Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cumartesi Anneleri 830. haftasında 26 yıl önce kaybedilen Murat Yıldız için adalet istedi: “Oğlumun yaşam hakkını ve mezar hakkını elinden aldılar”

Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 131. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklama yaptı. 830. haftanın moderatörlüğünü gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun üstlendi. Cumartesi İnsanı Fatma Baçaru’nun okuduğu açıklamada, 23 Şubat 1995 tarihinde gözaltında alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan 19 yaşındaki Murat Yıldız için adalet talep edildi.  

Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, “Bu ay sadece Muratım’ı aramıyorum. Mıuratım’ın şahsında gözaltında kaybedilen bütün insanlarımızın akıbetini öğrenmek istiyoruz. Bu bir anneye yapılmış en büyük zulüm, en büyük acı ve en büyük darbedir. Biz adalet bekliyoruz. Adaleti kim arıyorsa biz onların yanındayız. Benim oğlumun yaşam hakkını elinden aldılar, mezar hakkını elinden aldılar. Bu bence vicdansızlıktır” dedi. 

“Savcılık Murat’ı hiç aramamış aslında”

Yıldız ailesinin avukatı Gülseren Yoleri, Murat Yıldız dosyasında gelinen noktayı şöyle anlattı: “Murat Yıldız’ın gözaltına alınarak kaybedilmesinin üzerinden 26 yıl geçti. Karakola giderken sadece ifade verip çıkacağını düşünüyordu. İzmir-Bornova Özkanlar Asayiş Şube’de sadece ifade vermesinin yeterli olmayacağı, kendisine İstanbul’da yer gösterme yaptırılacağı söylendi, ‘İstanbul’a götüreceğiz’ diyerek de annesine ‘Evine git’ dediler. İki gün sonra annesi tekrar Murat’ı sorduğunda oğlunun feribottan atlayıp kaçtığını söylediler. Daha sonradan bu söylemin savcılık kayıtlarında intihar olarak geçtiği öğrenildi. Murat Yıldız’ı İstanbul’a götüren polisler hakkında sadece görevi ihmalden bir dava açıldı. Verilen ceza paraya cezasına çevrildi ve bu ceza da birtakım yasa değişiklikleri ile ortadan kaldırıldı. Olayın üzerinden yaklaşık 20 yıl geçtiğinde savcılık dosyasının olayın yaşandığı ilk tarihte dosyanın intihar kaydı ile birlikte kapatıldığını gördük. Yani savcılık Murat’ı hiç aramamıştı aslında.” 

Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargı sisteminin bulunmadığını, bu nedenle de gözaltında kaybedilen insanlarla ilgili hakikate ve adalete ulaşılmasının mümkün olmadığını söyleyen Cumartesi İnsanı Fatma Baçaru,Her cumartesi kamuoyu ile paylaştığımız gözaltında kaybedilen insanlarımızla ilgili dosyalar bu iddiamızın kanıtıdır” dedi. 

İzmir’de annesi ile birlikte yaşayan Murat Yıldız’ın bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladığını, annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polislerin “Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak” dediklerini söyleyen Baçaru, şöyle devam etti: “Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir-Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu. Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.” 

Aradan 26 yıl geçmesine rağmen kendisinden haber alınamayan Murat Yıldız’ın yaşamından devletin sorumlu olduğu belirten Baçaru, “Murat Yıldız’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma, onun başına ne geldiği konusuna açıklık getirmek ve faillerin cezalandırılmasını sağlamak için gerekli özen ve azim ile yürütülmemiştir. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açmalıdır” dedi. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.