Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Virolog Dr. Semih Tareen ile söyleşi: “Sinovac dahil bütün aşılar, ciddi vakaları hemen hemen yüzde yüz önlüyor, koronavirüs ile mücadelede elimizdeki tek silah aşı”

Türkiye’de tek aşı opsiyonu Çin üretimi Sinovac iken Pfizer-BioNTech de devreye girdi. Bir yıldır koronavirüs çerçevesinde çokça söyleşi paylaştım, tekrara düşmek pahasına ABD’nin Seattle kentinde bir biyoteknoloji şirketinde üst düzey yönetici olarak çalışan virolog Dr. Semih Tareen ile yeniden haberleştik ve çok kişinin kafasını karıştırdığını düşündüğüm bazı soruları kendisine sordum. İlk olarak Pfizer-BioNTech ile gündeme gelen mRNA hakkında bilgi alalım:

Hücremiz sürekli mRNA oluşturuyor. Kendi RNA’mız olsun, bizi enfekte eden virüsler olsun, genomumuzdaki transpozonlar olsun, mRNA ile iç içeyiz. Elimizde mRNA aşıları ile en az 40 senelik laboratuvar, 30 senelik hayvan deneyleri ve 10 seneden fazla insan deneyleri deneyimi var. mRNA aşılarının son 20 senedir özellikle heyecan uyandırmasının iki temel sebebi var: Birincisi, mRNA aşıları diğer aşılarda sıkça görülmeyen “yardımcı T hücre” denen hücreleri de tetikliyor. Bu çok önemli çünkü bu hücreler B hücrelerini uyararak antikor üretimini tetikler.”

Semih Tareen

Şimdiye kadar denenen mRNA aşıları bu dönem kadar  başarılı olabilmiş miydi? Bu seferki mRNA aşılarının etkinliği neden bu kadar yüksek?

mRNA aşı teknolojisi 1990’lardan beri geliştiriliyor. İlk mRNA şirketi 2000 senesinde kuruldu ve kansere karşı mRNA aşıları geliştiriyorlar. Bu çalışmalar başarılı ama yavaş gidiyor. Sebebi kanser hastalarında klinik deneyler hastalığın sınıflandırılmasına göre ilerler ve klinik deneylere yazılabilen hasta sayıları az. Koronavirüs döneminde ise milyonlarca vakanın olduğu acil bir durumda çok çabuk ve kolay yayılan bir virüs ile etkinlik verilerine 10 ayda ulaşabildik.

Bu başarı diğer virüsler için üretilecek mRNA aşılarına da yansıyabilir mi?

Evet. Onlarca senedir araştırma yapıldığı halde aşısı bulunmayan virüsler var (mesela HIV, HCV, RSV, Zika) ve mRNA teknolojisi sayesinde aşısı olmayan virüslere karşı aşı bulma şansımız var. Daha da önemlisi gelecekteki salgınlara karşı mRNA aşıları sayesinde daha hazırlıklı olacağız.

mRNA aşılarının bağışıklıktan kaçmaya çalışan mutant koronavirüsüne karşı da etkili olduğu teyit edildi değil mi?

Şöyle: Bazı varyantlara karşı, mesela B.1.351, oluşan antikorların nötralize kabiliyeti daha düşük fakat yine de oluşan antikor seviyesi yeterli olabilir. Sadece antikor değil, hücre bağışıklığı da önemli. Yine de Pfizer-BioNTech ve Moderna B.1.351 varyantı ile güncellenmiş yeni bir mRNA aşısının klinik deneylerine başladılar. B.1.351 gibi varyantların baskın olduğu ülkelerde (mesela Güney Afrika) güncellenmiş aşılar ve hatta üçüncü doz aşı gerekebilir.

İsrail’de pandeminin bittiği, endemik hale geldiği söyleniyor. İsrail sadece Pfizer-BioNTech kullanıyor sanırım. Buradan yola çıkarak, kullanılan aşı önemli diyebilir miyiz?

