Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Beylikdüzü Emekliler Lokali’nde “Açık Oturum” heyecanlı başladı ama son bölümü kimse izlemedi: Canan Coşkun’un izlenimleri

23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimindeki CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’ın neredeyse tüm televizyon kanallarında ortak canlı yayınlanacak açık oturumunu izlemek üzere İmamoğlu’nun yıllarca belediye başkanlığı yaptığı Beylikdüzü’ne gittim. Buradaki durağım Emekliler Lokali olacaktı; daha önce ilçenin sokaklarında seçimle ilgili sokak röportajları yaparken en ateşli İmamoğlu seçmenlerine de burada rastlamıştık. Ayrıca, Türkiye siyasi hayatında sembol bir semt olan Kasımpaşa’nın yanında artık bir de Beylikdüzü gerçeği vardı. 

Reklam panolarındaki düello

Beylikdüzü’ne giderken E-5 üzerinde İmamoğlu ve Yıldırım’ın pankartlarının bulunduğu pek çok reklam panosu gördüm. İmamoğlu’nun pankartında “İstanbul’da hak yerini bulacak” yazıyordu. Yıldırım’ın vaatlerinin yazdığı panolardaki slogan ise “Biz yaptık yine biz yaparız”dı. 

Gençlere 10 GB internet ve motosikletlilere köprü geçişlerinin ücretsiz olacağı vaatlerinin hiçbiri 31 Mart’taki yerel seçimlerde duyulmamıştı. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) E-5 üzerindeki üstgeçitlere astığı pankartlarda da şimdiye kadar hayata geçirilen projeler sıralanıyor, “İstanbul’a hizmet israf değildir” yazıyordu.

Metrobüsün içindeki ekranlarda da bu projelerle ilgili videolar oynuyordu. 31 Mart seçimlerinin ardından başlayan yarışın temposu son bir haftada zirveye ulaşmıştı. 

20.30 civarı Emekliler Lokali’ne ulaştım. Lokalin bulunduğu bahçenin girişinde İmamoğlu’nun karakalem portresi bulunan ve “Her şey çok güzel olacak” sloganı yazılı bir bayrak asılıydı. Bahçedeki masaların hemen hemen hepsi doluydu. Sohbet edenler, tavla oynayanlar, çekirdek çitleyenler, ilk bakışta sıradan bir haziran akşamı…

Lokalin karşısındaki caminin önünde Binali Yıldırım’ın seçim çadırı kuruluydu. Çadırın etrafı alışıldığı üzere AKP logolu bayraklarla donatılmıştı.Etrafta in cin top oynuyordu. Çadıra yöneldiğimde kapalı olduğunu gördüm.

Yayın başlıyor, herkes yerini alıyor

Yayın saati yaklaştıkça lokalin içindeki televizyonun önü kalabalıklaşmaya başladı. Grubun tam ortasında bir kadın oturuyordu. Çevresinde de 10-15 yaşlı ve genç vardı. Daha geride oturanlar çekirdek ve dondurma yiyerek bekliyordu. Yayın başladığında herkes televizyona odaklandı. Ses yeterli gelmedi. Salonun diğer yarısındaki televizyon da açıldı ve sorun çözüldü.

Programın moderatörü İsmail Küçükkaya’nın ilk sorusu İstanbul seçiminin neden yenilendiğiydi. İlk cevap Yıldırım’dan geldi: “Birtakım garip, acayip işler oldu” diyen Yıldırım, oyların çalındığını iddia ediyordu. Kalabalıktan tepkiler yükselmeye başladı. 

Lokalde bulunanlar söz İmamoğlu’na geldiğinde, İmamoğlu 31 Mart gecesi yaşananları saat saat anlatınca başlarını sallayarak onaylıyorlardı. Yıldırım, “Oylar çalındı” iddiasına yanıt verirken İmamoğlu’nun sözünü kesti. İzleyenlerden biri “Karışma!” diye bağırdı. Bir başkası “Neden günlerce televizyon karşısına çıkmadın?” diye soruyordu. 

Salonda çocuklar da vardı ve aralarında şakalaşıyorlardı. Çocukların azıcık sesi yükselse tartışmayı pürdikkat izleyenlerden uyarı nidaları yükseliyordu hemen. 

İmamoğlu, 31 Mart gecesi Yıldırım’ın Anadolu Ajansı’nın (AA) müdürüyle görüşmediği sözüne inanmadığını söyledikten sonra Küçükkaya, AA’nın veri girişini neden durdurduğunu sordu. İmamoğlu’ndan önce yanıt salondan geldi: “Talimat aldılar!”

Konuşma sırası Yıldırım’a geldiğinde İmamoğlu’nun “kul hakkı yendiği” sözüne yanıt verdi. “İthamlar var. Kul hakkı yemek, kibirli olmak.. Bunlar kimi adresliyor?” diye sordu. Salondan biri “Yalan mı?” diye seslendi.

Sonra Küçükkaya, Yıldırım’a seçim vaatlerine yönelik “Neden şimdiye kadar yapılmadı” eleştirilerini anımsattı. Yıldırım, “Saatlerce anlatabilirim” diyerek elindeki tanıtım dosyasından vaatlerini sıralamaya başladı. Salondaki izleyenlerden biri doğalgaz faturası indirimi vaadini hatırlattı ve şunu sordu: “Yazın söz vermek kolay. Kışın niye demedin?”

