Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

TSK’nın yangın söndürmede aktif görev almamasına tepkiler sürüyor: “Hükümet askerin hiçbir şekilde kışladan çıkmasını istemiyor”

Türkiye günlerdir orman yangınlarıyla mücadele ederken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yangın söndürmede aktif olarak kullanılmaması tartışılıyor. Akdeniz Bölgesi’ni saran yangınlar durdurulamıyor. Yüksek sıcaklık, düşük nem ve şiddetli rüzgar söndürme çalışmalarını olumsuz etkilerken can ve mal kayıplarının yaşandığı yangınlar henüz kontrol altına alınamadı. Türk Hava Kurumu’na ait uçakların yangında kullanılmaması eleştirilirken kamuoyunda sıkça gündeme gelen bir başka konu ise TSK’nın yangınla mücadelede aktif olarak görev almaması. Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen durumu, “Hükümet askerin hiçbir şekilde kışladan çıkmasını istemiyor” sözleriyle açıklıyor. Su kapasitesi 6 tona kadar ulaşabilen Toplumsal Olaylarla Mücadele Araçları’nın (TOMA) yangınla mücadelede aktif şekilde kullanılmadığı iddiası da benzer şekilde dile getiriliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde 540, jandarmada ise 143 TOMA bulunuyor. 

Emekli Kurmay Albay ve eski CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen ve Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görev yaparken akademik çalışmalarını sürdürebilmek için TSK’dan ayrılan Metin Gürcan, Medyascope’tan Özgür Özdemir’e değerlendirmelerde bulundu.

Metin Gürcan

“TSK’da bu işleri yapacak piyade ve istihkam eğitim birlikleri operasyonel görevdeler” 

1998-2014 yılları arasında TSK’nın değişik birimlerinde çalışan Metin Gürcan, ordudan ayrıldıktan sonra Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Kurucu Üyesi oldu. Gürcan’a göre orman yangınlarıyla mücadele edecek TSK unsurları, yurtiçi ve yurtdışında devam eden operasyonel faaliyetlerde görev alıyor. Gürcan, TSK’ya ait uçak ve helikopterlerin de terörle mücadele kapsamında kullandığını belirtti:  

“’Asker var da hükümet bu askerleri kullanmıyor’ gibi bir düşünceye karşıyım. TSK’nın önceden küçük orman yangınlarına karşı kara birlikleriyle müdahalesine biz şahit olduk. Fakat bu yangında TSK’nın sahada çok askeri birliklerini görmüyoruz, bunun birkaç nedeni var. Şu anda TSK’da bu işleri yapacak piyade ve istihkam eğitim birlikleri operasyonel görevdeler. Bu birlikler Balkanlar, Afrika, Karadağ, Irak ve Güneydoğu’ya kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Bu birliklerin rotasyonu da kolay değil, yani bu işleri yapacak birlikler kışlalarında değiller. Bu bölgelere gönderilecek helikopter ve uçaklar terörle mücadelede kullanılıyor. Operasyonel görevler nedeniyle TSK bu yangınlara hazırlıksız yakalandı diyebiliriz. Yine orduda profesyonelleşme ile birlikte, birliklerde askerler azaldı. Yangında deniz unsurları ve jandarma var ancak kara birliklerini bu nedenle göremiyoruz.” 

“15 Temmuz sonrası TSK’nın neyle nasıl mücadele edeceğine dair yasal belirsizlik var” 

Silahlı kuvvetlerin orman yangınlarına müdahale etmesini sağlayan protokollerin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası güncellenmediğini belirten Gürcan, bu konudaki yasal belirsizliğe işaret etti:   

“TSK’nın bu durumlarda 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kaldırılan Emniyet Asayiş Yardım Protokolü (EMASYA) protokolü terör ve güvenlikte kullanılan bir protokoldü ve doğal afetlerde Doğal Afet Yardımlaşma Planları kapsamında TSK müdahele edebiliyordu. Ancak 15 Temmuz sonrası bu planlar güncellenmedi. O nedenle TSK hangi ölçüde nereye nasıl yapacağı konusunda belirsizlik var. Vali hangi yasal çerçeveyle, neye dayanarak bölgeye asker çağıracak, bu belli değil.” 

“Hükümet THK ile ideolojik bir savaşa girdi” 

Orman yangınıyla mücadelede havadan müdahalenin öneminin altını çizen Gürcan, Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarının kullanılmamasını eleştirdi. Gürcan’a göre hükümet THK’yı bilinçli olarak saf dışı bırakmış durumda. Türkiye’nin orman yangınlarıyla mücadele paketini, bir kurum çatısı altında oluşturması gerektiğini belirten Gürcan şöyle konuştu: 