Bütün aşılar önemli. Salgın ile mücadeledeki elimizdeki tek silah aşı. Halkın ne kadar büyük bir kesimi ne kadar çabuk aşılanırsa bu salgından o kadar çabuk kurtulacağız. SARS-CoV-2 bizimle daimi kalacak beşinci koronavirüsü olacak büyük ihtimalle ama aşılar sayesinde ciddi hastalıktan korunacağız ve normal hayata geri döneceğiz. Hastanelik koronavirüs vakaları ciddi şekilde azalacak ama ender de olsa vakalar olmaya devam edecek, bunu kabullenmeliyiz.

Peki, Pfizer-BioNTech ve Moderna aşıları arasındaki fark nedir?

Çok fark yok. mRNA sekansı aynı. Lipid nanopartiküllerin formülasyonu farklı.

San Diego’da aşı sırası gelen bazı kişilerin Pfizer-BioNTech’i beklediğini, Moderna’yı reddettiğini duydum. Seçme lüksünüz olsa iki aşı arasında Pfizer-BioNTech aşısına yönelir miydiniz, neden?  

Ben ABD’de yaşıyorum. Bunu ilk defa sizden duydum. İnsanların seçme şansı yok. Ben Pfizer-BioNTech oldum çünkü gittiğim yerde o gün o vardı. Ertesi gün aynı yerde sadece Moderna vardı. Sıranız geldiğinde ne varsa o. İkisi arasında seçme şansım olsa tercihim tamamen absürt duygusal sebeplerden dolayı olurdu: Eğer o gün Türk milliyetçiliğim tutarsa Türk göçmen ürünü Pfizer, eğer o gün senelerdir hayranlıkla takip ettiğim mRNA teknolojisinin kraliçesi diye bilinen Katalyn Kariko’nın çalışmalarının bir parçası olmak istesem o zaman Moderna.

Koruyuculuğu mRNA aşılarına  göre düşük olduğundan Türkiye’de çokça kişi Sinovac aşısı olduğu için mutsuz. Peki, Sinovac’ın  diğer aşılara kıyasla öne çıktığı bir şey yok mu?

Bu eksik bilgi. Koronavirüs aşılarının amacı ciddi koronavirüsü önlemek. Bütün aşılar, Sinovac dahil, ciddi koronavirüsü hemen hemen yüzde yüz önlüyor. Ayrıca Sinovac aşısı inaktif olduğu için mRNA aşılarının içermediği bazı epitopları içeriyor (yani virüse karşı vücudumuzun geliştireceği tepkiler).

Koronavirüsün mutant versiyonlarının aşıları etkisiz yapacağına dair korkular var. Türkiye’de çokça kişinin olduğu Sinovac aşısında durum ne?

Elimizdeki bütün koronavirüs aşıları B.1.1.7 varyantına karşı iyi ama B.1.351 varyantına karşı çok iyi olmayan antikor nötralize sağlıyor. Fakat bu az etkinlik anlamına gelmez. Koronavirüs ile mücadelede elimizdeki şimdilik tek silah aşı.

Aşı ve doğal enfeksiyon arasındaki farkları bilmeyen çok insan var. Bir kere hastalanıp tekrar yakalanmayacağını sananlar olduğu gibi. İkinci enfeksiyon daha ağır geçebilir değil mi? Antikor var veya yok fark ediyor mu?

Doğal enfeksiyon ile aşı aynı şey değil. Pek çok virüste, koronavirüs dahil, bağışıklığı bastıran genler var. Bu yüzden koronavirüs geçirenler tekrar geçirebiliyor ayrıca uzun dönem etkisini henüz bilmediğimiz koronavirüs etkileri yaşayabiliyorlar. Aşıda böyle bir durum söz konusu değil.

Aşılandıktan sonra antikor baktırma konusunda fikriniz ne?

