Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Theodor W. Adorno: Milli Marş ve Beckett üzerine (1967-Türkçe altyazılı)

Frankfurt doğumlu Theodor W. Adorno (1903-1969), Max Horkheimer, Walter Benjamin, Herbert Marcuse ve kısmen de Jürgen Habermas ile beraber Frankfurt Okulu’nun, diğer bir deyişle eleştirel teorinin önde gelen isimlerinden biridir. Adorno, felsefeci ve tompumbilimci olmanın yanı sıra müzikbilimcidir de. Müziğin gerek kimliğini ve etkisini gerekse de “aydınlanma”daki yerini irdeleyen Adorno, müziğin hem tarihsel hem de dilsel yönü üzerine eğilir.

Yaklaşık iki buçuk yıl evvel, Adorno’nun “popüler müzik” üzerine birtakım görüşlerini ifade ettiği bir kaydı çevirip YouTube kanalına koymuştum. Ondan sonra nedendir bilmem Adorno üzerine bir çeviri daha yapmadım. Ancak geçtiğimiz haftalarda kanaldaki uzun metrajlı dört Thomas Bernhard videosunun üçünün çevirisini yapmış olan Matthias Kyska bana Adorno çevirmek istediğini söyledi. Ben de bu dönemde Almanya’da olacaktım (ki şu an Almanya’dayım) ve böyle bir çeviriye sevineceğimi belirttim.

Gel zaman git zaman Matthias Kyska çeviriyi yaptı, yine Bernhard videolarında redaktörlüğü üstlenen Kerem Duymuş çevirinin ön kontrolünü yaptı ve yaklaşık dokuz dakikalık video altyazısıyla beraber elime ulaştı. Ben de son teknik düzenlemeleri halledip kanalda yayınlama ve bu yazıyı yazma aşamasına giriştim.

Söz konusu Adorno kaydı iki kısımdan oluşuyor. İlki, Dagobert Lindlau’nun 1967 tarihinde Adorno ile yaptığı bir röportaj kaydı. Burada Adorno özellikle Alman Demokratik Cumhuriyeti’nin marşından yola çıkıyor ve dünya üzerinde milli marşların birbirine benzerliğine, dolayısıyla da işlevine dikkat çekiyor. Bu marşların içerdiği irrasyonel birleştirici etkenin, özellikle ilkel ve hatta yanlış vurgularla nasıl sağlandığını bizlere gösteriyor. Bu durumun da aslında sosyolojideki iç grup (yani biz) ve dış grup (yani onlar) ile denk düştüğünün altını çiziyor.

Kaydın ikinci kısmı ise 1969 tarihli, Adorno’nun katıldığı bir TV programından. Adorno burada Beckett’in oyunlarını ele alarak, bu oyunlardaki indirgemeci tavrın ve dolayısıyla oyunlardaki “kütük karakterlerin” işlevsel olarak birbirine bağlanmış unsurlardan meydana gelen evrensel nitelikteki bir toplumsal yapının ürünleri olduğunu gösteriyor. Diğer bir deyişle, Beckett’in aslında özel bir amaçla indirgemeci olmadığını, toplumun pespaye yanının fotoğrafını çekerek “dünyanın bizi ne hale getirdiğini” gösterdiğini ifade ediyor.

Çeviri için tekrar Matthias Kyska’ya ve düzenlemesi için de Kerem Duymuş’a teşekkürlerimle. Hoşça kalın!

Çeviri: Matthias Kyska Twitter: https://twitter.com/mkyska Facebook: https://www.facebook.com/matthias.kyska

Redaktör: Kerem Duymuş Twitter: https://twitter.com/KeremDuymus

Son Kontrol: Ümid Gurbanov

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.