“Milli Savunma Bakanlığı, Türkiye’ye yardıma gelen İspanya Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçaklara dair destek mesajları paylaşıyor. Anlıyoruz ki İspanya kendi hava kuvvetlerinde orman yangınıyla mücadele filosu kurmuş. Türkiye’de neden bu yok? Burada bir siyasi irade eksikliği var. Türkiye’nin orman yangınıyla mücadele paketinin bir kurum altında oluşturulması gerekiyor. Hükümet, THK ile ideolojik bir savaşa girmiş, Orman Bakanlığı THK’yı bilinçli olarak ihalelerde saf dışı bırakmış. Orman Bakanlığı’nın hesap vermesi gerekiyor. THK’nın bir arpalığa dönüştürüldüğünü görüyoruz. Koskoca Türkiye’nin içinin nasıl boşaltıldığını görüyoruz. Vatan hainliği tanımını yeniden yapmamız gerekiyor. Hükümet siyasi ve ideolojik bir tercihle orman yangınlarıyla havada nasıl mücadele edeceğini önceliklendirememiştir. Sayın Cumhurbaşkanı orman yangınını seyrediyor. Yangını seyredecek uçağımız var ama söndürecek uçağımız yok. Bu işte bir gariplik yok mu? Yangınla mücadelede kim yetkili olacak? Orman Bakanlığı mı? Valilik mi? İçişleri Bakanlığı mı? Tüm bu sorular havada kalıyor. Mücadele çok dağınık ve koordinesiz ilerliyor.” 

“Türkiye’nin Batı’dan gelen yardım taleplerini başta reddetmesi jeopolitik yönelimlerini gösteriyor” 

Türkiye’de süren yangınlarla mücadele için Rusya, İran ve Ukrayna’dan gelen uçaklar da çalışmalara devam ediyor. İspanya ve Hırvatistan’dan gelen uçaklar da yangı söndürme çalışmalarına destek veriyor. Hükümetin Avrupa Birliği’nden gelen yardım taleplerini başta reddettiğine dair iddialar ortaya atılmıştı. Gürcan’a göre bu, Türkiye’nin küresel dengeleri nereden gördüğünün de işareti:  

“Türkiye’nin Batı’dan gelen yardım taleplerini reddetmesi ve Rusya, İran ve Ukrayna’dan gelen yardım taleplerini kabul etmesi, Türkiye’nin jeopolitik yönelimleriyle ilgili bir şey söylüyor. Ankara’nın küresel dengeleri nereden gördüğünü gösteriyor. Milli hassasiyetler önemli ancak Türkiye’nin 40 senesi yanıyorsa, kim nereden ne yardım gönderiyorsa onu kabul etmek ve yardım çağrısı yapmak gerekiyor. Biz de zamanında hem İsrail’e hem Yunanistan’a yardım ettik bu konuda. Evimiz yanıyor, komşu kapımızı çalıp yardım talebinde bulunuyor ancak biz ‘Sen bekle biz hallederiz’ diyoruz. Olacak iş değil bu.“ 

Gürcan TOMA’ların kullanımına dair ise şunları söyledi: “TOMA’ların kullanımı kolay değil. Bunlar koordinesiz olursa, bu yığılmalar yangınla mücadeleye yarardan çok zarar verir. TOMA’ları koordine edemezseniz hem trafik hem ikmal sorunlarıyla daha can yakıcı olaylarla karşılaşabilirsiniz.”

Emekli Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek

“TSK’nın bu konudaki görev ve sorumlulukları elinden alındı” 

Bir dönem CHP milletvekili olan emekli Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ise TSK’nın afetle mücadeledeki görev ve sorumluluklarına dair bir yasal boşluk olduğunu dile getirdi. Çiçek, süreci şöyle anlattı:  

“Birinci konu yasal boyutuyla ilgili. EMASYA protokolü ortadan kaldırıldı. TSK’nın bu konudaki görev ve sorumlulukları ellerinden alındı yani böyle büyük bir boşluk var. Afet harekat merkezlerinin imkanlar, koordine edilen yerler, bölgeye gelen yangın söndürme kapasitesi öncelikle doğru konumlandırılmıyor, yani bir kargaşa var. Zaten sorulduğu zaman vatandaş başka konuşuyor, diğerleri başka konuşuyor. Şu anda doğal afetlerle ilgili koordinatör bir makam yok. Bir kere bu konuyla ilgili yasal boşluk çok. Boşvermişlik var, bir hazırlıksız yakalanma var. Türkiye’nin birikimleri, tecrübeleri saf dışı edilerek özel harekatın kapasitesi yürütülemiyor, yönlendirilemiyor.”

“Herkes cumhurbaşkanının talimatını bekliyor” 

Çiçek şöyle devam etti: “Şimdi vali askere talimat vermekten korkuyor. Yarın bir talepte bulunursa siyaset müdahil olur. Yani vali de çekiniyor. Garnizon komutanı da çekiniyor, yani bütün herkes cumhurbaşkanının talimatını bekliyor. Bu talimatla olacak iş değil. Bir tehdit vardır, ona göre planlama yaparsınız, kuvvet geliştirirsiniz ve sorun olduğunda da hemen sorunun üzerine gidersiniz. Bu tamamen tehdidi öngörememe, plansızlık, yönetimsizlik.” 

