Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kaşıkçı cinayetinde cevapsız sorular

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı evlilik işlemleri için 2 Ekim’de girdiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda katledildi. Kaşıkçı’nın öldürülmesi, Suudi Arabistan ve onun kudretli Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’a yönelik uluslararası eleştirilere yol açtı.

Washington Post’tan Adam Taylor, Kaşıkçı cinayetinin ikinci ayında cinayete dair hâlâ yanıtlanmamış soruları yazdı.

1) Kaşıkçı’nın bedenine ne oldu?

Geçen çarşamba günü Türk yetkililer cinayete dair yapılan en detaylı açıklamada, Kaşıkçı’nın önceden planlanmış bir şekilde, konsolosluğa girer girmez boğularak öldürüldüğünü söyledi. Fakat Kaşıkçı’nın bedeni hâlâ kayıp. Suudi tarafı cesedin bertaraf edilmesi için “yerel bir işbirlikçiye” verildiğini açıklamıştı ama Türk yetkililer böyle bir kişinin tespit edilemediğini söyledi. Türk yetkililere göre Kaşıkçı’nın cesedi, aside batırılarak yok edildi.

Detaylar, araştırmacılardan çok Kaşıkçı’nın dostlarını ve ailesini ilgilendiriyor. Nişanlısı Hatice Cengiz “Henüz cenazesi bile olmadı. Bu, İslami kurallara göre kabul edilemez” dedi.

2) Kumpasın ucu kimlere dokunuyor?

Suudi tarafının Kaşıkçı’nın öldüğünü kabul etmesi iki hafta, cinayetin planlı olduğunu kabul etmesi ise daha da çok zaman aldı. Nihayetinde 18 Suudi Arabistan vatandaşı olayla ilinti olarak tutuklandı ve beş üst düzey yetkili işten atıldı. Fakat Türkiye’den soruşturmacılar, Krallığın gerçeğin açığa çıkarılması için çok az çaba gösterdiğini söyledi.

Olayın en başından beri şüpheler Veliaht Prens Muhammed bin Salman’a yönelmiş durumda. Özellikle, Türkiye tarafından belirlenen bazı şüphelilerin Prens’e yakınlığı, cinayetin Suudi liderliğiyle bağlantısız olduğunu düşünmeyi zorlaştırdı.

ABD istihbaratı, Prens’in, Kaşıkçı’nın Virginia’daki evinden Suudi Arabistan’a dönmesini sağlayacak bir operasyon emri verdiğini ileri sürdü. ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile telefon görüşmelerinde Prens, Kaşıkçı’yı “tehlikeli bir İslamcı” olarak nitelendirdi.

Fakat Suudiler bu tür iddiaları reddettiler. Hatta Kral Abdülaziz bin Salman, Veliaht Prens’i Kaşıkçı cinayetini inceleyen bir istihbarat ekibinin başına getirdi.

3) Cinayetin yankıları ne olacak?

Suudi Arabistan, ABD ve diğer Batı ülkelerinin on yıllar boyunca önemli bir müttefiki olageldi. Ülkesindeki en yetkili ikinci hanedan mensubu olan Muhammed bin Salman, başta Trump olmak üzere birçok yabancı müttefik tarafından sıcak karşılanan ekonomik ve sosyal reformlar başlatmıştı. Siyasi rakipleri ve aktivistlere yönelik tutuklamalar ve baskılara ise daha az dikkat çekildi ve Yemen’deki vahşi Suudi savaş çabaları Riyad için çok az sorun yarattı.

Fakat tüm bunlar Kaşıkçı cinayetiyle değişti. Prens doğrudan dahil olmamış olsa bile, suçun vahşi niteliği -ve Suudilerin olayı saman altı etmekte başarısızlığı- derin rahatsızlık yaratmış durumda.

Suudi Arabistan’ın ABD’deki itibarı açıkça hasar gördü. Çok sayıda ABD’li şirket ve hükümet yetkilisi, Riyad’da “Çölün Davos’u” olarak adlandırılan yatırım konferansından çekildi. ABD’li milletvekilleri, Suudi yetkilileri hedef alan yaptırımlar uygulanmasını önerdi ve Kongre’de, ABD’nin Suudi Arabistan’ın Yemen’de yürüttüğü savaşa desteğine muhalefet arttı.

Şimdiye kadar pratik anlamda çok az değişiklik oldu. Trump, Suudileri eleştirmeyi reddetti ve defalarca, Krallıkla silah anlaşmalarını iptal etmeyi düşünmediğini söyledi. Diğer Batılı başkentler de pek farklı durumda değil. Almanya, bugüne kadar ciddi adım atıp Suudi Arabistan’a bir sonraki açıklamaya kadar silah satışını askıya alan az sayıdaki ülkelerden biri.

Suudi Arabistan’da büyük değişikliklerin olup olmadığı da net değil. Riyad, Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili kendi soruşturmasını yürütse de, ülkenin, kendisine yönelik eleştirileri savuşturma olasılığı düşük. Az sayıda Suudi hanedan üyesinin Muhammed bin Salman’a karşı çıkma yeteneği var ve Prens, hâlâ babası ve Suudi halkından önemli ölçüde destek görüyor.

El Dilam kasabasında yaşayan emekli asker Raşid El-Avadin, Washington Post muhabirine yaptığı açıklamada, “Yaşam bizim için iyi bir şeydir, çünkü veliaht prensimiz her zaman bizim için çok çalışıyor ve hayatımızı daha iyi hale getiriyor. Onu destekliyorum ve destekleyeceğim, ne olursa olsun. Hayatta olduğu sürece liderliğini takip edeceğim” diyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.