Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Dünya Afganistan’a kilitlenmiş durumda: Taliban kontrolündeki Afganistan nasıl yönetilecek?

Taliban, 14 Ağustos Cumartesi günü açıklamada bulunarak, başkent Kabil’e girmemeyi, Batılı diplomatların ve birliklerin tahliyesini beklemeyi kabul etmişti. Ancak Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani’nin pazar günü (15 Ağustos) kimseye haber vermeden ülkeden ayrılması, polis ve ordunun hızlıca çökmesine neden oldu. Polis ve ordudan boşalan alan da Taliban tarafından dolduruldu. Yönetimi önümüzdeki günlerde resmi olarak devralması beklenen Taliban, Afganistan için yeniden “emirlik” etiketini istese de planlanan hükümetine yeni özellikler katma arayışında.

Taliban‘ın uzun süredir devam eden barış görüşmelerinde ortaya attığı geçici bir hükümet kurulması talebi Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani tarafından kabul edilmemişti. Nisan 2021’de Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan’dan çekilmek için tarih vermesi de Kabil’in barış görüşmelerinde elini büyük oranda zayıflatmıştı.

Nisan ayı sonunda Taliban, kurulacak olan geçici hükümette yüzde 50’lik bir pay istediğini belirtmişti. Cumhurbaşkanı Gani ise hem geçici hükümet formülünü hem de ABD Başkanı Joe Biden’ın bu teklifi kabul etmesi yönündeki telkinlerini reddetmişti. Gani, tüm umudunu Afgan güvenlik güçlerinin Taliban’ı kontrol altına almasına ve onları doğrudan kendisi ile müzakere masasına oturmaya zorlamaya bağlamıştı. Ancak mayıs ayı başında ilerlemeye başlayan Taliban güçleri, ağustos ayının ortasında başkent Kabil’e kadar geldi.

1964 Anayasası yeniden gündeme gelebilir

Taliban geçen günlerde yaptığı açıklamada 1964 Afganistan Anayasası’nı, hazırlanacak olan yeni anayasanın temeli olarak kabul etmek istediklerinin ipucunu vermişti. 1964 Anayasası, Afganistan’ın 10 yıllık demokrasisinin başlangıcı olarak kabul edildiği için bu tavır “olumlu bir sinyal” olarak değerlendiriliyor. Ancak o anayasa hazırlandığında Afganistan’da monarşi vardı ve anayasa, siyasi partilerden bahsetmiyordu. Ayrıca Taliban’ın 1964 Anayasası’na hangi “güncellemeleri” getirmek isteyeceği de henüz bilinmiyor.

Yeni hükümetin eski yüzleri

Taliban, bir süredir anlaşma yapmış olduğu önceki rejimin unsurlarını, yeni kurulacak hükümete katma konusunda kararlı görünüyor. Öne çıkan isimler arasında eski Dışişleri Bakanı Selahaddin Rabbani, eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai ve eski Başkan Yardımcısı Kerim Halili yer alıyor. Gulbeddin Hikmetyar’ın lideri olduğu Hizb-i İslami gibi bazı İslami parti ve gruplar da bir süredir Taliban ile temas halinde bulunuyor. Bu grupların, gelecekteki hükümette temsil edilmeleri muhtemel görünüyor.

Taliban, yalnızca hükümet kurmayı değil, işler bir hükümetin kurulmasını da hedefliyor. Bu amaçla örneğin, orta düzey teknokratları ve bürokratları bir sonraki hükümete hizmet etmek için ülkede kalmaya davet ediyor.

Dünya kamuoyu, kadın haklarına karşı yaklaşımları takip edecek

Taliban’ın liderliğinde kurulacak yeni hükümetin kadın haklarına olan yaklaşımı dünya kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Taliban’ın müstakbel koalisyon ortaklarından hiçbiri, kadın haklarını geliştirmede aktif rol almadı. Adı geçen siyasetçi ve yapılar, İslam Cumhuriyeti’nin yasalarıyla çok fazla sorun yaşamadan bir arada yaşamalarına rağmen sıklıkla kadın haklarına direndi. 2001 yılından sonra kurulan yeni düzende ise kadınlara verilen haklar genellikle şehir merkezlerinde uygulandı, kırsalda ise geleneksel tutum sürdü.

Kadınlara verilen hakların bir kısmının yürürlükten kaldırılacağına dair çok az şüphe var ancak Taliban’ın bu konuda nereye kadar gideceği bilinmiyor. Şu an için Taliban, yeni devralınan bölgelerde 2003’ten beri birçok kırsal alanda geçerli olan kuralların aynısını uygulamaya devam edecek: Kızların yalnızca ilkokulda eğitimi, gözden geçirilmiş müfredatlar, kadınların yalnızca eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerde çalışmaları, çalışma hayatında farklı cinsiyetlerin olabildiğince bir arada olmaması, kadınların evden tek başına çıkma yasağı, zorunlu olarak burka giyilmesi, televizyon izlenmemesi, müzik dinlenmemesi, camilerde ibadete zorunlu katılım vb.

Öte yandan kadınların siyasete katılımı konusu da tekrar gözden geçirilecek. Müstakbel müttefiklerin, Taliban’ı kadınların siyaset, çalışma ve gündelik hayatlarında bazı iyileştirmeler yapmaya zorlayabileceği fakat bunun gerçekleşmesinin o kadar kolay olmayacağı belirtilliyor.

Pragmatik bir dış politika beklentisi

Taliban’ın dış politikada da belirli bir istikamet izleyeceğine dair bazı işaretler var. Taliban liderliğindeki hükümetin dış politikada bazı endişeleri olmakla birlikte komşu ülkeler ile iyi ilişkiler kurma zorunluluğu, içeride kurulacak yeni rejimin devamlılığı için temel bir gereklilik olacağa benziyor. Ancak komşu ülkeler ve Taliban arasındaki ilişkilerin yüzde yüz güven yerine pek çok noktada pragmatik ilişkiler ağına dayandığını da söylemekte yarar var. Keza her komşunun Taliban’ın saygı duymasını istediği çıkarları bulunuyor.

Taliban, ekonomiyi ayakta tutmak için mücadele etmek zorunda

Taliban liderliğindeki hükümet, ekonomiyi ayakta tutmak ve Afganistan’ın çoğunda askıya alınan temel hizmetlerin sağlanmasını sürdürmek için de mücadele etmek zorunda.

Afganistan’ın kurumsal olarak yeniden şekillendirilmesi, yeni koalisyonun istikrarına bağlı. İslamcılar’ın daha teknokratik özlemleriyle ve bölgesel çıkar gruplarıyla uzlaşmak isteyebileceği belirtilen Taliban, İran’daki Anayasa Koruyucular Konseyi gibi üst düzey din adamlarından oluşan bir konseyin, yasaları ve kararnameleri dini yasalara uygunluk temelinde incelemesini istediğini ima etmişti. Öte yandan, bakanlıkların birçoğu üniversite eğitimi almış İslamcılar’a emanet edileceğe benziyor.

Komşu ülkeler Afganistan’da istikrar istediği için, şimdilik yeni koalisyon hükümetindeki olası bir çatlağın, dış aktörler tarafından kullanılmasına şimdilik ihtimal verilmiyor. Yeni koalisyon hükümeti, komşu ülkelerin Afganistan’daki en önemli müttefiklerini içerdiği sürece bu, Afganistan tarihinde yeni bir sayfanın başlangıcı olarak görülebilir.

Derleyen: Zeynel Yıldırım

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.