Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gezi Davası: Osman Kavala yine tahliye edilmedi, beşinci duruşma 28 Ocak’ta

Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davanın dördüncü duruşması bugün yapıldı. Mahkeme, davada tutuklu tek sanık olan iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 28 Ocak 2020’de.

Haber: Gamze Elvan, Sahra Atila, Dilek Şen

Gezi Davası’nın dördüncü duruşması İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde görüldü. Duruşmayı HDP milletvekilleri Oya Ersoy, Garo Paylan, Ahmet Şık, CHP milletvekilleri Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, eski CHP milletvekili Eren Erdem’in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izledi.

“Güvenlik Şube’de ekipler amiriydim, şiddet içerikli bir tespitim yok”

Duruşma 10.30’da tanıkların dinlenmesiyle başladı. Konuşan ilk tanık Ercan Orhan Aydın, Kavala’yı ilk kez mahkeme salonunda bugün gördüğünü söyledi: “Gezi olayları olduğunda Güvenlik Şube’de ekipler amiriydim. Ben söz sahibi konumda değildim. Taksim Meydanı’nda bin kişilik grup var dendi, gittik. Bize verilen görevi yapıyorduk. Üç dört gün uyumadığımı hatırlıyorum. Çok sert müdahale ediliyordu. Belki beni gözaltında görmüşlerdir ya da belki ben onlara gözaltı işlemi uygulamışımdır. Onların Gezi olaylarında olduğunu gözaltında gördüm. Ama şiddet içerikli olarak şu şunu yaptı, bu bunu yaptı gibi bir tespitim yok.”

Daha sonra FETÖ’den ihraç edildiğini hatırlatan Aydın, “Grubun dağılma iradesinden ziyade, sağlam bir organizasyon vardı Gezi’de. Misal giriyorsunuz müdahale oluyor, Mis Sokak’ta 20 kişilik maskeli grup diyorsunuz, bir bakıyorsunuz aynı grup Galatasaray’da. Dağılmışlar ama yine toplanmışlar. Osman Kavala bu işin neresindedir? Arka planda ne yaptı? Gezi’yi nasıl organize etti? Keşke farkında olsaydım” dedi.

“Eylemcilerin Divan Otel’de kaldığını duyduk. Ben o taraflara çok geçmedim. Koç Grubu’nun finanse ettiği söyleniyordu. Biz de sosyal medya üzerinden çağrıları takip ettik. Mehmet Ali Alabora’nın hesabını takip ettik mesela” diyen Aydın, pek çok cümlesini yarım bıraktı ve olanları tam hatırlamadığını söyledi.

Tanık Aydın, Avukat İlkan Koyuncu’nun “Osman Kavala’yı, bu olayları organize ederken gördünüz mü?” sorusuna ise “Osman Kavala’yı ilk kez burada gördüm” diye yanıt verdi.

“Güvenlik Şube’de görevliydim, Kavala’yı şiddet olaylarında görmedim”

Daha sonra konuşan tanık Hasan Gül, “İstanbul Güvenlik Şube’de görevliydim. Sanıkları sadece iddianame bağlamında biliyorum. Birebir hatırlatırsanız şey yaparım. Osman Kavala’yı toplumsal olaylarından ziyade kamuoyundan bilirim. Şiddet olaylarından bilmem. Gezi olaylarında nerede olup olmadığını hatırlamıyorum. Şiddet olaylarında hiçbir şekilde görmedim” dedi.

Ardından, tanık ifadelerine yanıt olarak sanıklara söz verildi. Osman Kavala tanıkların ifadeleri için, “Şiddet olayına katılmış olduğuma dair bilgi vermediler. Yönlendiricilik yapmış olmamla ilgili de bir bilgi vermediler” değerlendirmesinde bulundu.

Sanıklardan Mücella Yapıcı da, “Yaptığımız basın açıklamaları en temel haklarımızla ilgiliydi. Ben özellikle bu konuda yargılandım ve beraat ettim. Tanıklıkta biraz yönlendirme var mı diye düşünmeye başladım, ifadeleri okuyunca” dedi. Bir diğer sanık Çiğdem Mater de “Anladığım kadarıyla konunun pek bizle alakası yok” diye konuştu.

“İlk ifademizden beri Gezi’nin bir suç olmadığını söylüyoruz”

Sanık Can Atalay ise, tanıkların, Mayıs ve Haziran 2013’te kendisinin ya da diğer sanıkların Taksim’de olduğunu söylemelerine gerek olmadığına dikkati çekip “Çünkü biz ilk ifademizden beri Gezi Direnişi’nin bir suç olmadığını söylüyoruz” dedi.

İki yılı aşkın süredir Silivri Cezaevi’nde tutulan Osman Kavala, tutukluluğuna ilişkin şunları söyledi: “Önceki celselerde Gezi olaylarını planladığım ve organize ettiğim iddialarının dayanaksız olduğunu ifade ettim. MASAK raporları bir kaynak aktarmadığımızı gösterdi. Sanık avukatları, iddianamedeki dinlemelerin hukuksuz olduğunu, çalışmaların Gülencilik ile suçlanmış görevlilerle yapıldığını ortaya koydu. Bu iddianame suçluluğumu değil, suçsuz olduğumu gözler önüne süren bir belgedir. 26 tahliye talebim, benzer gerekçelerle reddedildi. İddianamede anlatılan edimlerin suç unsuru taşımadığı ve benimle somut bir ilişki olmamasına rağmen benimle ilgili şüphelerin ağır basması özgürlüğümün değerinin verilmediğinin göstergesi, ama özgürlüğümün değeri evrensel normlara dayanıyor. AİHM kararı da bunu gösteriyor. Bu hukuksuz ve ayrımcı uygulamaya son verilmesini istiyorum.”

Avukatların savunmalarının ardından savcı, Kavala’nın tutukluluğunun devamını istedi. Mahkeme heyeti de Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Diğer sanıklar hakkındaki adli kontrolün kaldırılması talepleri de reddedildi. Adalet Bakanlığı’na Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğine ilişkin yazılan yazının cevabının beklenmesine karar verildi.

Dava, 28 Ocak 2020’ye ertelendi.

Ne olmuştu?

Dava kapsamında mimar, sivil toplum kuruluşu çalışanı, iş insanı, yönetmen, avukat, gazeteci, şehir plancısı ve tiyatro sanatçısı 16 kişi, 2013’te 80 ilde gerçekleştirilen Gezi Parkı eylemlerini organize etmek suçlamasıyla yargılanıyor. Sanıkların hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisleri isteniyor.

Osman Kavala, tutukluluğunun haksız olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu. AİHM, Kavala’nın başvurusunu 10 Aralık’ta değerlendirdi ve hak ihlali kararı verdi. AİHM, Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. ve 18. maddelerini ihlal ettiğine hükmetti. AİHS’in 5. maddesi başvurucunun tutukluluğunun “makul bir şüpheye dayanmadığı”, 18. maddesi ise “hukuki” değil “siyasi” sebeplere dayandığı anlamına geliyor.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.