Bunu gereksiz buluyorum. Hatta Türkiye’de bu bir ticaret haline dönüşmüş. Bu çok üzücü çünkü halkın bilgisizliği ile ve korkularıyla para kazanıyorlar. Sebep: Antikor testleri her yerde aynı değil dolayısıyla farklı sonuçlar çıkar. Ayrıca antikor var demek korunuyorsunuz demek değil çünkü önemli olan antikorun virüsü nötralize etme kabiliyeti. Önemli olan insanların bir an önce aşı olması ve halkın belli yüzdesi aşılanana kadar tedbirlere devam etmek. Biz aşılansak bile tedbirlere devam etmeliyiz. Sebep: Biz hastalanmasak bile yine virüsü kapıp aşılanmamışlara yayabiliriz. Etrafımızdakileri korumak hepimizin vazifesi.

T hücreleri hakkında çokça yazdık daha önce. Size tekrar sorayım, bu hücreler mutasyonlardan etkileniyorlar mı?

Virüsler her zaman mutasyon geçirirler. T hücre bağışıklığı da mutasyonları tanıyabilmeli. Bu yüzden güncellenmiş aşılar gerekebilir. Zamanla anlayacağız.

Bir süre de varyant virüsün  özellikle çocukları daha fazla tuttuğu iddiası dolaştı. Bu iddia çürütüldü mü? Varyant virüsün bulaşıcılığı öncekine göre yüzde 35 kadar daha fazla deniliyor. Bu tüm yaş grupları için geçerli değil mi?

Bunu tam olarak bilmiyoruz. Fakat virüsün gözünde yaş farketmez yeter ki konak hücre olsun. Solunum yoluyla bulaşan virüslerde çocuklar çoğu zaman büyük rol oynarlar, bu yüzden çocukların salgındaki rolünü göz ardı etmemeliyiz.

Koronavirüsün ACE2 reseptörleri ile hücreye girdiği, çocukların solunum yolunda ACE2 reseptörlerinin yetişkinlere göre daha az olduğu söyleniyordu. Virüsün evrilerek çocuklarda da yetişkinler kadar bulunan farklı bir reseptörden bulaşma ihtimali nedir?

Bunun doğruluğunu konuşmak için erken.

Aşı sonrası çocuklar ile yaşam nasıl olacak merak ediliyor. Pfizer-BioNTech aşısının 12-15 yaş arası çocuklarda ara faz 3 sonuçları açıklandı. Aşı şu ana kadar yüzde yüz koruyucu deniliyor. Önemli bir yan etki olmamış. Moderna da benzer bir çalışmaya mRNA aşısı için başladığını duyurdu. Ayrıca daha küçük yaş çocuklarda da deneme olacakmış. Bu konuda öngörünüz ne?

Büyük ihtimalle koronavirüs aşısı tüm yaşlar için bir gün uygulanacak hale gelecek.

Altını çizmek için bir kez daha sorayım: Biz koronavirüs aşılarımızı olsak da halkın en az yüzde 70’i aşılanana kadar neden maske ve mesafeye devam etmeliyiz?

Az önce bahsettiğim gibi: Aşı olsak da halkın belli bir yüzdesi aşılanana kadar maske ve mesafeye devam. Koronavirüs aşıları ciddi hastalığı önlüyor fakat virüsün bulaşmasını engelliyor mu bilmiyoruz. Aşılanmamışları korumak için ve virüsün (ve yeni varyantların) yayılımını yavaşlatmak için maske ve mesafeye bir süre daha devam.

Koronavirüs bizim için bir tehlike olmaktan ne zaman çıkacak?

2021 sonbahar dönemi çok önemli. O dönemki vakalara göre (ve aşılanmışların yüzdesine göre) durumu anlayacağız. Benim tahminim 2021 kışı aşılar sayesinde daha rahat geçecek, 2022 yaza doğru aşılanmaların iyi yapıldığı pek çok ülke eski normale yaklaşacak, 2023 yaza doğru global olarak eski normale geçebileceğiz. Ama tabii eski normal koronavirüssüz bir normal olmayacak. Aşılar sayesinde koronavirüs ciddi bir hastalığa yol açma riski azalacak fakat koronavirüse sebep olan SARS-CoV-2 virüsü daimi olarak bizle kalacak beşinci koronavirüsü olacak.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.