Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Selahattin Demirtaş: “Mısır’da yaşananlar ne kadar utanç verici ise Türkiye’de yargıya müdahale de o kadar utanç vericidir”

HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı davanın duruşması Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde görüldü. Demirtaş davaya, tutuklu bulunduğu Edirne’deki cezaevinden telekonferans yöntemiyle katıldı.

Demirtaş, mahkemeye sunduğu savunmasında ilk olarak, duruşma sırasında hayatını kaybeden Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin ölümünden bahsetti. Demirtaş, Mursi’nin ölümünü cinayet olarak nitelendirdi ve “Mursi’nin cezaevinde, mahkeme salonunda ölümü her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun bir cinayettir” dedi.

Demirtaş, Müslüman Kardeşler’in yargılanmasını kendilerinin içinde bulunduğu duruma benzeterek, AKP Sözcüsü Ömer Çelik’e seslendi:

“Mursi’ye yapılan barbarlık da, iki yıl önce sizin yaptıklarınız medeni bir durum mudur? Herkesin kendini gözden geçirmesi lazım. Türkiye’de de yargının siyasallaşması açısından yaşananlar Mısır’dan geri kalır değildir. Mısır’da yaşananlar ne kadar utanç verici ise Türkiye’de yargıya müdahale ve yargıçlar üzerinde kurulmak istenen tahakküm de o kadar utanç vericidir.”

“Bizim tutukluluğumuz her bir yurttaşın yılda 630 dolarına mal oluyor”

Demirtaş savunmasında, kendisiyle birlikte tutuklu bulunan Figen Yüksekdağ, İdris Baluken, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel, Abdullah Zeydan ve diğer siyasiler için her vatandaşın cebinden yıllık 630 dolar çıktığını da belirtti:

“Çocuklarımız dağda, şehirde, ovada ölmesin diye mücadele ettik. Eğer bu paraya değiyorsa, biz açlık çekelim yeter ki siz hapiste kalın diyorsanız yanlış düşünüyorsunuz. Biz siz aç kalmayasınız diye mücadele ettik”

“Alkışlanacak bir paket göremiyorum”

Açıklanan Yargı Reformu Strateji Planı’nı da eleştiren Demirtaş, belgenin içeriğinin ruhen boş olduğunu söyledi ve devam etti:

“Alkışlanacak bir paket göremiyorum. Benim de mensubu olduğum Türkiye Barolar Birliği Başkanının hararetle bu paketi alkışlaması da vahim bir durumdur. Bir avukat, hukukçu olarak iki buçuk yıldır Ankara’da yargılanıyorum. Aynı zamanda benim de başkanım olan Barolar Birliği Başkanı ve üyelerinden biri nezaketen de olsa bu duruşma salonuna teşrif etmediler. Emimin Barolar Birliği seçimlerinde tüm meslektaşlarım bu hususu gözetecektir. ÇHD Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve çok sayıda avukat arkadaşımın yargılandığı dosyada da Barolar Birliği’nin dahil olması gerekirken duruşma salonuna bile teşrif etmemişlerdir. Böyle bir Barolar Birliği, böyle bir HSK, böyle bir yürütme anlayışıyla yargı bağımsızlığının sağlanması mümkün değildir.”

“Herkes barış dilini, ortak dili geliştirebilirse siyasi eleştiriler daha anlamlı olur”

Demirtaş, siyasetteki kutuplaştırıcı dili de eleştirerek AKP’nin bu tavrından uzaklaşması ve muhalefetin de söylemlerine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.

“İstanbul seçiminin ardından demokrasi isteyen herkesin elini hızla taşın altına koyup yeni bir demokrasi hamlesi için harekete geçmesi lazım” diyen Demirtaş, AKP’ye ve Erdoğan’a karşı demokrasi mücadelesi verilemeyeceğini, birine karşıtlık üzerinden kurulan siyasetin sadece düşmanlığı körükleyeceğini söyledi ve demokrasinin toplum yararına, toplum için verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Gazete okumamdan korkan bir iktidar var”

Demirtaş mahkumlara uygulanan gazete yasağına da dikkat çekti. Kendisinin gazete alabilmek için başvuru yaptığını söyleyen Demirtaş; Evrensel, Cumhuriyet gibi gazetelerin de aralarında bulunduğu yayınları alamadığını, bu gazetelere günün siyasi gerekçeleriyle el konulduğunu, bunun keyfi bir uygulama olduğunu belirtti ve “Gazete okumamdan korkan bir iktidar var” dedi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.