Dünyanın yaklaşık dört aydır mücadele ettiği koronavirüs salgını, pek çok sınıfsal tartışmayı da beraberinde getirdi. Salgın en çok kimleri vurdu, işçi sınıfı salgından nasıl etkilendi, salgın sürecinde üretim pratikleri neden işçilerin sağlığını ve güvenliğini gözeterek sürdürülmüyor? Bu sorular, salgının halen kontrol altına alınamadığı ya da durdurulamadığı bu günlerde yanıt bekliyor. “Salgından en çok kim etkileniyor?” başlığını akademisyen Aslı Odman ve genetik bilimci Çağhan Kızıl‘la konuştuk.
Aslı Odman “Bu süreç içerisinde koronavirüsün en çok vurduğu coğrafyalarda uygulanamayan politikalar bir açmazı gösteriyor. Tam bir sınıf politikası var. Hele Türkiye’de kamu meselesi çok uzun zamandır bir aşınmaya uğradı. Kamu diye bir şey yok bizde, devlet bir şirket gibi düşünüyor. Kamu dediğiniz, toplum dediğiniz şeyde bir artı bir iki etmez. ‘Ben mülteciyle ilgilenmem, ben kayıt dışı işçiyle ilgilenmem. Çocuk işçi benim umrumda değil. Ben sınıfsal kökenime bakarım’ dediğiniz zaman olmaz. Kimsenin, burjuvanın, varsılın kapısında durmuyor bu salgın. Salgın dediğiniz şeyle ancak kamusal sağlık anlayışıyla mücadele edebilirsiniz” diyor.
Çağhan Kızıl da salgını önlemek için yapılması gereken tek şeyin genel bir karantina uygulamasına geçilmesi olduğunu hatırlatıp şöyle söylüyor: “İnsanlar hak kaybına uğramadan evde kalabilmeliler. Avrupa’da pek çok yerde insanlar evde kalabiliyorlar ve çalışmama haklarını kullanabiliyorlar ve bir hak kaybı yaşamıyorlar. Türkiye’de ise bunun tersi görüyoruz.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.