Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Adalet mücadelesiyle geçen üç yıl – Çorlu tren kazasında hayatını kaybedenler anıldı: “Hukukun üstünlüğü iktidarın gücünün altında ezildi, rayların altında kaldı”

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018 ‘de meydana gelen tren kazasında yedisi çocuk 25 kişi hayatını kaybetmiş, en az 300 kişi yaralanmıştı. Kazanın üçüncü yıldönümünde, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları Edirne Uzunköprü’de ve Tekirdağ Çorlu’daki Sarılar Köyü’nde bir araya gelerek kayıplarını andı ve adalet taleplerini yineledi.

Uzunköprü-Halkalı arasında 8 Temmuz 2018’de sefer yapan trenin devrilmesi sonucu yedisi çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi. Kazada yakınlarını kaybedenler üç yıldır adalet arıyor, yargı süreci ise üç yıldır devam ediyor. Tren kazasında yaşamını yitiren 25 kişi için dün (8 Temmuz) Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde “8 Temmuz Anıtı”nın açılışı yapıldı. İstanbul Avcılar Belediyesi’nin desteği ile Uzunköprü Belediyesi’nin diktirdiği anıt, düzenlenen anma töreniyle açıldı.

Anıtın açılışından önce kazada kaybettiği dokuz yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’in kabrini ziyaret eden Mısra Öz, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: “Bugün efkarlıyım açmasın güller.. Yiğidim. Aslanım.. Burda yatıyor.”

Sarılar Köyü’nde akşamüzeri tekrar bir araya gelen kayıp yakınları ve kazada yaralananlar, tren raylarına yürüdü ve köydeki anıtın önünde açıklamada bulundu.

Anıta yürürken konuşan Oğuz Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz, “Soruyorum hâkimlere: Siz üç sene 300 tane yaşlıyı, çoluğu çocuğu mahkemeye getirtip savcının hazırladığı boş iddianameyi nasıl yargılıyorsunuz? Sizin kanunlardan haberiniz yok. Haberiniz olmadığı gibi yargılama yapıp bizim hakkımızı gaspediyorsunuz” dedi.

“Bizler canı yanmış aileleriz. Bizlerle dalga geçtiniz, üç senemizi çaldınız”

Geçen hafta Mısra Öz hakkında mahkeme heyetine hakaretten açılan davaya da değinen Mehmet Öz, “Hiçbir şey yokmuş gibi benim evladıma dava açıyorsunuz. Adalet ahlak demektir. Bizler canı yanmış aileleriz. Bizlerle dalga geçtiniz. Üç senemizi çaldınız. Biz adil yargılama istiyoruz” diye konuştu.

Sarılar Köyü’nde 1096 gün önce kıyamet koptuğunu söyleyen Mısra Öz, “Biz o günden bugüne yas tutuyoruz ama bu ülkede bir gün bile bu ülkenin 25 vatandaşı için yas tutulmadı. Geçen sürede 25 canın adaleti için gerçek sorumlular aşikâr bir şekilde ortadayken adaletin karşısına getirebilmek için çok mücadele ettik. Hukukun üstünlüğünden bahsedilen ülkemizde, hukukun üstünlüğü iktidarın gücünün altında ezildi ve rayların altında kaldı” dedi.

“Hesabını sormadan ben bu dünyadan göçüp gitmeyeceğim”

Acılarının ilk günkü gibi taze olduğunu söyleyen Mısra Öz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben evladımı evde beklerken, evladım acaba hangi hayali kurarken can verdi? Siz biliyor musunuz bir arama kurtarma ekibinin internet sayfasında, trenin altından açık gözleriyle ikiye katlanmış bedeniyle benim gözlerime bakıyor oğlum o fotoğrafta. Bunun hesabını sormadan ben bu dünyadan göçüp gitmeyeceğim.”

“Bir şeylerin değişmesi için bu ülkede illaki kurban mı verilmesi gerekiyor?”

Mısra Öz’ün ardından kazada hayatını kaybeden Bihter Bilgin’in annesi Zeliha Bilgin söz aldı:

“Bir şeylerin değişmesi için bu ülkede kurban mı verilmesi gerek? 2004’te Pamukova tren katliamının sorumluları yargılansaydı ve cezasını çekseydi bugün Çorlu (tren kazası) olmayacaktı. Bugün Çorlu tren katliamının gerçek sorumluları yargılanır ve cezasını çekerse başka facialar olmayacak, size bunun sözünü ben veriyorum. Yaşamış biri olarak söylüyorum, kimse bizler gibi canlarını ihmal sonucu kurban vermek zorunda kalmayacak.”

Anma, Sarılar Köyü Camii’inde okunan mevlit ile sona erdi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.