Sağlık Bakanlığı verilerine göre koronavirüs vaka ve test sayıları son günlerde düşüş eğiliminde. Test sayıları son beş günde 62 bin, vaka sayıları 23 bin azaldı. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu düşüşü değerlendirdi.
Medyascope canlı yayınında konuşan Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, bu düşüşe geride bıraktığımız üç günlük kısıtlamanın etki etmiş olabileceğini belirtti ve şunları söyledi:
“Sayılar düşse de sevinmek için erken”
“Biliyorsunuz, Türkiye’de test politikası olarak esas olarak semptomu olanlara test yapılması üzerine. Dolayısıyla başvuran kişi sayısı azaldığı zaman test sayısı da azalmış oluyor. Sokağa çıkma yasağı olduğunda da hafif semptomları olanlar çok fazla gelmiyorlar, ağır semptomlu olanlar hastaneye gidiyor. Dolayısıyla bu yöntemle test yapıldığı için test sayılarının azalması ilk olarak sokağa çıkma yasağı ile ilişkili ve genel olarak vaka sayısında azalma varsa bununla da ilişkili olabilir. Burada bizim açımızdan önemli olan bir diğer gösterge de test pozitiflik oranı. Diyelim ki o dediğimiz hafif hastalar gelmedi, o zaman test pozitiflik oranının artması gerekiyor aslına bakarsanız ama gördüğüm kadarıyla test pozitiflik oranında da düşüş var. Yani işler böyle ise bu iyi bir şey ama yine de çok yüksek, yani yüzde 14’lük test pozitiflik oranı var. Aktif vaka sayısına bakarsanız yine 500 binin üstünde, günlük vaka sayıları 40 bine yakın. Hani öyle çok mutlu olunacak rakamlar değil açıkçası. Genelde test ve hasta sayısı en fazla pazartesi – salı günleri oluyor. Hafta sonları test sayıları azalıyor. Pozitif hasta sayısı da azalıyor. Karantina dönemlerinde daha da çok azalıyor çünkü insanlar başvurmuyorlar. Bence bugün açıklanacak test sayısı da önemli. Biraz artış olacağını öngörüyorum. Sayılar düşse de sevinmek için erken diyebilirim.”
“En başından beri tam kapanma gerektiğini söylüyoruz ama bir şekilde olamıyor”
Test ve vaka sayıları düşse de aktif vaka sayısının ve test pozitiflik oranının hala yüksek olduğunu söyleyen Yavuz, tam kapanma vurgusu yaptı ve “Açıkça söylemek gerekirse bu oranlar olduğu zaman hem daha fazla kapanma, tam kapanma – en başından beri tam kapanma gerektiğini söylüyoruz ama bir şekilde olamıyor – hem de fazla sayıda aşı yapmamız gerekiyor. İngiltere de mesela ocak ayının başında 68 binleri görmüştü fakat o sayıdan sonra yaptıkları hızlı aşılama ile şu anda bin vaka falan görüyorlar. Yani bu kadar güçlü bir kampanya ile o kadar azaltabilirsiniz. Bir, çok aşı olacak; iki, sıkı kapanma önlemleri olacak. Sayılardaki düşüş önlemlerden en erken bir buçuk iki ay sonra oluyor, bu ay sonu için 10 bin hedefi varsa bu aşılama oranıyla ve bu kapanma önerileriyle çok olabileceğini düşünmüyorum” dedi.
“Bu ayı çok sıkı kapatarak geçirmeliyiz”
Mayıs ayı için tam kapanma uygulanması gerektiğine vurgu yapan ve İngiltere’yi örnek veren Bilim Kurulu Üyesi Serap Şimşek Yavuz, “Bayramdan sonraya kadar kapanma olmalı. Çünkü aşıyı da hızlı yapamayacağız gibi görünüyor, aşı tedarikinde de şu an haziran için bir plan var gibi görünüyor. Onun için bu ayı ülkeyi çok sıkı kapatarak geçirmeliyiz. İngiltere örneği karşımızda. Hem çok sıkı kapandılar hem de çok aşı yaptılar ve iki buçuk üç ay içinde binlerin altına çok güzel rakamlara geldiler. Biz şimdi aşı kolunda onu yapamayacağımıza göre kapanmaya mecburuz gibi geliyor bana” diye konuştu.
“Aşılama hızının yavaş olmasının nedeni aşı olmaması”
Aşılama hızı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Yavuz, sorunun hız değil tedarik olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Aşı tedariki olursa çok sayıda insanı aşılayabilecek kapasitedeyiz. Sıkıntı aşı hızımızla değil, aşının tedariki ile ilgili. Tüm dünyada aşı tedarikinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Aynı sıkıntıları biz de yaşıyoruz. Ne yazık ki dünya aşıya eşit ulaşım anlamında iyi bir sınav veremiyor. Herkes kendi başına bir mücadele vermek durumunda kaldı. En azından en riskli grubu önemli ölçüde aşıladık diyebiliriz. Bundan sonrası için de aşı bulmaya mecburuz. Bunun yolu yapılmaya çalışılıyor. Aşı bulunmaya çalışılıyor. Aşılama hızının yavaş olmasının nedeni aşı olmaması. Halk aslında ikna edilebilir. Türkiye’de yaşayan insanlar aşı konusunda daha olumludur Avrupa ya da diğer yerlere göre çünkü aşıyla birçok hastalığı önlemişizdir ve güven oluşturabileceğimizi düşünüyorum. İnsanların bilim insanlarına güveni tamdır. Tedarik olduktan sonra diğer sorunlarla başa çıkabiliriz. Şu anda da aşı sırası gelen herkes hangi aşıyı bulursa mutlaka olsun. Gerçekten çok tehlikeli bir hastalıkla karşı karşıyayız. Bütün şehirlerde yataklar ve yoğun bakımlar çok dolu. İki aşı da gayet iyi aşılardır, ağır hasta olmamak için aşı hakkı çıkanın aşı olmasını şiddetle tavsiye ediyorum.”