Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

İrfan Demirkol ile festival sinemacılığı ve Ankara üzerine

Otuzuncu yılında Ankara Uluslararası Film Festivali vesilesiyle birbirinden değerli yerli ve yabancı yapımları ağırlayan Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda İrfan Demirkol ile buluştuk. 18-28 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleşen festivali, Ankara sinemasını ve festival sinemacılığını konuştuk.

Kavaklıdere, Kızılırmak, Bahçelievler ve Kızılay’da seyircileri ağırlayan Büyülü Fener sinemaları ile Ankara’da “sinema” denince akla gelen, önemli isimlerden biri Demirkol. Bütün bu mekânların birer sinema salonundan fazlası olması, film gösterimlerinin yanı sıra, tiyatro ve müzik gibi birçok sanat dalından sanatçıları bir araya getiren etkinliklerle birer kültür merkezi hâlini alması için gösterilen çabaları anlatıyor, değerli yol arkadaşlarından bahsediyor Demirkol bizlere.

Eşi İnci Demirkol da bu yolda onun en büyük destekçilerinden biri. Yıllardır birlikte yürüttükleri bu festival çiftin göz bebeği. Otuzuncu yılında da ilgiyle takip edildiğini, beğenildiğini görmenin kendilerini çok mutlu ettiğini söylüyor İrfan Bey söyleşimiz sırasında. 

Sinemaya olan ilgisinin nasıl başladığını, nasıl böyle yıllar boyu heyecanını koruduğunu sorduğumda, “Sevdiğimiz işi yapıyoruz, keyifle yapıyoruz” diyor İrfan Bey. Festivaller onun sinema dünyasında en çok önem verdiği, hep bir ucundan tutmaya çalıştığı etkinlikler olmuş bugüne kadar. Bugünden sonra da aynı şekilde devam edeceğini söylüyor. 

Tam bu noktada Ankaralı sinemaseverlerin endişelendiği bir şeyi soruyorum kendisine; “İrfan ve İnci Demirkol çifti gün gelip festival bayrağını başkalarına teslim ettiklerinde de böyle değerli yapımları seyirciyle buluşturmak mümkün olacak mı?” diye. Bunun bir bayrak yarışı olduğunu ve Türkiye’de sinemayı aşkla daha iyi yerlere getirmeye çalışan pek çok değerli insanın bulunduğunu, onların bu görevi devralacağını söylüyor.

Kısa filmlerin bir yönetmenin gelişimindeki yerinden, öneminden bahsetmeden edemiyor Demirkol. Bu festival, Ankara’da, kısa filmlere ve belgesellere de yer vermesi, genç yönetmenleri cesaretlendirmesi bakımından özel bir yere sahip.

Sponsorlar konusunu açtığımda da yüzü gülüyor İrfan Bey’in. Umutsuzluğa kapılmadığını belirtiyor. Otuz yaşına gelmiş, saygın bir festival olmasından ve gördüğü takdirin sadece seyircilerden değil, sponsorlardan da geldiğinden, bu yıl kendiliğinden gelip festivale sponsor olmak isteyenlerin varlığından bahsediyor. Ankaralı sinemaseverler için harika bir haber bu!

Hem bize vakit ayırdığı hem de bu güzel sohbet için Büyülü Fener Sineması’nın kapılarını bizlere açtığı için İrfan Demirkol’a bir kez daha teşekkür ederiz.

Söyleşimizi bitirirken de vurguladığım gibi, Ankara’mıza “gri” diyenler, buyursunlar gelsinler, önümüzdeki yıl, birbirinden güzel yapımların, kısa ve uzun metraj fimlerin gösterildiği, değerli yönetmenlerin, sinema eleştirmenlerinin bir araya geldiği bu renkli festivalde buluşalım! İyi seyirler!

Haber: Özge Çakır & Özgür Özdemir

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.