Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gazze’de ateş altındaki siviller anlatıyor: “Ramazan Bayramı’nı kutlamaya hazırlanıyorduk ama bayram yok, şehirde sadece korku ve çok fazla kan var”

İsrail ile Hamas arasında son yılların en şiddetli çatışmalarından biri yaşanıyor. Doğu Kudüs’te Filistinliler’in evlerinden zorla tahliye ettirilmesi girişimleri ile Mescid-i Aksa’da başlayan gerilim, pazartesi günü (10 Mayıs) Gazze Şeridi’ne sıçradı ve halen devam ediyor. Gazze’de ateş altındaki siviller yaşadıkları korku, öfke ve endişeyi şu cümleler ile anlattı: “Neden kimse Gazze’ye yardım etmiyor? Gazze’de neredeyse güvenli hiçbir yer yok.”

Gazze’nin batısındaki Rimal Mahallesi’nde sivillerin yaşadığı 12 katlı Hanadi Kulesi, 11 Mayıs’ta İsrail’in saldırılarından kısa süre sonra yıkılmıştı. Kent merkezinde sivillerin yaşadığı daireler ve çeşitli basın kurumlarının ofislerinin bulunduğu “Cevhere” adlı dokuz katlı bina da İsrail’in saldırılarına maruz kalmıştı. Dün (12 Mayıs) ise Gazze’nin en işlek bölgelerinden birinde bulunan 13 katlı Al Shorouk binası İsrail’in saldırısında yerle bir oldu. 

İsrail’in yoğun bombardımanı altında olan Gazze’de hayatını kaybedenlerinin sayısı 83’e ulaştı. Filistin Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İsrail’in hava saldırıları sonucunda 17’si çocuk olmak üzere 83 kişi hayatını kaybetti, 487 kişi yaralandı. 

İsrail’in Gazze’deki saldırıları, Gazzeliler’e 2014 yılında yaşanan Hamas-İsrail savaşının anılarını hatırlattı:  

Dört çocuk annesi Sabah Haboub, evlerinin yanındaki bir kuleye düzenlenen hava saldırısı ile korku ile yataktan fırladığı anları şöyle anlattı:

“Saldırı sonrasında korku içinde fırladım. Çocuklarımı aldım ve diğer apartman sakinleri ile birlikte merdivenlerden aşağı doğru çığlık atarak ve ağlayarak koştum. Gazze’de neredeyse güvenli hiçbir yer yok.”

Gazze’nin güneyindeki Tal-al-Hawa isimli mahallede oturan 44 yaşındaki Saaed al-Khalil ise İsrail’den atılan roketler sonucunda yaralandı. Hawa, “Evimin yanında sivillerin yaşadığı bir apartman bloku uyarı yapılmadan hedef alındı” dedi. 

Evinin duvarlarının bir kısmının kendisinin ve eşinin üzerine çöktüğünü söyleyen Hawa, “Eşim sırtından ve bacaklarından yaralanırken, benim de sol kolum kırıldı. Geceyi hastanede geçirdim ve ardından dört oğlumu başka bir bölgede bulunan kardeşimin evine götürdüm” diye konuştu.  

Hastanedeyken bombalama seslerinin durmadığını ve bu yüzden uyuyamadığını söyleyen Hawa, “Ramazan Bayramı’nı kutlamaya hazırlanıyorduk ama bayram yok, şehirde sadece korku ve çok fazla kan var” dedi. 

Hava saldırıları öncesi uyarı eksikliğine dikkat çeken Yusuf El Hammash ise salı akşamı (11 Mayıs) binasına İsrailli bir insansız hava aracından atılan füzenin çarpması sonucu hamile eşi ve üç yaşındaki kızı ile birlikte Beyt Lahiya’daki evlerinden kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi. 

Norveç Mülteci Konseyi için çalışan Hammash, “Drone saldırısının daha büyük bir hava saldırısı uyarısı olduğunu düşündük, bu yüzden elimizden geldiğince çabuk ayrıldık. Kızım sürekli ağlıyordu. Neler olduğunu anlamıyor, ona sürekli büyük havai fişekler atıldığını söylüyorduk” diye ekledi.

Fakat çarşamba günü (12 Mayıs) birkaç kıyafet almak için dairesine dönen Hammash, içerideyken bir başka hava saldırısına tanık oldu: “Çok büyük bir patlamaydı, her yerde toz duman vardı. Apartman tamamen yıkıldı.”  

41 yaşındaki avukat Fatima Ashour ise yaşadığı korkuyu şöyle anlattı: “Korkuyorum. Uyuyamıyorum ve midemde bir ağrı var. Sekizinci kattaki bir apartmanda yaşıyorum ve pencerelerde çok fazla cam bulunuyor. Bu yüzden arkadaşımın Tal-al-Hawa bölgesindeki evine taşınmaya karar verdim.”

Ashour sözlerine şöyle devam etti:

“Ne yazık ki dün bütün gece evler, devlet daireleri ve sokaklar dahil olmak üzere en ağır bombardımanı yaşadı. Amacın ne olduğunu bilmiyorum fakat tüm bu şiddetin ve bombardımanın önemi ne? Bir anlamı yok, çünkü burada katliam var. Burada bütün bu yaşananların Kudüs’e yardım etmek için olduğunu söylüyorlar. Fakat neden kimse Gazze’ye yardım etmiyor? Ne diyeceğimi bilmiyorum. Gazze’de güvenli hiçbir yer yok.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.