Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Van Gölü’nde 61 kişinin yaşamını yitirdiği tekne kazasına ilişkin davanın ilk duruşması yarın – Av. Jindar Uçar: “Cezasızlık politikası suça teşvik ediyor”

Van Gölü’nde 27 Haziran 2020’de sığınmacıları taşıyan tekne batmış, ardından başlatılan arama çalışmalarında 2’si çocuk 61 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştı. Kazaya ilişkin davanın 10 Mart Çarşamba günü Van 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek ilk duruşma öncesinde Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu’ndan avukat Jindar Uçar, yaşananları Medyascope’a değerlendirdi. 

27 Haziran 2020’de, içinde 100’den fazla mülteci ve göçmen olduğu düşünülen tekne battı ve ilerleyen günlerde 61 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Kimlik tespiti yapılabilen kişilerin naaşları ailelerine ulaştırıldı, kimlik tespiti yapılamayan cenazeler ise “kimsesizler mezarlığı” olarak da bilinen Van Seyrantepe Mezarlığı’na defnedildi. Tekneyi kullananlardan sanık Servet Akbaş’a kaza sonrasında ulaşılamadı.

Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu, 5 Ağustos 2020’de kazayla ilgili, “Van Gölü’nde 27 Haziran 2020 Tarihinde Meydana Gelen Göçmen/Sığınmacı Katliamına İlişkin İnceleme Raporu”nu yayınladı. Yapılan soruşturma sonucunda iddianame hazırlandı. Yarın (10 Mart) görülecek davada, yedisi tutuklu 12 sanık yargılanıyor.

“Van mülteci mezarlığına dönüştürüldü”

Van Barosu Göç ve İltica Komisyonu’ndan avukat Jindar Uçar, “Bu katliamdan yaklaşık altı ay önce (26.12.2019) yine aynı şekilde Van Gölü’nde bir tekne faciası yaşanmıştı ve yedi sığınmacı hayatını kaybetmişti. Burada etkili ve hızlı bir soruşturma yürütülmemişti” dedi. Bitlis Adilcevaz Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda herhangi bir netice alınmadığını, söz konusu soruşturma dosyasındaki altı şüphelinin tamamının adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını söyleyen Uçar, “Bu dosyada etkili bir şekilde soruşturma yürütülebilseydi, ikinci bir tekne faciası yaşanmayabilirdi” diye konuştu.

“Van’ın 2018 yılından beri mülteci mezarlığına dönüştürüldüğünü” söyleyen Uçar, sözlerine şöyle devam etti: “Burada göçmen kaçakçılarının suç iradesinin yanı sıra yetkililerin ihmalini de vurgulamak istiyoruz. Bu kadar geniş güvenlik önlemlerinin alındığı bir bölgede göçmen kaçakçılığının bu kadar yoğun bir şekilde yapılabiliyor olması ihmallerin olduğuna işaret ediyor.”

“Bu suç tek başına işlenecek bir suç değil, yargılama örgütlülük esas alınarak yapılmalı”

Göçmen kaçakçılığının önüne geçmek adına adil bir yargılama neticesinde faillerin gereken cezayı alması gerektiğini anlatan Uçar, “Bu suça ortak olan ve suçu işleyenlerin adil bir şekilde yargılanmasını önemli görüyoruz. Yargının bugüne değin sergilediği cezasızlık politikası bir anlamda suça teşvik edici nitelikte” diye ekledi. Bugüne kadar görülen göçmen kaçakçılığı yargılamalarında suçun bireysel olarak ele alındığının altını çizen Uçar, “Biz bu suçların kesinlikle tek başına işlenebilecek bir suç olmadığını, hatta birkaç kişinin iştirak halinde işlemesinin de ötesinde suçun büyük bir organizasyon içerisinde ve örgütlü olarak işlendiğini, bu açıdan yapılan yargılamalarda cezalandırmanın artırılma nedeni olan örgütlü halin esas alınarak yapılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Uçar sözlerini şöyle tamamladı: “İlk günden beri sürecin takipçisi olan Van Barosu, yarın davaya müdahillik talebinde bulunacak. Bütün meslektaşlarımıza davayı sahiplenme ve destek verme çağrısı yapıyoruz.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.