Sözlük anlamıyla “yanında ve yanyana gösteren” demek olan paradigma, bir kümenin unsurlarından birinin o kümedeki diğer unsurları bilinebilir kılan bir örneği, bir numuneyi ifade etmektedir. Bu anlamıyla paradigma kavramını kullanan Giorgio Agamben, hukukun askıya alındığı istisna halinin çağdaş devlet yönetiminde bir paradigma haline geldiğini ileri sürmektedir. Bizim olağanüstü hal olarak bildiğimiz istisna halinin bir devlet paradigması olması, tanımı gereği diğer devlet yönetimi pratiklerinin “dışında” ve “geçici” olması gereken istisna halinin devlet yönetiminin ayrılmaz parçası olduğunu ve kalıcılaştığını gösteriyor. İstisna halinin paradigmatik niteliği, hukukun askıya alındığı bu halin kalıcı hukuksuzluk haline geldiğini ve bu gelişmenin “egemen devlet” nosyonuyla da bağlantılı olduğunu gösteriyor. Egemen güç, hem hukuk düzeninin kurucusu olarak hukukun dışında konumlanıyor ve hem de ve kurduğu düzene ait bir konumda bulunuyor. Egemenliğin bu hukuk dışında ama yine de hukuka ait olma konumu, istisna halinin paradigmatik niteliğinin en önemli tezahürü. Bu paradigmanın varlığı, somut hem her egemen devletin kendi içindeki hem de devletlerarası ilişkilerdeki tahakkümcü unsurları destekliyor. Daha eşitlikçi, dayanışmacı ve özgürleştirici bir dünya için bu paradigmanın değişmesi şart. Bu yönde işaretler uluslararası alanda göçmenlik ve terör ve şiddetle mücadele bağlamında belirmiş vaziyette. Türkiye’de de, ulusal-egemen devlet temelli siyaset kalıbının bu minval üzere değişmesi, bir diğer deyişle bir paradigmatik dönüşümün gerçekleşmesi gerekiyor. Zor ama zorunlu ve imkansız da değil.
Bize destek olun
Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor.
Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.
