Üniversiteli öğrencilerin barınma sorunu Türkiye’nin gündeminde. Neredeyse bütün şehirlerde yüksek konut kiralarını karşılamakta güçlük çeken öğrenciler, Gençlik ve Spor Bakanlığı‘na bağlı Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü (KYK) yurtlarına yöneldi ancak KYK yurtlarının da kapasitesi yetersiz kaldı. Daha önce koronavirüs salgını nedeniyle yüz yüze eğitime devam edemeyen, ailesiyle aynı yaşam tarzını benimsemeyen, dinden uzaklaştıklarını söyleyen birçok genç kadınla konuşmuş, yaşadıklarını haberleştirmiştik. Üniversite eğitimi dolayısıyla ailelerinin yanından ayrıldıklarında baskılardan uzaklaşarak özgürlüğe yaklaştıklarını söyleyen gençler, koronavirüs salgınından sonra şimdi de Türkiye’nin yurt krizine takıldı. Yaşam tarzını değiştirdikten sonra aile baskısından kurtulmak için tek umudu üniversite için başka bir şehirde öğrenim görmek olan Ayşe (*) ile yaşadığı sorunları konuştuk.
“Dört yıldır olmak istediğim kişi için mücadele veriyorum”
Felsefe bölümü öğrencisi olan Ayşe, 21 yaşında. Dört yıl önce başörtüsünü çıkarmaya karar veren Ayşe, kendi deyimiyle “olmak istediği kişi” için mücadele ediyor. Genç kadın, başörtüsü konusunda ailesiyle konuşsa da uzlaşamadıklarını anlatıyor:
“Kendimi anladığım ilk günden itibaren tam olarak dört yıl geçmiş. Yani dört yıldır olmak istediğim kişi için mücadele veriyorum. Neyin mücadelesi diyeceksiniz? Başörtü. Teoride cevabı ne kadar kısa ve net olsa da pratikte hiçbir işe yaramıyor. Çünkü şu an ailemle yaşıyorum. Onların sınırları, onların kurallarıyla yaşamak zorundayım. Ben de isterdim ki konuşarak anlaşalım aramızdaki sorun tartışmaya dönmeden uzlaşalım. Ama olmuyor işte. Defalarca anlayabileceklerini düşünerek kendimi anlatmaya çalıştım. Karşılaştığım manzara ve düşünceler beni daha çok dibe çekti.”
“Başörtümü açmak istediğimi söyledikten sonra yaşamım boyunca kendime yakıştıramayacağım sözler işittim”
Başörtüsünü çıkarma kararı aldıktan sonra ailesiyle konuşmayı deneyen Ayşe, bu dönemde psikolojik destek alıyor. Ailesiyle yapacağı konuşmanın her detayını düşünüyor ve o konuşmadan sonra sonuçlar hiç de istediği gibi olmuyor. Ailesi Ayşe’ye istediği gibi yaşamak için tek bir şans tanıyor. O da “evlenerek başka bir erkeğin sorumluluğundayken istediği gibi yaşamak.” Bu sürecin detaylarını Ayşe’den dinleyelim:
“18 yaşımda psikiyatristimin verdiği cesaretle annemle konuşacaktım. Hatta yapacağım konuşmanın her detayını düşünmüştüm. Ve o gün bu problem bir çözüme kavuşacaktı. Ama olmadı. Ardı arkası kesilmeyen sinir krizleri ve yaşamım boyunca kendime yakıştıramayacağım sözler işittim. Aynı tutumun devamını babamdan da gördüm. Ve o gün bu konuyu açmaya bir daha cesaret edemeyeceğim şekilde susturuldum ve sindirildim. Fakat bana bu olaya için bir çözüm sunmuşlardı ‘Birini bulup evlenirsin ve üzerimizdeki sorumluluk bir erkeğe geçtiğinde istediğin her şeyi yapabilirsin’ demişlerdi. Ailem tarafından çözüm yolu olarak böyle bir seçenek sunulması gerçekten acı verici.”
“Değişmek istemedikleri sürece benim gücüm onların fikirlerini değiştirmeye yetmez”
Genç kadın, ailesinin bu önerisinden sonra istediği gibi yaşamak için kendine başka bir yol aramaya başlıyor. Aynı sorunu yaşayan pek çok kadın gibi o da üniversite için başka bir şehirde yaşamaya karar veriyor. Koronavirüs salgını nedeniyle yüz yüze eğitime devam edemediği için üniversiteyi kazandıktan sonra ailesinin yanında yaşamaya devam eden Ayşe, bu süreçte de sıkıntılar yaşıyor. Ailesi, üniversiteyi kazanmasına rağmen “Seni farklı bir şehire okumaya göndermeyiz” diyerek baskıyı sürdürüyor:
“Ailemin bu davranışlarının hepsinin gelenekten ve aramızdaki dönem farkından kaynaklandığını düşünüyorum. Değişmek istemedikleri sürece benim gücüm fikirlerini değiştirmeye yetmez. Kendim alternatif bir yol yaratmaya çalıştım. Üniversiteyi yaşadığım şehrin dışında başka bir şehirde yazdım. İlk yıl salgından dolayı uzaktan devam ettiğim için bir problem yaratmadılar. Ama fırsat buldukça ‘Farklı bir şehire göndermeyiz’ cümleleriyle karşılaştım. Ama onlara rağmen birinci yılı bir şekilde tamamladım.”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“İstediğim gibi yaşamama engel olacağını bile bile Diyanet’in yurtlarını bile aradım”
Ayşe, üniversitelerde yüz yüze eğitime başlanacağı açıklandıktan sonra ailesinin baskısından kurtulacağını düşünüyor ancak bu sefer de yurt bulmakta sorun yaşıyor. “Tam kurtuldum derken barınma sorunu ile karşı karşıya kaldım” diyen Ayşe, üniversiteyi okuyacağı şehirdeki özel yurtlar ve cemaat yurtlarında da yer bulamıyor. Ayşe, hayatını istediği gibi yaşamak için destek ve dayanışma beklediğini söylüyor:
“Bu yıl tam kurtuldum her şeyi yoluna koyacağım derken barınma sorunuyla karşı karşıya kaldım. KYK’nın çıkmasından umutluydum ama yedekte kaldım. Üç arkadaşımla eve çıkmak için konuşmaya başlamıştık. Ama kirayalayacak ev bile bulamadık. Yine istediğim gibi yaşamama engel olacağını bile bile Diyanet’in yurtlarını aradım, son çare olarak. Maalesef orada da yer kalmamış. Aileme, ‘Gelin birlikte bana ev bakalım’ dediğimde, sert bir şekilde çıkıştılar. Bu durum onların da işine geldi. Yine en başa döndüm gibi. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu yazıyı okuyanlardan destek ve dayanışma diliyorum.”
*Röportajı yaptığımız kişinin ismi güvenlik gerekçesiyle değiştirilmiştir.