Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Okullar açıldı ancak 307 bin öğretmen hâlâ aşısız

2021-2022 Eğitim ve Öğretim Yılı koronavirüs salgının gölgesinde başladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tam aşılı öğretmenlerin oranını yüzde 72,57 olarak açıkladı. Türkiye’deki öğretmen sayısı 1 milyon 117 bin 686. Aşılı öğretmenlerin oranı yüzde 72,5 iken, aşısız öğretmenlerin oranı ise yüzde 27,5. 307 bin öğretmen ise aşılarını tamamlamadı. Aşı olmayan 307 bin öğretmen, her hafta iki kez okul yönetimine negatif PCR testi ibraz etmek zorunda. Peki bu yöntem ne kadar sürdürülebilir ve güvenli? Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Okul Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi Tomris Cesuroğlu ile aşılanmayan öğretmenlerin ne gibi risklere yol açabileceğini ve okullardaki PCR testi uygulamasının yeterli olup olmadığını konuştuk. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 27 Ağustos’ta sosyal medya hesabından paylaşımda bulunarak öğretmenlerin aşılanma sayısı ile ilgili şu bilgileri vermişti:

 “Öğretmenler arasında birinci doz aşı oranı yüzde 84,06. Tüm toplumda birinci doz aşı oranı yüzde 76,12. İkinci doz aşı oranı öğretmenler arasında yüzde 72,57. Tüm toplumda bu oran yüzde 58,23. Okullar açılıyor. Henüz aşı olmamış öğretmenler de yakında bizlere örnek olacaklar. Her zaman olmadılar mı?”

İçişleri Bakanlığı, yüz yüze eğitim öncesi 81 ilin valiliğine PCR testi hakkında yeni bir genelge daha gönderdi. Genelgeye göre eğitim personeli, kantin çalışanları ile öğrenci servislerinin şoför ve rehber personeli gibi öğrencilerle bir araya gelecek görevlilerden aşı olmamış ya da daha önce hastalık geçirmemiş olanlardan, haftada iki kez PCR testi istenecek. Aşı süreci tamamlanmayan veya hastalığı geçirmemiş kişilerden, belirli alanlara girişte ya da şehirlerarası toplu taşıma araçlarını kullanma sırasında istenilecek PCR testi sonucu 18 yaş ve üzeri vatandaşlar için uygulanacak.

“Okullarda öğretmenlerimizin birbirini ikna ederek, birbiriyle konuşarak aşılanmasını sağlamalıyız”

Medyascope’a konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, PCR testinin bir yaptırım olarak uygulanmasını desteklediklerini ancak bu testlerin sonuçlarının takip edilmesinin zor olduğunu anlattı. Kurul, uzun vadede okullarda sağlık personelinin de bulundurulması gerektiğini söyledi. 

Nejla Kurul

Kurul’un konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle: “Yüz yüze eğitime geçebilmemizin önemli gelişmelerinden birisi aşı. Eğitimin sürdürülebilir olması için aşılamanın çok büyük bir önemi var. Geçen seneye göre eğitimcilerin birçoğu aşılandığı için eğitimin başladığını biliyoruz. Bu yüzden bunun altını çizmek gerekiyor: Okullar kamusal alanlarımız, bir sosyal alan. Aşısız öğretmenler okullarda bulunmaya, dolaşmaya başladığında hem öğrenci hem de veliler açısından sorun yaratmış olacak. Belki de kendileri de istenmeyecek. Öğretmenler odasında diğer meslektaşları aşısız bir öğretmenle aynı ortamı paylaşmak istemeyecektir. Okul yöneticilerinin de aşılanmış olması son derece önemli çünkü eğitimin tüm bileşenleri ile karşı karşıya geliyor. Okul yönetimlerinde bile aşılanma tereddüttü olduğunu gördük. Bu büyük bir sorun. Eğitim Sen olarak, Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık Emekçileri Sendikası gibi örgütlerin sözlerini ve raporlarını referans alıyoruz. Bilimsellik ilkesi en temel ilkelerimizden birisi olduğunu için de bilimin bulgularının gösterdiği aşılanmanın çok önemli olduğunu görüyoruz. Bu yüzden kamusal alanlarda kimseyi zorla aşıya götürmek mümkün değil ancak okullarda öğretmenlerimizin birbirini ikna ederek, birbiriyle konuşarak aşılanmasını sağlamalıyız. Israrla aşı olmak istemeyen öğretmenlere PCR testinin bir yaptırım olmasını da destekliyoruz. Fakat bunun takibi konusunda bir sorun var. Okullarda bunu takip etmek çok zor. Yeterli personel yok. Okul müdürlerinin ve yöneticilerinin tamamlaması gereken çok fazla iş var. Bir de PCR testinin sonuçlarını takip etmek zorundalar. Uzun vadede okullarda bir sağlık personeli istiyoruz. Salgınlar bitmeyecek ve biz ne yazık ki hafif ya da şiddetli bu süreci bir süre daha yaşayacağız.”

“Devlet sorumluluk almadığı zaman en eğitimli kesim olarak bilinen öğretmenler bile aşı olmuyor”

Tomris Cesuroğlu

TTB Okul Çalışma Grubu Üyesi Tomris Cesuroğlu da PCR test uygulamasının sürdürülebilir olmadığını belirtti. Bir öğretmenin koronavirüse yakalanması ve bunu bulaştırması durumunda okulun kapatılması riski ile karşı karşıya olduğumuzu hatırlatan Cesuroğlu şöyle konuştu: “2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılı’nda yurtdışında okullarını açık tutan ülkelere baktığımızda, öğretmenler aşılı olduğu için okullarını açık tutmadılar. Öğretmenler aşısızken de okullar açık tutuldu. Bu bir kararlılık meselesi. Okulları açmak için ilkbaharda öncelikli aşılamayı önkoşul olarak belirledi öğretmenler. Öğretmenlerin yaptığı iş çok kritik olduğu için öncelikli aşılanmaları gerekiyordu. Bir öğretmen koronavirüs olduğu zaman sınıfının 15 gün boyunca kapanacak olması asıl endişemiz. Zaten öğretmen açığımız var, bir öğretmen hastalandığında öğretmenler odasından bulaş yayılırsa bütün okulun haftalarca kapanması söz konusu olacak. Aşılanma hakkı olan öğretmenlerin bunu tam olarak kullanmadıklarını gördük. Bu süreçte PCR testi uygulaması bir çözüm değil. İki defa aşı olduğunuzda bu hastalık hem öldürücülüğünü kaybediyor hem de toplumda yayılması azalıyor. Bunun yerine ister hızlı test deyin, ister PCR deyin. Uygulanması çok daha zor ve maliyetli uygulamalara neden enerjimizi harcayalım? Ayrıca bu testler, hastalanma riskini azaltmıyor. Çok basit bir çözüm. İki defa belli aralıklarla aşı oluyorsunuz ve risk azalıyor. Halk sağlığı açısından baktığımızda aşılama, PCR testi uygulamasından bin kat daha uygulanabilir ve faydalı. Burada devletin sorumluluk alması gerekiyor. Devlet sorumluluk almadığı zaman en eğitimli kesim olarak bilinen öğretmenler bile aşı olmuyor. Burada tartışmanın öğretmenlere doğru izole bir şekilde devam etmesinin de öğretmenlere bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Genel olarak bütün hizmet sektörlerinde değerlendirmek gerekiyor.”  

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.