Sedef Erkmen, Türkiye‘de AKP iktidara geldiğinden bu yana, kadınların hayatlarını kuşatmaya yönelik uygulamalardan biri olarak tanımladığı kürtaj politikalarını Betül Başak‘a anlattı.
Erkmen, Türkiye’de kürtaj yasal olmasına rağmen fiili bir kürtaj yasağı olduğunu, kadınların devlet hastanelerinde bu hizmeti alamadıklarını vurguladı. 2007’den beri Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında, aile planlaması ve doğum kontrol hizmetlerinin iptal edildiğini söyleyen Erkmen, bu uygulamalardan en çok mağdur olanların yoksul kadınlar olduğunu söyledi.
Erkmen ayrıca, 2012 yılında, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde kurduğu “Her kürtaj bir Uludere’dir” cümlesinin, iktidarın gözünde hangi hayatların değerli ve yaşamaya değer olduğunu anlamak için etkili bir örnek olduğunu belirtti.
Kürtaj tartışmalarının, kadınla fetüsü karşı karşıya getiren, “fetüsün yaşam hakkı”nı savunan bir açıdan yapıldığını söyleyen Erkmen, kürtajın kadın bedeni üzerinden tanımlanarak savunulmasının yanlış olduğunu anlattı. Yaşamın bir bütün olduğunu vurgulayarak, kadının istediği gibi yaşamasının bir hak olduğunu söyledi: “Sadece var kalarak yaşamak istemiyoruz, yaşanabilir bir yaşam istiyoruz.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Sedef Erkmen, Türkiye’de kürtajın tarihini, bugününü ve toplumsal hayattaki yansımalarını, “Türkiye’de Kürtaj – AKP ve Biyopolitika” başlıklı kitabında anlatıyor.