ABD’nin Minneapolis şehrinde gözaltına alınırken polis tarafından öldürülen George Floyd için anma törenleri düzenlenmeye devam ediyor. Onbirinci günün geride kaldığı protestolarda, ırkçılık karşıtı, demokrasi, adalet ve eşitlik talep eden söylemler azalmadan devam ederken Minnesota’da başlayan gösteriler, ABD eyaletlerinin tümü ve dünyanın başka kentlerine de sıçradı.
Vaşington’daki, ABD’nin geri kalanına göre daha barışçıl ancak Beyaz Saray çevresinde gerçekleştiği için önem taşıyan protestoları yerinde takip eden gazeteci Dilge Timoçin ile yaklaşan seçim öncesi sistemik ırkçılığa karşı yükselen hareket, azalmayan rakamlara rağmen gündemden hızla düşen koronavirüs ve Trump’ın bir sonraki adımını konuştuk.
“Nefes alamıyorum” demesine rağmen 8 dakika 46 saniye boyunca boğazı sıkılan Floyd’un ardından ABD, kendi içinde sistem tartışmalarını gündeme taşıdı. Başkan Donald Trump’ın protestocular aleyhine açıklamalarıyla beraber şimşekleri üzerine çektiği bu günlerde bir sonraki adımının ne olacağı ise belirsiz. VOA Türkçe’den Dilge Timoçin’e göre, her dönem kendine yeni bir düşman bulan Trump bir kez daha bu taktiğini yineledi. Trump eylemler devam ederken söylemlerini ANTIFA üzerine yoğunlaştırdı. Daha önce Donald Trump, sadece birkaç ay sonra gerçekleşecek ABD başkanlık seçimlerinin arifesine denk gelen koronavirüs salgını sürecinde, stratejisini Demokrat valiler, Çin ve Dünya Sağlık Örgütü’ne karşı durarak kurmuştu. Ancak “yeni düşmanı”nı yaratan Trump için şimdi gündemde ne salgına dair bir unsur ne de Çin’le dış ilişkiler var.
Timoçin’e göre, konuşulması gereken konulardan biri de ABD medyasının Floyd protestolarındaki sınavı. Aktivistlerin konuşmalarına kesmeden yer veren FOX News gibi yayın organları için Timoçin, “Basın, haberleri aktarma konusunda iyi bir sınav verdi. ABD’liler gözlerine inanamadılar; CNN muhabiri gözaltına alındı, biber gazları ve plastik mermiler vardı. Medya ise görüntüleri seyirciye tüm çıplaklığı ile sundu, bundan sonrasına seyircinin karar vermesini istedi” dedi.
Asıl sınavı yönetimin verdiğini anlatan Timoçin, 2014’te Barack Obama’nın başkanlığı döneminde yine bir siyah vatandaş olan Eric Garner’ın, New York sokaklarında kaçak sigara satma suçuyla tutuklanırken nefessiz kalarak hayatını kaybettiğini hatırlattı. O dönem protestoların kitlesel bir harekete dönmemesinin nedenlerini ve Trump’ın tavrının olayları nasıl körüklediğini de yorumladı.