“İktidar TSK’nın afet gibi durumlarda ön plana çıkmasından rahatsız” 

Çiçek’e göre TSK’nın yangınla mücadelede sahaya çıkmamasının nedenleri ise şöyle: 

“TSK’nın ön plana çıkmasından ne yazık ki iktidar rahatsız olduğu için asker doğal olarak kendini geri plana çekmiş durumda, herhangi bir inisiyatif almıyor. Alsa da zaten siyaset buna müsaade etmiyor. Bir diğer konu ise, TSK Doğu Akdeniz’de, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Azerbaycan’da, Afganistan’da, Ege’de sıcak olaylarla çok meşgul edildi. Bu afetlere yoğunlaşacak hem bir katılım yok, hem siyasi bir bakış yok. Ama teknik imkanlarıyla, çıkarma gemileriyle, yangın söndürme kitleriyle mevcut durumda siyasetin de müsaade ettiği ölçüde elinden geleni yapıyor zaten.” 

“Eskiden silahlı kuvvetler, sahil güvenlik ve jandarma kendi bölgelerinde emir komutayı tek elde toparlardı” 

Yangın bölgesinde kriz merkezinin dağınık olmasını eleştiren Çiçek, THK’nın pasifize edildiğini söyledi: 

“Bir doğal afet anında geçmişi hatırlayalım, 11 sene önce bu işin koordinatörlüğünü afet bölgesindeki asker üstlenirdi. Silahlı kuvvetler, sahil güvenlik, jandarma hepsi kendi bölgelerinde emir komutayı tek elden alıp afetlere müdahale ederdi. Sonra bunların hepsi etkisiz hale getirildi. Şimdi TSK’nın helikopterinin yangını söndürme noktasında yüksek imkanları var ama bunların planlarının yapılması lazım ama ne yazık ki bu yok. O kadar acı bir durum ki TKH, bu konuda en tecrübeli kurum ama siyasi oyunlarla pasifize edilmiş, üç – beş milyon dolarlık bakım ihtiyacı bile hükümetten tarafından kâle alınmamış.” 

“Devletin imkanları bir köşede duruyor ama bunları yasal sistemde harekete geçirecek kimse yok” 

TOMA’ların yangın söndürme çalışmalarında yeterli kullanılmadığını belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“TOMA’ları kullanacak bir kurum-kişi yok. Devletin imkanları bir köşede duruyor ama bunları yasal sistemde harekete geçirecek kimse yok. Devlet yönetimi belediye yönetimi gibi değil yani şimdi tutmuş belediyeler sorumlu diyor. Yani bir de baştan söylemiyor bunu, ne zaman kontrol dışına çıktı o zaman belediyeler sorumlu diyor. Şu an kontrol bizden çıktı. Çoğu yangında yanacak bir yer kalmasın, kendiliğinden sönsün diye bekleniyor. Böyle bir şey yok.” 

Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen

“Askeri parlatıp, onu göz önüne çıkarmayalım diye bir düşünce var” 

Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, TSK’nın yangınla mücadele aktif bir şekilde kullanılmamasının siyasi bir tercih olduğu görüşünde. Türkşen’e göre hükümet askerin hiçbir şekilde kışladan çıkmasını istemiyor: 

“Hükümet memlekette her şeyi birbirine karıştırdı. TSK’nın da bu tür faaliyetlerde yardım yapabilmesinin önünü açan EMASYA protokolü iptal edildi. Zaten tüm sistem bozulmuş vaziyette. Kurumlar arasında işbirliği yok, bakan belediye başkanını yanına almadan basına konuşuyor. Hükümetin, asker kışladan çıkıp başımıza bir şey açmasın diye bir korkusu var; askeri parlatmayalım, onu göz önüne çıkarmayalım diye bir düşünce var.  

TSK’nın küçüldüğü için yangına müdahale etmediği görüşüne katılmıyorum. TSK ne kadar küçülürse küçülsün yangına müdahale edecek olduktan sonra tüm imkanlarını devreye sokar. TSK’nın günlerdir süren orman yangınına müdahalesinin engellenmesi kasıtlı bir şey. Asker kışladan çıkmasın istiyorlar.” 

“Normal bir ülkede yangınla mücadele edecek tüm araçların kullanılması gerekiyor” 

Türkşen konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: 

“Ülke ülke olsa, devlet devlet olsa bir bardak su ile bile yangını söndürmeye gider. Ben burada liyakatsizlik ve art niyet görüyorum. Normal bir ülkede bu yangınlarla mücadele edecek tüm araçların kullanılması gerekiyor. Örneğin TOMA’lar, yani bu bizim gibi sıradan bir vatandaşın bile aklına geliyorsa, devletin de aklına gelmesi gerekmez mi? Normal bir ülkede yangınla mücadele edecek her türlü imkanın kullanılması gerekiyor. Orman yanar geçer, buralar ranta açılır diye de düşünenler olabilir. Sıradan vatandaş olarak yangınla mücadeledeki araçlar nasıl bizim aklımıza geliyorsa, devletin de aklına gelmesi lazım.” 

MSB’den yangın açıklaması

Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) yangınlara ilişkin açıklama geldi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, TSK’ya ait üç insansız hava aracı, dört helikopter, iki çıkarma gemisi ve 400’den fazla askerin çalışmalara destek verdiği belirtildi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.

İlgili içerikler