Karısını Şapka Sanan Adam kitabıyla tanıdığımız, tabii bunun yanında Aklın Gözü, Bilinç Nehri, Halüsinasyonlar gibi çeşitli kitapları da bulunan Oliver Sacks, “yüz körlüğü” meselesine eğilmiş önemli nörologlardan biridir.
Kendisi de bir “yüz körü” olan Sacks, sadece kendi deneyimlerinden yola çıkarak değil, özellikle hastalarından yola çıkarak ve vaka incelemelerini oldukça yalın bir dille ifade ederek ele aldığı konuların gerek profesyonel anlamda değer görmesini gerekse de sıradan meraklı okurların ilgisini çekmesini başarmıştır.
2010’da Aklın Gözü kitabının yayımlanmasının ardından çeşitli röportajlar veren Sacks, bunlardan birinde yüz körlüğü meselesine değiniyor ve ünlü kitabı Karısını Şapka Sanan Adam’ı ve o kitabın yayımlanmasından sonraki süreçte aldığı mektupları anlatıyor. Aynı zamanda annesinin de muhtemelen bir yüz körü olduğundan oysa babasının ise bir “süper tanıyıcı” olduğundan bahsediyor. Sacks’a göre insanların çoğu yüzlerle ilişkilerinde normaldir, ancak bir köşede yüz körleri varsa öteki köşede de süper tanıyıcılar bulunmaktadır.
1944’te “prosopagnozi” adlı yüz körlüğünün tanısının yapıldığını ifade eden Sacks, bu tanının insanlar tarafından bilinir hale gelmesinin de yine kendi çalışmaları vesilesiyle olduğunu ifade ediyor.