İngiliz kimyager Rosalind Franklin’in çalışmalarından yola çıkarak, 1950’li yıllarda Francis Crick ile DNA’nın sarmal yapısı üzerine yaptığı çalışmalar sonucunda 1962’de “Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü” alan James Watson, ırkçı söylemleri sebebiyle onursal unvanlarını kaybetti. Watson, genlerin siyahlar ve beyazlar arasında zekâ ve kapasite bakımından farklılıklar yarattığını öne sürüyordu.
New York Long Island’daki Cold Spring Harbor Laboratory (CSHL), ırkçı ve cinsiyetçi söylemleriyle tanınan ve öteden beri bilim dünyasında eleştirilen 90 yaşındaki Watson’ı kınayarak onursal unvanlarını geri aldı. Watson, 1968-1993 yılları arasında bu kuruluşun yöneticiliğini üstlenmişti.
CNN ve Time’ın haberlerine göre; PBS kanalının 2 Ocak’ta yayınladığı “American Masters: Decoding Watson” (Amerikalı Üstatlar: Watson’ı Çözümlemek) adlı belgeselde, zekâ testleriyle kanıtlandığını öne sürdüğü ırksal farklılıkların varlığına dair tezini tekrar etmiş; CSHL, Watson’ın açıklamalarını “ispatlanmamış ve laubali” olarak nitelemişti. Watson iddialarını ilk kez 2007’de dile getirmiş, daha sonra açıklamaları sebebiyle özür dilemişti. Bilim dünyasında eleştirilere hedef olan Watson, tepki olarak 2014 yılında, Nobel madalyasını 4.1 milyon dolar karşılığında satışa çıkarmıştı.
CSHL cuma günü yayınladığı açıklamada, “Dr. Watson’ın açıklamalarının kınanması gerekir, bilim tarafından desteklenmemektedir ve hiçbir şekilde CSHL’nin, mütevelli heyetinin, fakültesinin, çalışanlarının veya öğrencilerinin görüşleriyle örtüşmemektedir. Laboratuvar; bilimin, önyargıları meşru hale getirmek için suistimal edilmesini kınamaktadır” dedi.
Watson’ın oğlu Rufus Watson, Associated Press’e yaptığı açıklamada; babasının ekim ayında geçirdiği bir kaza sebebiyle bakımevinde bulunduğunu ve yaşananlar hakkında “çok düşük seviyede” farkındalığa sahip olduğunu söyledi.
Irkçı, cinsiyetçi, homofobik bir bilim insanı profili
Watson, 2007 yılında İngiliz Sunday Times gazetesine verdiği bir röportajda “Afrika’nın geleceği hakkında karamsar olduğunu” belirterek “Çünkü tüm sosyal politikalarımız zekâlarımızın eşit olduğuna dair temellenmesine rağmen, zekâ testi sonuçları aynı şeyi göstermiyor” demişti. Watson, tüm insanların eşit olduğunu umduğunu belirtmiş fakat “siyah çalışanlarla ilgilenenlerin bunun doğru olmadığını gördüğünü” ifade etmişti.
Bu açıklamalar sonrasında CSHL, Watson’un idari görevlerine son vermiş ancak onursal unvanlarına bugüne dek dokunmamıştı.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Watson aynı röportajda; kadınların ancak eşcinselliği işaret eden genlerin var olduğu ve fetüsteyken saptanabildiği durumlarda kürtaj yapmalarına izin verilmesi gerektiğini söylemişti.
“Aptallık tedavi edilmesi gereken genetik bir hastalık”
2000 yılındaki bir açık dersinde Watson, kişilerin kiloları ve hırsları ile derilerinin renkleri ve cinsel becerileri hakkında bağlantı olduğunu ifade etmişti: “Bu sebeple Latin sevgililer tercih ediyorsunuz. Hiçbir İngilizden sevgili olduğunu duymadınız. İngilizlerden ancak hasta çıkar.”
Watson ayrıca, 2003’te yayınlanan bir başka belgeselde, aptallığın tedavi edilmesi gereken genetik bir hastalık olduğunu belirtmişti.