Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Çorlu tren kazası davasının sekizinci duruşması yapıldı – Mahkeme, soruşturma savcısı Galip Yılmaz Özkurşun hakkındaki suç duyurusu talebini kabul etti, bir sonraki duruşma 25 Ocak 2022’de

Haber: Edanur Tanış & İbrahim Yayan

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen, yedisi çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği ve en az 300 kişinin yaralandığı Çorlu tren kazası davasının sekizinci duruşması bugün (7 Eylül) Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme heyeti, sanıklardan olası kastla insan öldürme suçlamasından ek savunma istedi. Mahkeme, soruşturma savcısı Galip Yılmaz Özkurşun hakkında görevi kötüye kullandığı ve adil yargılamayı etkilediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulması talebini kabul etti. Dava, 25 Ocak 2022 tarihine ertelendi. 

Duruşma öncesinde Çorlu Santral’de toplanarak davanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne yürüyen aileler, kazada hayatlarını kaybeden yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu “Adalet istiyoruz!” yazılı pankartlar taşıdı. Aileler, ”Çorlu’nun hesabı sorulacak”, “Hak, hukuk, adalet, kaza değil cinayet” sloganları attı. Saat 10.10’da başlayan duruşmaya, mağdur yakınları ve kazada yaralananlar katıldı. Duruşma 13.30’da bitti.

https://twitter.com/Medyascopetv/status/1435129906220969988?s=20

Kazada yaşamını yitiren Hakan Sel’in babası, Oğuz Arda Sel’in dedesi Necmettin Sel, “Benim oğlum ve torunumun hayalleri vardı yok oldu. Sorumlular çocuklarına sarılıyor. Ben oğlumun, torunumun kabrine sarılıyorum. Bu adamlar ne zaman hesap verecek? Kim koruyor bunları? Gelsinler hesap versinler” dedi. 

“Konuşmaya korkuyoruz”

Kazada, eşi Seyfi Erbil’i kaybeden Saliha Erbil, “Bize ‘Söz almak isteyen var mı’ diye soruyorsunuz ama biz konuşmaya korkuyoruz. Bizleri de yargılayacaksınız diye korkuyoruz. Konuşamıyoruz. Neden adil bir yargılama yapılamıyor? Üç yıldır bizi neyi bekliyoruz? Daha kaç yıl daha bekleyeceğiz? Neden korktuğumuzu da soruyorum. Acaba gazetecileri, arkadaşlarımızı, ölenlerin yakınlarını yargıladığınız için mi korkuyoruz?” diye konuştu.

Daha sonra kazada kızı Bihter Bilgin’i, kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin söz aldı ve şunları söyledi: “Bugün ben burada herhangi birine küfür etsem yargılanırım, hüküm giyerim, üç yıl önce 25 kişi öldürüldü, karşımızda dört kişi var, yeter artık benim yavrum okula gideceği zamanda arka tarafta mezarda yatıyor. Bu isyanımız ondandır.”

“Savcınız ve heyetiniz katilleri koruyor”

Kazada dokuz yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, “Biz altı aydır bu günü bekliyoruz, üç yıldır adaleti beklediğimiz gibi. Altı aydır savcı ne yaptı çok merak ediyorum. Savcınız ve heyetiniz katilleri koruyor. Adaleti sağlayın sizden başka bir şey istemiyoruz” derken, babası Mehmet Öz mahkrme heyetine şöyle seslendi: “Biz adalet beklerken evlatlarımız suçlu konumuna düşüyor. Haklılar, bağırıyorlar, isyan ediyorlar. Adalet buysa bu mahkemeyi hiç yapmayın.”

Ailelerden sonra söz alan avukat Can Atalay, “Savcı Galip Yılmaz Özkurşun ile ilgili iki ihtimal var ya görevi kötüye kullanıyor ya da adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ediyor” dedi. Atalay, soruşturma savcısı hakkında, görevi kötüye kullanmaktan ve adil yargılamayı etkilemekten suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Atalay’dan sonra söz alan avukat Onur Şahinkaya da şunları söyledi: “Yıllardır bu dosyayı sanıkların insafına terk etmeyin istiyoruz. 25 insan ölmüş, TCDD’de bir arama işlemi gerçekleştirilemedi. Talebimiz şudur: Bir an önce TCDD’nin kaza tarihinden itibaren geriye ve bugüne doğru bütün belgelerine el konulsun.”

Avukat Mustafa Ersin, makul sürede yargılanma hakkının savcılık tarafından açıkça ihlal edildiğini, üzerinden üç yıl iki ay geçen bir dosyada istenen mesafenin katedilemediğini, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi. 

Sanıklara olası kastla öldürme suçlaması yöneltildi 

Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçlamasıyla yargılanan sanıklara, olası kastla öldürme suçlaması nedeniyle ek savunma hakkı verildi. Sanıklar ise önceki savunmalarının geçerli olduğunu söyledi ve ek süre istemedi. Sanık Turgut Kurt‘un avukatı, “Üzerimizde TCDD’nin baskısını hissediyoruz. TCDD’de yaşanan cinayetlerin nedeninin, ulaşım politikaları olduğunu biliyoruz. Ali İhsan Uygun’u, İsa Apaydın’ı buraya getirebilirsek artık biz tren cinayetleri görmeyeceğiz” diye konuştu.  

Mahkeme, sekizinci duruşmada açıkladığı ara kararında, tefrik edilen soruşturmaların akıbetinin ve son yapılan işlemlerin sorulmasına, yeni keşif talebi ve bir kısım TCDD yöneticilerinin tanık olarak dinlenilmesi taleplerinin soruşturma akıbetlerinin sorulmasından sonra yeniden değerlendirilmesine, cumhuriyet savcısı hakkında yapılan suç duyurusu talebinin Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu’na bildirilmesine, mevcut adli kontrollerin devamına ve bir sonraki duruşmanın 25 Şubat 2022 tarihinde yapılmasına karar verdi.

Duruşma bittikten sonra Çorlu tren kazasında yakınlarını kaybeden aileler, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı önüne gelerek açıklamada bulundu ve Savcı Galip Yılmaz Özkurşun’u  protesto etti.

Savcılık önünde konuşan Mısra Öz, “Biz üç yıldır adalet bekliyoruz. Altı aydır da savcının elindeki dosyayı değerlendirmesini bekliyoruz. Bugün mahkemenin karşısında mahkemenin değerlendirebileceği bir iddianame bile yoktu” dedi.   

“Siyasi sorumlular da bir yere kaçamazlar, yargılanacaksınız”

Kayıp yakınlarından sonra mahkeme heyetinin “olası kastla insan öldürme”den ek savunma isteğini değerlendiren avukat Can Atalay da şunları söyledi: “Bunun manası şudur: Bu sanıkların en azından bir bölümü, olası kastla insan öldürmekten ve yaralamadan ceza alabilir fakat yeni gelecek olanlar da olası kastla, yani olabilecek en üst sınırdan ceza alacak. Kim bunlar? Birinci bölge müdürleri, genel müdürler. Bize sorarsanız, siyasi sorumlular da bir yere kaçamazlar. Bunca özelleştirmeyle, tedbiri bu kadar aşağı çekerek, yurttaşın canını değil, yandaşın cebini düşünerek, siz iş yapıyorsanız, yargılanacaksınız. Hak ettiğiniz cezayı alacaksınız.” 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.