Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

BM’den “kırmızı alarm”: “İnsan etkisiyle iklim, son iki bin yılda görülmemiş bir oranda ısındı”

Birleşmiş Milletler’e bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (The Intergovernmental Panel on Climate Change – IPCC), “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” başlıklı raporunu yayımladı. Raporda iklim değişikliğinin nedeninin insan faaliyetleri olduğu belirtilirken bundan sonra bazı iklim etkilerinden dönülemeyeceği vurgulandı. IPPC’nin söz konusu raporunun kasım ayında düzenlenecek olan COP26 toplantısı öncesinde yayımlanmasının oldukça önemli olduğuna dikkat çekildi.

Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında 1988’den bu yana faaliyet gösteren ve insan eylemlerinin iklim değişikliği üzerindeki etkilerini araştıran Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (The Intergovernmental Panel on Climate Change – IPCC), “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” başlıklı raporunu yayımladı. Rapor, IPCC’nin 1988’den bu yana yayımlanan altıncı raporu oldu.

İklimbilimciler, insan faaliyetlerinin binlerce yıldır dünyanın iklimini eşi benzeri görülmemiş biçimde değiştirdiği ve bu değişikliklerin neden olduğu bazı etkilerin artık kaçınılmaz ve geri döndürülemez bir noktaya geldiği konusunda uyardı.

Rapora göre iklim değişikliğinin en önemli nedenleri, insan faaliyetleri, deniz seviyesindeki yükselmeler, eriyen kutup buzları ve buzullar, sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklıklar.

Önümüzdeki yirmi yıl içinde yeryüzünün sıcaklığının 1,5 derecenin üzerine çıkması bekleniyor. Bu durum, 2015 Paris İklim Anlaşması’nda hedeflenen sıcaklık seviyesinin üzerine çıkılmış olacağı anlamına geliyor.

IPCC’ye göre, önümüzdeki on yılda yalnızca sera gazı emisyonlarında görülecek hızlı ve ciddi azalmalar yeryüzünün daha fazla ısınmasını bir miktar önleyebilir.

Raporun yayımlanmasının ardından bazı uyarılarda bulunan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, “Bu rapor insanlık için kırmızı bir koddur. Alarm zilleri sağır edici ve kanıtlar reddedilemez. Fosil yakıtların yakılmasından ve ormansızlaşmadan kaynaklanan sera gazı emisyonları gezegenimizi boğuyor ve milyarlarca insanı riske atıyor” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres

Yeni kömür santrallerine, fosil yakıt arama ve geliştirme faaliyetlerine son verilmesini isteyen Guterres, hükümetlere, yatırımcılara ve işletmelere de tüm yatırımlarını düşük karbonlu bir geleceğe kaydırmaları çağrısında bulundu. Guterres, “Bu rapor, kömür ve fosil yakıtlar gezegenimizi yok etmeden önce onlar için bir ölüm çanı çalmalıdır” diyerek durumun ciddiyetini vurguladı.

Raporda öne çıkan noktalar

IPCC’nin raporuna göre, yeryüzündeki sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlandırmak için 2030 yılına kadar hükümetlerin mevcut emisyonlarını yarı yarıya indirmesi gerekiyor. Bu anlamda, belirlenen emisyon hedefine ulaşılabilmesi için iklim değişikliği ile mücadele planlarına daha çok önem verilmesi ve bu planlar vasıtasıyla emisyonları azaltma çabalarının hızlandırılması büyük önem taşıyor.

Raporda vurgulanan bir diğer nokta ise atmosferdeki karbondioksit birimi ile ilgili. Raporda, 2019 yılında atmosferdeki karbondioksit birikiminin 2 milyon yıl içindeki herhangi bir zaman diliminden daha yüksek seviyeye çıktığı belirtildi. Metan ve azot oksit gibi önemli sera gazlarının birikim seviyelerinin 800 bin yıllık süreç içerisindeki herhangi bir zaman diliminden daha yüksek olduğu açıklandı.

Öte yandan raporda, yeryüzündeki ısınmanın 1,5 santigrat derecede sabitlenmesi hedefine ulaşılsa bile halihazırda görülen küresel ısınmanın bazı uzun vadeli etkilerinin kaçınılmaz ve geri döndürülemez olduğuna da dikkat çekildi. 

Bu kaçınılmaz ve geri döndürülemez etkiler arasında deniz seviyesinin yükselmesi, kuzey buzullarının erimesi, okyanusların ısınması ve asitlenmesi yer alıyor. IPCC’deki bilim insanlarına göre, emisyonlarda kaydedilecek olası ciddi azalmalar daha kötü bir iklim değişikliğini engelleyebilir ancak bu ciddi azalmalar dünyayı geçmişin daha ılımlı hava koşullarına geri döndürmeyecek.

Reading Üniversitesi’nde iklimbilimi profesörü ve aynı zamanda IPCC’nin başyazarlarından olan Ed Hawkins, “Daha sık ve ekstrem hava olayları da dahil olmak üzere iklim değişikliğini zaten yaşıyoruz ve bu etkilerin çoğu için geri dönüş yok” diyerek geçmişteki hava koşullarına dönmenin imkansız olduğuna dikkat çekti.

IPCC, 1850-1900 döneminden bu yana sıcaklıkların yaklaşık 1,5 derece arttığını, ancak iklimi 1,5 derecede sabitlemenin hâlâ mümkün olduğunu söyledi. Fakat 1,5 santigrat derecede sabitleme hedefine ulaşılması durumunda dahi artan sıcak hava dalgalarının, daha yoğun fırtınaların, daha ciddi kuraklık ve sellerin önüne geçmenin zor olduğu, ancak 1,5 santigrat derecede sabitlemenin yeryüzünün geleceği adına daha minimal riskler taşıdığı belirtildi.

COP26 Zirvesi öncesi önemli bir rapor

BM iklim müzakereleri için 197 ülkeyi temsil eden hükümet liderlerinin bir araya gelerek iklim değişikliğini ele alacağı COP26 toplantısı 2021’in Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenecek. IPCC’nin bu önemli toplantı öncesinde yayımlanan kritik raporunun büyük bir önem arz ettiği belirtildi.

COP26 toplantısı öncesinde bütün ülkelerden 2015 Paris İklim Anlaşması hedeflerine uygun olarak sera gazı emisyonlarını indirmeyi amaçlayan planlarla bu önemli toplantıya gelmeleri isteniyor.

Kasım ayındaki COP26’ya ev sahipliği yapacak İngiltere Başbakanı Boris Johnson, “Yayınlanan bu rapor, insanın aklını başına getiren, çarpıcı bir okuma sağlıyor ve önümüzdeki on yılın gezegenimizin geleceğini güvence altına almak için çok önemli olacağı açık… Kritik COP26 zirvesi için kasım ayında Glasgow’da buluşmadan önce dünyanın şimdi harekete geçmesi için bir uyandırma çağrısı” diye konuştu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’in özel elçisi John Kerry ise, “IPCC raporu, durumun aciliyetinin altını çiziyor. Küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlandırma olanağı ortadan kalkmadan önce dünya bir araya gelmeli. Glasgow bu krizde bir dönüm noktası olmalı” dedi ve toplantının önemine dikkat çekti.

Kaynak: The Guardian

Derleyen: Gökalp Badak

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.