Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, geçen yılın nisan ayından bu yana, kendilerine başvuran şiddete uğramış kadınların deneyimlerini raporlaştırıyor. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın hazırladığı “Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet/Mor Çatı Kasım – Aralık 2020 Raporu”nun detaylarını, vakfın gönüllülerinden Selime Büyükgöze ile konuştuk.
Şiddete uğrayan kadınların aslında her zaman kötü muameleyle karşılaştıklarını ve vakıf olarak bunları faaliyet raporlarında paylaştıklarını dile getiren Selime Büyükgöze, “Salgın döneminde bu kötü uygulamaların daha da arttığını, daha doğrusu salgının kötü uygulamalara bahane olarak sık sık karşımıza çıktığını görünce bunları gündemleştirmek için iki aylık raporlar hazırlamaya başladık. Bu ay hazırlanan altıncı rapor oldu” dedi.
“Salgın, şiddete uğrayan kadınların desteklere erişememesinin nedeni olamaz”
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan destek alan kadınların, şiddetten uzaklaşma talebiyle ilgili kurumlara gittiklerinde karşılaştıkları uygulamaları raporda paylaştıklarını belirten Büyükgöze, “Bunlara sadece kötü uygulamalar demek doğru olmaz. İçlerinde bazen bir ya da iki tane iyi ve aslında yapılması gerekenin yapıldığı uygulamalara denk gelip raporlarımızda paylaşabiliyoruz” diye konuştu. Salgın döneminde görevlilerin kadınları yanlış ve eksik bilgilendirdiğini, cinsiyetçi tutum ve davranışlar sergilediklerini anlatan Büyükgöze, şöyle devam etti: “Görevlilerin kimi zaman kadınları şikayetten caydırmaya çalışmak gibi yöntemleri kullandıklarını görüyoruz. Altını çizmek isterim, bu sadece salgında ortaya çıkmış bir durum değil. Her zaman var, salgın şiddete uğrayan kadınların desteklere erişememesinin nedeni olamaz.”
Yetkililer kadınlara, salgını bahane göstererek sığınma evlerine gitmemlerini tavsiye ediyor
“Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet/Mor Çatı Kasım-Aralık 2020 Raporu”na göre, kasım ve aralık aylarında sığınağa gitmek için karakola başvuran bir kadının talebi koronavirüs gerekçesi ile kabul edilmedi. Raporda, başka bir kadının polis tarafından sığınma evine başvurmaktan nasıl caydırıldığı şöyle anlatıldı:
“Yoğun bir şekilde her gün fiziksel ve psikolojik şiddet gören ve dokuz aylık çocuğu olan bir kadın, darp raporu almak için hastaneye gittiğinde hastane polisinin şikayetini almadığını ve karakola gitmesi gerektiğini söylediğini aktardı. Daha önce yaşadığı şiddet için polise gittiğinde sadece bir aylık uzaklaştırma kararı verildiğini, sığınaklar için ‘Orası sana göre değil, ne olduğu belli olmayan insanlar kalıyor, çocuğunla birlikte kalamazsın’ denilerek sığınağa gitmekten caydırıldığını anlattı. Aynı kadınla yaptığımız bir sonraki görüşmede kocasının kendisine bıçak çekerek saldırdığını, komşuların haber vermesi üzerine polis geldiğini, karakolda polislerden sığınak talebinde bulunduğunda kendisine sığınaklarda çok fazla virüs olduğunu ve çocuğu ile gitmezse daha iyi olacağını söylediklerini aktardı.”
“Devlet, yasalarda kendi yazdıklarını uygulamıyor”
Kamu görevlilerinin keyfi davranışına herhangi bir yaptırım uygulanmadığını bildiklerini söyleyen Büyükgöze, “Kadınları yanlış yönlendirebilirler, kendi görevlerini yapmayabilirler ve sonunda hiçbir şey olmaz. Raporda sadece Mor Çatı’ya ulaşan kadınların deneyimlerine yer verebiliyoruz. Devletin yasalarda kendisinin yazdığı, ‘Bunlar uygulanmalıdır’ dediği, bunun için birilerini görevlendirdiği bu mekanizmayı kendisinin uygulanmadığını bu deneyimler üzerinden tekrar görüyoruz” diye konuştu.
Sığınma evlerinin hayati önem taşıdığını ve kadınların şiddetten uzaklaşmak için gittikleri yerler olduğunu belirten Büyükgöze, “Bir polis memurunun yapması gereken şey 6284 sayılı Kanun kapsamında kadının sahip olduğu haklara dair bilgi verip, kadına seçenekleri sunduktan sonra kadının kararına uygun işlem yapmaktır. Ancak bu yapılmıyor. Kadınların hakları hakkında bilgilendirilmesi ile ilgili çok temel bir sorun var. Kadınlar bu haklarını bilmeden karakola gidince, bilmedikleri için ısrarlı olma şansları da olmuyor. Kadınlar karakola gidip ısrarcı olduğu zaman, haklarını bildikleri zaman en azından haklarına erişip, sığınma evine gidebiliyorlar” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet/Mor Çatı Kasım-Aralık 2020 Raporu”nda, bazı kadınların yaşadıkları şöyle anlatıldı:
- Kocasının şiddetine maruz kaldığı için eve polis çağıran bir kadın, polisin “Bunalımdadır” diyerek işlem yapmadan gittiğini aktardı. Mor Çatı’yı aradığında kendisine 6284 sayılı Kanun anlatıldı ve kadın ertesi gün kendisi ve çocukları için uzaklaştırma ve gizlilik kararları talep etti. Sığınak talebi için Mor Çatı kadını, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yönlendirdi ve belediye koşulsuz bir şekilde, 12 yaşın üstündeki oğlan çocuğuyla birlikte kadını sığınağa kabul etti.
- Yoğun fiziksel ve cinsel şiddet gördüğü, çocuğunun da şiddet yaşadığı ilişkiyi sonlandırmak ve bunun için boşanma davası açmak amacıyla barodan boşanma avukatı talep eden kadın, avukatı ile anlaşmakta, iletişim kurmakta, avukatına ulaşmakta zorlandığını, avukatının kendisine çok fazla bilgi vermediğini ve bazı talepleri olduğunda kendisine “Sen psikiyatriste git” diyerek başından savdığını aktardı.
- Yaklaşık 30 yıllık evliliğinde sürekli ağır psikolojik şiddete maruz kalan bir kadın sığınak talebi ile karakola gittiğinde polislerin kendisine sığınakların kendisine göre bir yer olmadığını, hapishane gibi bir yer olduğunu, kendisine telefon verilmeyeceğini söyleyerek kendisini caydırdıklarını söyledi.
Kapak fotoğrafı: Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı