İspanyol gazeteci Ashifa Kassam’ın 13 Nisan’da The Guardian’da yayımlanan yazısının çevirisini paylaşıyoruz:
Ana Viladomiu, Mimar Antoni Gaudí’nin yenilikçi başyapıtı olarak kabul edilen ve günde binlerce turistin akınına uğrayan, La Pedrera (Taş Ocağı) lakabıyla bilinen Casa Milà adlı binada yaşıyor.
La Pedrera binası, günde 3 binin üzerinde turist tarafından ziyaret ediliyordu. Elbette bu sayı, ülkenin tamamına yayılan koronavirüs salgını nedeniyle İspanya’da sokağa çıkmanın kısıtlanmasından ve tecrit uygulamalarından öncesi için geçerli.
İspanya’da tecrit uygulamaları ve virüse karşı alınan önlemler pazar günü kutlanan paskalya yortusunun ardından devam ediyor. Salgının yayılmasıyla birlikte Viladomiu, kendisini Barselona’nın en gözde turistik mekanlarından birinde haftalardır neredeyse yapayalnız yaşarken buldu.
Ana Viladomiu otuz yılı aşkın bir süredir ünlü mimar Antoni Gaudí tarafından tasarlanan modernist mücevher La Pedrera’da yaşıyor. Geçen bunca yılda Viladomiu, binanın su gibi dalgalanan dış cephesini ve düğümlenmiş gibi duran balkonlarını görmeye gelen turistlerin akınına uğrayan binadaki bütün kiracıların taşınmasına tanıklık etti.
Geçen ay, İspanya’nın ölümcül koronavirüs salgınıyla mücadele etmesiyle birlikte sayısı giderek azalan UNESCO Dünya Mirası alanlarını kapsayan turlar, durma noktasına geldi. Viladomiu, “La Pedrera kapılarını kapattı, ben de bir gardiyan misali içeride kaldım. Şimdi sessizlik dışında tek duyduğum kendi ayak seslerim” diyor.
Binanın diğer yakasında iki kiracı daha yaşıyor ancak onların kullandığı asansör ve merdivenler Viladomiu’nunkinden farklı. Komşular dışında birkaç güvenlik görevlisi, kimseye görünmeden vardiyalarını değiştiriyor, sessizce çalışmayı sürdürüyor. “Yani tam anlamıyla kendimle baş başayım” diyor Viladomiu.
Viladomiu’nun La Pedrera’da kiracı olarak yaşadığı, geçen yıl kaleme aldığı kitap sayesinde ortaya çıktı. “Son Komşu” (La Última Vecina) başlığıyla yayımlanan kitap, Gaudí’nin tamamlanmamış Sagrada Famillia’sını anımsatan kavisli duvarların ardında yaşamanın nasıl bir deneyim olduğuyla ilgili ipuçları veriyor. Viladomiu kitapta binanın tarihinin yanı sıra, dairesinin kapısına ulaşmak için dirsekleriyle insanları itip kakışlarını ve dairesinin içine yönelen meraklı bakışları anlatıyor.
Ancak İspanya’daki birçok bina gibi La Pedrera da salgından nasibini aldı. “Beni en çok şaşırtan şey sessizlik” diyor Viladomiu, “Burada yaşarken kendimi asla yalnız hissetmemiştim. Bu bina her zaman kalabalık ve cıvıl cıvıldı. Şimdi in cin top oynuyor.”
Binanın dökme demir direkleri, parlak havadar avluları ve doğaya karşı heykelsi duruşunun kendisine huzur verdiğini söylüyor Viladomiu ve “Etrafım sanat ve güzellikle sarılı olduğu için gerçekten ayrıcalıklı olduğumu hissediyorum. Bu güzellikler, geçirdiğimiz şu zor günlerde insanın ruhuna iyi geliyor” diye ekliyor.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Koronavirüs salgınının yavaşladığına dair işaretlerin görüldüğü İspanya’da hükümet, insanların sokağa çıkmasına yönelik sınırlamaları aşamalı olarak kaldırmanın yollarını aradıklarını söylüyor. Ancak Viladomiu, bu münzevi halinin yakın zamanda sona ereceği ihtimaline şüphe ile yaklaşıyor.
“Bu duruma giderek alışıyorum” diyor Viladomiu ve ekliyor, “Asıl şoku her şey normale döndüğünde yaşayacakmışım gibi geliyor. Kapıları açtıklarında üzerime çullanan ziyaretçileri görünce ’Amanın!’ diyeceğim, ‘neler oluyor?’”