yardımcısı Ahmed Deeb ise basına verdiği demeçte, “Açılan bölümde Tarih Öncesi, Antik Doğu, Klasik ve İslami dönemlere ait bir grup eseri sergiliyoruz. Müzenin tamamını açmak için çalışmalar sürüyor” dedi.
Müzenin yeniden açılması, Suriye hükümetinin ülkede hayatın normale dönmeye başladığını ispat etme çabası olarak görülüyor.
Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Suriye’de hiç müze yoktu. Bu yüzden, 1919 yılında, Fransız mandasından hemen önce kurulan Suriye Ulusal Müzesi, ülkenin en büyük ve en eski kültürel miras kurumu olma özelliğine sahip.
Suriye’nin 11 bin yıllık tarihinden geniş kesitler sunan müzede, ülkenin en önemli antik kentlerinden Mari (Tel Hariri), Ebla (Tell Mardikh) ve Ugarit’teki (Ras Shamra) kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar sergileniyor. Bunların arasında MS 245 yılına ait olduğu düşünülen, duvar resimleri ve freskleriyle ünlü Dura-Europos Sinagogu, antik Palmira (Tedmur) kentinden dokuma kumaşlar ve dünyanın en eski alfabelerinden biri olarak kabul edilen Ugaritik alfabe ile yazılmış kil tabletler, en önemli tarihi eserler arasında sayılıyor.