Söz sırası yeniden İmamoğlu’na geçti. “Binali Yıldırım’ın yalan konuştuğum cümlesine o esnada müdahale etmememin sebebi programa olan saygımdandır” diyen İmamoğlu’na salondakiler “Allah’ına kurban” diye seslendi. 

Küçükkaya, “Rakibinize bir soru sorun” diyerek sözü İmamoğlu’na bıraktı. İmamoğlu’nun sorularından biri “O gece Anadolu Ajansı’nın yaptıkları sizin için ne ifade ediyor?”du. Yıldırım’ın cevabı “AA’nın yayın kesmesinin sebebini AA açıklamalı. Benim işim değil. Bunun sorumlusu ben değilim” dedi. Salondakiler “Biliyorsun, açıklamıyorsun” diye seslendi.

Yıldırım’ın sorusu ise İBB’nin veritabanın kopyalanması ile ilgiliydi. İmamoğlu, yanıt verirken Yıldırım bir kez daha sözünü kesti. Salondakiler “Binali dayanamıyor artık” tespitini yapıyordu. 

Soru cevap kısmından sonra yayına 10 dakikalık reklam arası verildi. Hep beraber bahçeye çıktık. Sanki bir maçtaydık ve devre arası verilmişti. İlk yarıyla ilgili kritikler yapılıyordu. Televizyon önündeki grubun ortasında oturan kadınla konuştum. İsmail Küçükkaya’nın programı nasıl yönettiğini sordum. “Soruları eksik” diye yanıt verdi.

Reklam arasının bitmesine yakın televizyon önü grubu yerini almaya başlamıştı. Aralarından biri İBB Başkanlığının AKP’den hemen önceki döneminden bahsediyordu. Fazilet Partisi’nden İBB Başkanı seçilen Ali Müfit Gürtuna’nın Yıldırım’ı İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) büfelerini akrabalarına dağıttığı için görevden aldığını anlatıyordu. Yolsuzluk iddialarını örneklerle açıklıyordu. 

İkinci yarı başlıyor

İkinci yarı başladığında Küçükkaya, Yıldırım’ın İBB’nin veritabanı kopyalanması ile ilgili İmamoğlu’nun yanıtına itirazı olduğunu söyledi ve sözü Yıldırım’a verdi. O da “Teknolojiyle aram iyidir. Bu internet altyapısını da biz yaptık” diye söze başladı. Salondakilerden biri “Sen önce yazmayı öğren” diye seslendi. Yıldırım, “Veri kopyalama işi bir FETÖ taktiğidir, FETÖ bunu yaptı geçmişte” dediğinde öfkelendiler. “Her seçimin sonucu kabul edilir” dediğinde de alaycı bir ifadeyle gülmeye başladılar. Gülüşmeler devam ederken, Yıldırım sözlerine şöyle devam ediyordu: 

“Bu sefer belki biz itiraz etmeyeceğiz, Ekrem Bey edecek. Seçim sonucunu kabul etmemek gibi bir lüksümüz mü var?”

Küçükkaya, Yıldırım’a, “Belediye başkanı seçilirseniz FETÖ’yle mücadele bağlamında belediye ve iştiraklerinde ne vaat ediyorsunuz” diye sordu. Yıldırım uzun bir yanıt verdi: 

“İstanbul’da 23 bin tane vakıf, dernek, hemşeri derneği var. Bunların hepsine İBB de ilçe belediyeleri de destek oluyor. Vakıflara destek olmak yanlış bir şey değil. Sizin yapamadığınız işleri onlar yapıyor. Siz de onlara destek oluyorsunuz. Toplumsal sorumluluk üstleniyorlar. İnsanları bir araya getiriyorlar. Onların kaynaşmasını sağlıyorlar. İhtiyaçlarını görüyorlar (…)”

Fethullahçı yapıya ilişkin yargılamaları anımsatan Yıldırım, “FETÖ örgütüyle mücadele devam edecek. Bunların ibadet, ticaret ve ihanet kısmı var. Bizi ilgilendiren ihanet kısmıdır. Bunlar da şimdi mahkemelerde hesabını veriyor” dedi. Bu sırada salondan biri bağırarak “Siyasiler nerede?” diye sordu. 

Programın ilerleyen dakikalarında Küçükkaya, adaylara mal varlıklarını açıklayıp açıklamayacaklarını sordu. Yıldırım, “Kamu adına hizmet görüyorsanız mal varlığı beyanında bulunmaya mecbursunuz. 16 yıldır mal varlığı beyanı veriyorum” diye yanıtladı. Salondan da bir yanıt geldi: “Gerçek mal beyanını, gerçek!”

Küçükkaya, programa bir ara daha vereceğini söylediğinde izleyenlerin çoğu salonu terk etti. Lokalin çalışanları da televizyonu kapatıp etrafı toparlamaya başladığı için oradan ayrıldım. 

17 yıl sonra yapılan bir açık oturum, insanların haksızlığa karşı yüksek sesle tepki göstermesini sağlamıştı. Yıldırım’ın söylediklerine karşı çıkanlar sanki o an televizyona değil de karşılarındaki Yıldırım’a öfkeleniyordu. İmamoğlu’nun, Yıldırım’ın iddialarına karşı söyledikleri adalet duygularını tamir ediyordu. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.