Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 1 Mart’tan itibaren liselerde sınavların yüz yüze yapılacağını açıklamıştı. Bu kararın ardından lise öğrencileri sosyal medya üzerinden tepki göstermiş ve sınavların ertelenmesi veya iptal edilmesini talep etmişlerdi. Lise öğrencileri, sınavların ertelenmesi veya iptal edilmesine gerekçe olarak ise halihazırda eğitimde var olan fırsat eşitsizliğini ve koronavirüs salgını kaynaklı sağlık sorunlarını göstermişlerdi. Medyascope muhabiri Zelal Direkçi, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’ya eğitimdeki fırsat eşitsizliğini ve 1 Mart’tan itibaren hayata geçirilmesi planlanan yüz yüze sınav kararı ile ilgili görüşlerini sordu.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un liselerde 1 Mart’tan itibaren yüz yüze sınav yapılacağını açıklamasının ardından lise öğrencileri sosyal medya hesaplarından sınavların iptal ya da ertelenmesini talep etmişlerdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da “Öğrencilerin sesi olmalıyız” diyerek Bakan Selçuk’a açık mektup göndermiş, “Öğrencilerin sınavları iptal ya da erteleme taleplerinin gerekçeleri çok hayatidir. Salgın kaynaklı sağlık sorunları ve uzaktan eğitimle daha da derinleşen eğitimde fırsat eşitsizliği temel gerekçelerdir” diyerek sınavların ertelenmesi gerektiğini belirtmişti.
Medyascope olarak hem eğitimdeki fırsat eşitsizliğini hem de 1 Mart itibariyle yüz yüze yapılması planlanan sınavlarda oluşabilecek sorunları CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ile değerlendirdik.
“Yüz yüze eğitimin yapılamadığı koşullarda öğrenciler yüz yüze sınava tabi tutulamaz”
Kaya, Türkiye’de uzun zamandır eğitimde fırsat eşitsizliğinin olduğunu ve milyonlarca öğrencinin EBA TV’ye ve çevrimiçi derslere katılamadığını belirterek yüz yüze sınav kararının hem hukuka hem de milli eğitim mevzuatına aykırı olduğunu söyledi. Kaya, “Yüz yüze eğitimin yapılamadığı koşullarda öğrenciler sınava tabii tutulamaz. Bu benim söylediğim bir şey değil, yasal bir dayanağı var. Eğer yüz yüze eğitim yapılamamışsa sınav da yapılamaz. Bu hukuka da milli eğitim mevzuatına da aykırıdır” dedi.
Kaya şöyle devam etti: “Eğitim camiasının literatüründe ‘uzaktan eğitim’ diye bir şey yoktur. Uzaktan eğitim diye bir şey olmaz. Uzaktan sadece öğretim olur. Milli Eğitim Bakanlığı resmi verilerine göre uzaktan öğretime de interneti olmadığı için erişim sağlayamayan 2 milyon 630 bin öğrenci var. 750 bin hanede televizyon olmadığı için EBA TV’ye erişim sağlayamıyorlar. Tablet ve internete erişimi olmayan milyonlarca öğrencimiz var.”
“Öğrenci bir kere EBA’ya giriş yaptığı takdirde istatistiki olarak sürekli EBA’ya giriyor gibi hesaplanıyor”
Bir öğrencinin çevrimiçi derslere yalnızca bir kere girmesi halinde bile EBA’nın istatistiksel olarak öğrenciyi sürekli girmiş kabul ettiğini belirten Kaya, bu durumun aşağıdan yukarıya doğru yanlış bilgilendirme olduğunu söyledi. Kaya, “Birçok il milli eğitim müdürlüklerindeki yöneticilerden de aldığım bir bilgiye göre, bir kez internetten uzaktan öğretime girmişseniz istatistiki olarak EBA’ya sürekli girmiş olarak hesaplanıyor. Böyle hesaplandığında bile yüzde 50’ye yakın öğrencinin internete erişim sağlayamadığı resmi kayıtlarda var. Aşağıdan yukarıya doğru yanlış bilgiler gidiyor” diye konuştu.
“Bilim Kurulu bir açıklamasında diyor ki salgın sürecinde sınıflar 15 kişiden fazla olamaz”
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
CHP’li Kaya, sınavların yüz yüze yapılmasının diğer sakıncalarını şöyle dile getirdi: “Bir başka temel nokta: Varsayalım ki uzaktan eğitimi başarılı bir şekilde yaptınız. Eğer koronavirüs salgınında yüz yüze sınav yapabilecek duruma gelmişsek neden restoran, bar, kıraathaneleri açtırmıyorsunuz. Bilim Kurulu bir açıklamasında diyor ki salgın sürecinde sınıflar 15 kişiden fazla olamaz. Şimdi sınav yapacağınız yerlerde 15 kişiden fazla kişi sınava girerse ne olacak. Bunun tedbirini aldınız mı? Bunların hiçbirinin yapılmadığını biliyoruz. Ayrıca öğretmenler aşılanmadan, okullardaki çalışanlar aşılanmadan bu çocuklar orada sınava tabi tutulamaz. Öğrenciyle temas eden birisi koronavirüse ve yeni varyantlara yakalanma oranı çok fazladır.
Çözüm olarak yoğunlaştırılmış bir eğitim yapılabileceğini belirten Kaya, “Hiçbir tedbirin alınmadığını biliyoruz. Gerekli tedbirler alınmış olsa yüz yüze eğitim başlar. Diyelim ki mart ayında yüz yüze eğitime başladınız. Mart sonunda sınav yapabilirsiniz. Yoğunlaştırılmış bir eğitim yaparsınız. Hafta sonlarına telafi dersi koyarsınız ve mart sonunda birinci sınavı, nisan sonunda ise ikinci sınavı yaparsınız. Bir de sözlü notu verirsiniz sorunu çözersiniz” diye konuştu.
Kaya, Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un öğrencilerin sesine kulak vermesi gerektiğini ve eğer sınavları ertelemezse hem insani hem de eğitimci olarak sorumluluk altında kalacağını söyledi.
