İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin Kartal Meydanı’nda düzenlediği 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine atanan kayyumları protesto etmek için “Kayyumlara karşı halkın iradesi” şiarıyla düzenlenen mitinge, HDP milletvekilleri Hüda Kaya, Saruhan Oluç, Fatma Kurtulan, CHP milletvekilleri Ali Şeker, Sera Kadıgil, Sezgin Tanrıkulu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, ÖDP Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş ve çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı.
Polisler tarafından çevrelenen meydana vatandaşlar iki ayrı yerden, kimi kortejler halinde, kimisi de bireysel olarak giriş yaptı. “Savaşa karşı barış, kayyuma karşı toplumsal dayanışma”, “Demokrasiyi ve barışı birlikte savunacağız”, “Eş başkanlık kadın özgürlük sistemimizdir, gasp ettirmeyiz”, “Hasankeyf’ten Kaz Dağları’na Munzur’a talana son” ve “Erkek şiddetine, savaş aklına hayır” pankartlarının açıldığı meydanda sık sık “İstanbul’dan Mardin’e kayyuma karşı omuz omuza”, “Amed halkı yalnız değildir”, “Kayyuma hayır” ve “Hak hukuk adalet” sloganları atıldı.
Kadınlar korteji: “Şimdi özgürlük zamanı”
Mitingin en dikkat çekici korteji beyaz tülbentli kadınların ve Barış Annelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kadının oluşturduğu kortej oldu. “Şimdi özgürlük zamanı” yazılı mor önlükler giyen kadınlar, kadın katliamlarını, çocuk istismarlarını ve kayyumları zılgıtlar ve sloganlarla protesto etti.
Ahmet Türk: “Barış, iradesini kayyumlara teslim etmeyen halkın inadıyla gelecek”
1 Eylül Tertip Komitesi adına Atilla Özdoğan’ın konuşmasıyla başlayan miting, hakkında açılan davalardan dolayı imza vermesi gerektiği için katılamayan seçilmiş Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün gönderdiği mektubun okunmasıyla devam etti. Türk, mektubunda “Barış adaletle, eşitlikle, özgürlükle gelecek. İradesini kayyumlara teslim etmeyen halkın kararlılığı, inadı, örgütlü duruşu ve mücadelesi ile gelecek. Hem ülkemizde hem bölgemizde çatışma ve savaşa karşı barışı örgütleyeceğiz” mesajı verdi.
Ahmet Türk’ün mektubunun ardından sahne alan müzik gruplarının ezgileriyle halay çekildi. Halaylara türlü barış taleplerini belirten sloganlar eşlik etti.
“Ekonomik ve siyasi olarak sıkışan iktidar, savaş ve çatışma siyasetini tek adam rejimini sürdürmenin vazgeçilmez bir aracı olarak uyguluyor”
Mitinge katılan tüm tarafların yazdığı ortak basın metnini sanatçı Orhan Alkaya ile Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı okudu. Açıklamada, “Milli güvenliği beka meselesi olarak gösteren AKP ve Erdoğan iktidarı, Suriye’de ve bölgede Kürt halkının kazanımlarını bir tehdit olarak görmekte, bunun üzerinden yürüttüğü milliyetçi, savaş ve çatışma yanlısı politikaları ile muhalefeti ve tüm toplumsal kesimleri susturmaya, yedeklemeye, ayrıştırmaya ve hizaya çekmeye uğraşıyor. Ekonomik ve siyasi olarak sıkışan iktidar, savaş ve çatışma siyasetini tek adam rejimini sürdürmenin vazgeçilmez bir aracı olarak uyguluyor” denildi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Yoksulluğun, açlığın, işsizliğin, mülteci dramının ve kadın cinayetlerinin sesinin bastırıldığına vurgu yapan açıklamanın satır başları ise şöyle:
“Ekonomik kriz arka plana atılarak, işsizlik ve sefaletin boyutu küçümseniyor. Bir merminin fiyatını tartışarak, asgari ücretli, işçi ve kamu emekçilerinin sefalete mahkûm edilmesi adeta meşrulaştırılıyor. Kadın cinayetleri giderek politik bir mahiyet kazanıyor. Hükümet, yandaş sendikalarla birlikte işçilere ve kamu emekçilerine sefalet ücreti dayatıyor. AKP, savaş-sömürü politikaları ve altın arama faaliyetleriyle, ülkenin tarihi ve doğal zenginlikleri emperyalist güçlere peşkeş çekiliyor.”
“Kayyum atamaları, hepimizin iradesine yönelik bir saldırıdır”
“AKP-MHP iktidarı; 31 Mart-23 Haziran seçimlerini kaybetmesinin faturasını, üç büyükşehirin belediyesine kayyum atayarak HDP’ye ve kendilerine oy vermeyen Kürtlere kesti. Şimdiyse cepheyi daha da genişleterek seçimle kaybettiklerini, politik manevralarla geri almak istiyor. Bu yapılan sadece Diyarbakır, Mardin, Van halkının değil, hepimizin iradesine, seçme ve seçilme hakkına yönelik bir saldırıdır. Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasını tek adam rejiminin karakterini atlayarak izah edemeyiz. Halkın irade gasbı olan bu politika, bu yönetim tarzını meşrulaştırmaya hizmet ediyor. AKP kendi içindeki bölünme ve yeni parti kurma çabalarını bertaraf etmek için herkesi AKP’nin bekası için hizaya sokma çabasındadır.”
“Oyumuza, irademize, ortak yaşama ve kardeşliğe sahip çıkacağız”
“Ülkemizin gerçek sahipleri ve geleceğin temsilcileri emek ve demokrasi güçleri olarak, 31 Mart ve 23 Haziran’da tek adam yönetimine karşı gösterdiğimiz ortak demokrasi mücadelemizi daha ileriden, daha güçlü sürdüreceğiz. Oyumuza, irademize, ortak yaşama ve kardeşliğe sahip çıkacağız.”
Vatandaşlar, açıklamanın ardından yeniden sahne alan müzik grupları eşliğinde dakikalarca halay çekmeye, slogan atmaya, barış ve demokrasi taleplerini dillendirmeye devam etti. Saatler 15:30’u gösterdiğinde meydan boşalmaya başladı. Vatandaşlar, sorunsuz bir şekilde alandan ayrıldı.