Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ramazan ayını koronavirüs karantinasında muhafazakâr aileleriyle geçiren kadınlar anlatıyor (3): “İslam’a inanmadığımı bildikleri halde oruç tutmam için zorluyorlar, Allah bile ‘İnanmıyorsanız siz bilirsiniz’ demişken insanlara ne oluyor?”

Türkiye’de koronavirüs salgını önlemleri kapsamında sokağa çıkma kısıtlamaları sürüyor. Aileleriyle aynı yaşam tarzını benimsemeyen ve dinden uzaklaştıklarını söyleyen birçok genç kadın salgın dolayısıyla ramazan ayını ailelerinin yanında geçiriyor. Aileleriyle aynı yaşam tarzını ve inancı paylaşmayan kadınlar, karantina sürecinde yaşadıklarını Medyascope’a anlattı.

Zeynep*, 18 yaşında ve ailesinin yanında üniversite sınavına hazırlanıyor. Ramazan ayını ailesi ile birlikte geçiren Zeynep, oruç tutmak istemediğini ailesine açıklayamıyor. “Bu oyunu sürdürmek zorundayım” diyerek yaşadıklarını şöyle dile getiriyor:

“18 yaşındayım ve üniversite sınavına hazırlanıyorum. Ebeveynlerim aşırı muhafazakâr oldukları için bırakın oruç tutmak istemediğimi söylemeyi, orucun beni yorduğunu söylemem bile ihtimal dışı. Sahura kalkıyorum, iftarımı sanki oruçluymuşum gibi onlarla yapıyorum ama gün içerisinde bulabildiğim her fırsatta su içiyor ve bir şeyler atıştırıyorum. Elbette zor oluyor fakat alıştım. Arkalarından iş çeviriyor olmak da beni vicdanen hiç rahatsız etmiyor çünkü gerçeği söylersem üzerimde kuracakları baskının beni korkunç bir şekilde ezeceğini biliyorum. Sadece oruç değil, diğer ibadetler konusunda da ailemin normalin üzerinde istekleri var. 13 yaşında bir kardeşim var, onunla açık açık inanç meselesini konuşmadım. Onun fikirleri üzerinde tahakküm kurup kendi inancımı ona diretiyormuş gibi olmak istemedim. Zamanı geldiğinde kendisi sorgulasın ve bulsun istiyorum. Fakat o da oruç konusunda benim gibi. İnsanın olmadığı biriymiş gibi rol yapması gerçekten yorucu. Bu süreci atlatmanın yegâne yolunun bu olduğunu bildiğimden sabretmek ve bu oyuna devam etmek zorundayım.”

“İnançsız ve motivasyonsuz yapılan ibadet işkence gibi”

Nurdan*, oruç tutmamak için “Regl oldum” diyerek, ramazan ayı gelmeden önce regl tarihini ailesinden saklıyor. Çocukluğunda inanarak oruç tuttuğunu söyleyen Nurdan, “İnançsız ve motivasyonsuz yapılan ibadet gerçekten işkence gibi” diyor. Nurdan, kapanma sürecini ailesi ile geçiren ve farklı düşünen kadınlar için zamanın nasıl geçtiğini şöyle anlatıyor:

“Bu sene üniversite birinci sınıfım ve çevrimiçi eğitim görüyorum. İnançlı biri olmadığımı söyleyebilirim ama ailem bilmiyor. Geçen sene gün içinde dışarı çıkarak yemek yiyebiliyordum ancak bu sene tam kapanmadan dolayı neredeyse hep evdeyim. Herkes evde olduğu için evde yemek de mümkün değil. Sadece su içebiliyorum. Ailem her konuda olduğu gibi bu konuda da çok katı. Onlara oruç tutmak istemediğimi söylemem söz konusu değil. Sadece üniversite sınavına hazırlanırken, ‘Tutmasam olur mu?’ demiştim. Bunu söylemem bile onları çıldırtmıştı. O yüzden sessiz kalarak tutuyor gibi yapıyorum. Bu sene de çok hastalandığım bir-iki gün oldu ve tutamadım. Bunu bile geçerli bir neden olarak görmediler. Konusu her açıldığında psikolojik olarak beni yıprattılar. Genelde ramazan ayından bir önceki ay regl tarihimi saklıyorum. Ramazan’da regl olmasam bile olmuş gibi yapabileyim diye. Bir-iki gün de uzatıyorum.

