Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel blogunda yayımladığı yazısında Yeni Şafak gazetesi yazarı ve iletişimci Ali Saydam’ın, suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarıyla ilgili haberlere ilişkin, “Cızırtıyı yaymak gazetecilik değildir” diye yazmasını eleştirdi: “Gazeteci, hiçbir sese, hiçbir iddiaya kulaklarını tıkamaz; taraflı, önyargılı yaklaşmaz. Saydam’ın tanımlamasıyla bir ‘cızırtı’ geliyorsa o sesin ne olduğunu anlamaya çalışır, araştırır, sorgular, sesi netleştirir, nesnel bir gözle değerlendirir ve ondan sonra yayar.”
“Neyse ki, bu ülkede hâlâ gazetecilik yapılıyor; bağımsız ve eleştirel gazetecilik, halkın bilgi edinme hakkını kullanabilmesi için etkili bir rol oynuyor” diyen Bildirici, Sedat Peker’in iddialarına ilişkin ortaya çıkarılan veri, kanıt, ipucu çıkan olayların, bu doğrultuda çaba harcayan gazetecilerin ve ürettikleri içeriklerin bilançosunu çıkardı.
Yeldana Kaharman’ın şüpheli ölümü, Yalıkavak Marina’ya çökülmesi, gazeteci Kutlu Adalı cinayeti, Silivri Emniyet Müdürü Hakan Çalışkan’ın intiharı, Binali Yıldırım’ın oğlunun yeni kokain rotası oluşturmak için Venezüela’ya gitmesi, Sedat Peker’e koruma polisi verilmesi, Ziraat Bankası’nın Demirörenler’e verdiği 750 milyon dolar kredi ve Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde konaklayanlara ilişkin iddiaları ve bu konularda gazetecilerin ortaya çıkardıklarını derleyen Bildirici’nin yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.