Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Murat Yetkin, özel söyleşi yaptığı Ahmet Davutoğlu’na sordu: “Bunları neden başbakanken yapmadınız?”

Gazeteci Murat Yetkin, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı söyleşiyi Yetkin Report’ta yazdı. Vaatlerini anlatan Davutoğlu’na “Bunları neden başbakan iken yapmadınız?” diye soran Yetkin, aldığı cevabı şöyle anlattı:

“‘Peki’ dedim, ‘Bunları neden başbakanken yapmadınız?’ Yüzünden bir gölge geçti. ‘Sıkıntılar vardı’ dedi. Daha önce Erdoğan’ın kendisinden ‘kukla başbakan’ olmasının istediğini söylemişti. ‘Başbakanken’ diye devam etti, ‘terörle mücadele gibi zor bir süreç devam ederken dahi düşünce ve basın özgürlüğü korumak için elimden geleni yaptım. Benim başbakanlığımda herhangi bir medya organına veya medya mensubuna doğrudan ya da dolaylı bir müdahalede bulunduğum konusunda tek bir örnek dahi gösterilemez.’ Ben durdum. Davutoğlu da durdu, ‘Bir istisna var’ diye devam etti, ‘Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesi olayında, gazetelerden rica ettim, o başına silah dayanmış fotoğrafın basılmamasını rica ettim. Bu benim için bir basın özgürlüğü değil basın etiği konusuydu. Dünyanın hiçbir yerinde böylesi bir resmin basılmasına müsamaha gösterilemez. Bir yayın organının bu resmi basması üzerine açık bir şekilde bu tavrı eleştirdim; o yayın organı da beni eleştiren bir başyazı yayınladı. Ama son derece sert olan bu yazı sonrasında dahi tutumum değişmedi.'”

 “’AK Parti’nin altın çağına dönmek’ gibi bir şey yok, partimizin adını o yüzden Gelecek Partisi koyduk, artık geleceğe bakalım diye” diyen Davutoğlu, “Keşke yapmasaydım” ve “iyi ki yapmışım” dediği şeyleri, “Parti içi darbeye” direnmeyerek hata yaptığını Yetkin’e anlattı. Yetkin, Davutoğlu’nun artı ve eksilerini şöyle yorumladı:

“Davutoğlu’nun bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın icraatını eleştirmesi kadar, bugünlere gelmesinde birinci derecede pay sahibi olarak özeleştiri de yapmasına inananlardanım. Örneğin, hendek-barikat çatışmaları döneminde PKK püskürtüldü, doğru ama sivil halk da çok zarar gördü. Suriye siyasetinde hata yapılmadığı, bir bataklığa çekilmediğimiz konusunda ikna olmuş değilim. Mavi Marmara konusunun bu faciaya meydan vermeden çözülmüş olabileceğine inanıyorum. Fethullah Gülen’in devlet kademelerinde yükseldiği dönemlerde, evet, ipler yine Erdoğan’ın elindeydi ama Davutoğlu da kabinedeydi. Ayrıca Davutoğlu’nun döneminde de hapiste gazeteciler vardı, Akademisyenler Dilekçesi olayı vardı.

Öte yandan, Davutoğlu’nun fikir ve ifade hürriyeti bakımından, yolsuzluk iddialarına yaklaşımı bakımından Erdoğan’dan farklı olduğu, Erdoğan kadar katı olmadığı da bir gerçek. Örneğin, 17-25 iddiaları sırasında suçlanan dört bakanın aklanıp gelmesini açıkça istemişti. Temiz siyaset konusunda Davutoğlu’nun önerdiği şeffaflık yasasının Erdoğan tarafından ‘ilçe başkanı yapacak adam bulamazsınız’ diye geri çevrildiği daha o zaman basına yansımıştı. ‘Ülkeyi trollerle yönetemeyiz’ dediği de. Evet, AB anlaşması önemliydi; darbe girişimi ile kesintiye uğramamış ve uygulanabilmiş olsaydı, bugün gerçekten başka şeyleri konuşuyor olacaktık. Davutoğlu, ‘parti içi darbe’ ile devrilmemiş olsa ve askeri darbe yapılmamış olsa, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile siyasi kutuplaşmayı hafifletecek bir zemin bulmaya yaklaşıyorlardı.”

Söyleşinin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.