Aileden dini baskı gören biri olarak hayat eve sığmıyor gerçekten. ‘Buna da karışmazlar artık’ dediğin her şeye karışıyorlar. Bir an önce üniversiteye gidip biraz nefes almak istiyorum. Ayrıca belki oruç tutmak çok zor bir şey değil. Zaten küçük yaştan beri tutuyorum ve inançlı iken zorlandığımı hatırlamıyorum. Ramazan gelince sevinirdim bile ancak inançsız ve motivasyonsuz yapılan ibadet gerçekten işkence gibi.”

“Annemin ve akrabalarımın zorlaması üzerine oruç tutuyorum”

Zehra*, haber serimizin önceki bölümünü okuduktan sonra Twitter üzerinden bize ulaştı. Üniversite sınavına hazırlanan Zehra, annesinin ve akrabalarının baskılarından dolayı oruç tutuyor, namaz kılıyor. Zehra, hayatında her şeyin yoluna gireceğine inandığını söylüyor:

“Her yıl annemin ve akrabalarımın zorlaması üzerine oruç tutuyorum. Oruç başlamadan önce anneme, ‘Ben oruç tutmak istemiyorum’ dediğimde çok sinirlendi. ‘Nasıl tutmak istemiyorsun? Gayet tutacaksın. Sen de ateist oldun iyice’ dedi. Annemin bu konularda anlayışlı olmasını isterdim. Her yıl akrabalarım Kuran okumamı, namaz kılmamı, oruç tutmamı istiyor. Aksi takdirde ise cehennemde yanacağımı söylüyorlar. Ben Müslüman değilim, herhangi bir dine mensup da değilim. Bu tarz şeylere inanmıyorum, Allah’ın var olduğuna inanmıyorum. Bebekliğimden beri kimliğime yazdırdıkları bir din ile yaşıyorum ve artık bunu isteyip istemediğimi fark ettim. Bunda karantina sürecinin çok yardımı oldu. Kendimi tanıma fırsatına ulaştım ama keşke yaşım küçük olmasaydı da üniversite için başka bir ülkeye ya da şehre gitseydim. Şu an 19 yaşındayım ama ileride çok şeylerin değişeceğine inanıyorum. Mesela şu an bir sınava hazırlanıyorum ve bu sınav sürecinde çok bunaldım. Dışarıda hava almak varken evde oturuyorum ve bu annemle çok zor oluyor. Her şeyime karışıyor, özel hayatıma saygısı yok. Evdeki her şeye ben koşuyorum, yardım ediyorum. Bir de kardeşim var, ona da bakıyorum.”

“Allah bile, ‘İnanmıyorsanız siz bilirsiniz’ demişken insanlara ne oluyor?”

Kübra*, 22 yaşında ve o da ailesinin yanında yaşarken çok zorlanıyor. Üniversiteye dönerek baskıdan uzak bir hayat yaşamak istiyor. Kübra tam kapanma uygulamasından şikayet edenlere, “Biz yıllardır bu süreci yaşıyoruz” diyerek sesleniyor:

“Maalesef kapanma sürecinde ailemle birlikteyim. Salgın bittiğinde yine her şey yoluna girecek mi? Emin değilim. Okuluma dönüp tekrar inandığım gibi bir hayat yaşamak istiyorum. Bazen Twitter’da kapanmadan dolayı evde kalıp bunalan kişilerin paylaşımlarını okuyorum. Maalesef bizler, ailelerinden farklı inançlara sahip kadınlar olarak kendimizi bildik bileli ‘kapanma süreci’ içindeyiz. Çok fazla kitap okuyorum, buna bile karışıyorlar. İslam’a inanmadığımı bildikleri halde oruç tutmam konusunda zorluyorlar. Neden? Allah bile, ‘İnanmıyorsanız siz bilirsiniz’ demişken bu insanlara ne oluyor? Okulum açılsın ve tekrar başörtümü çıkartarak kendim olayım istiyorum. Geçen sene ramazan karantinasında en azından bir yerler açıktı. ‘Kütüphaneye, markete gidiyorum’ diyerek bir şeyler yiyordum. Ben, bu dini temsil etmeye çalışan herkese ve baskıcı olan her şeye düşmanım artık. Önceden düşman değildim ama artık düşmanım. Nedeni çok basit. Oruç tutmasam, namaz kılmasam onların çocuğu olamam. Mecburen, gözlerine nefretle bakarak yapıyorum bunu. Başka bir seçeceğim yok.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.