Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova’nın (23), bakıcı olarak çalıştığı Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde 23 Eylül 2019’da şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesinin üzerinden iki yıl geçti ancak dosyada hâlâ eksiklikler ve yanıtlanmamış sorular var. Ankara Emniyet Müdürlüğü, olayın “silahla intihar” olduğunu açıklasa da soruşturma sürecinde yaşanan gelişmeler şüpheleri güçlendirdi. Dosyanın son durumunu ailenin avukatı İlyas Doğan ile konuştuk.
“Çok önemli deliller toplanmadı”
Nadira Kadirova, 23 Eylül 2019’de AKP İstanbul Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde ve Ünal’a ait tabancadan çıkan kurşunla yaşamını yitirdi. Deliller, olay yeri krokileri kayıtlara “intihar” olarak geçen olayda şüpheleri artırdı. Kadirova’nı ailesinin avukatı İlyas Doğan, etkin soruşturulma yürütülmediği gerekçesiyle haziran ayında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu, olay yeri tutanağının ve dava dosyasına giren delillerdeki çelişkilere dikkat çekti. AYM’nin bir an önce karar vermesi gerektiğini belirten Doğan, Nadira Kadirova’nın ölümüyle ilgili soruşturmada eksik deliller gerekçe gösterilerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini söyledi:
“Aradan geçen iki yıllık sürede adli gerçek ortaya çıkmadı. Nadira Kadirova hakkında AYM’nin artık karar vermesi gerekiyor. Dört ay önce Adalet Bakanlığı bir savunma yaptı ve biz o savunmaya da cevap verdik. Normal koşullarda AYM bugün bile karar verebilir. Biz ortaya koyduğumuz delillerde, eksik delillerin toplanmadığını hatta çok önemli delillerin toplanmadığını belirttik. Eksik toplanan deliller gerekçe gösterilerek Nadira Kadirova’nın ölümüyle ilgili davada kovuşturmaya yer yok kararı verildi. Bu tamamen hukuka aykırı bir karardır. AYM’den bir kadının yaşam hakkının ihlal edildiğini, delillerin yeterince araştırılmadığını, bu durumun tekrar soruşturulması gerektiğini talep etsek bile AYM, bu konuyla ilgili görüşünü açıklamadı. Biz bunu bekliyoruz.”
“İntihardan çok bir cinayete benziyor”
Olay yerinde hazırlanan tutanakta Nadira Kadirova’nın cesediyle silah arasında arasında 153 santimetre olduğu belirtilmişti. Daha sonra bilgisayarda hazırlanan krokide ise bu mesafe 57 santimetre olarak ölçüldü. Avukat İlyas Doğan ise kendisini vuran kişinin o kadar uzağa silahı atamayacağını, bu mesafenin en fazla 30-35 santimetre arasında olabileceğini beşirterk şöyle konuştu: “Olay sırasında bir kavga yaşanmış. Normal bir intihar olayının çok uzağında. Eşyalar bir etrafa saçılmıştı. Biri kendisini silahla vurduğu zaman o silah, kişinin en fazla 30-35 santim uzağına düşer çünkü o sırada kişi kendinde değildir, o silahı uzağa fırlatması imkânsızdır. Olay yeri krokisinde Nadira’nın yaralı olduğu öne sürülen yer ile silahın bulunduğu yerin arası yaklaşık 153 santim. Bu durumun intihar olduğu son derece şüpheli. İntihardan çok bir cinayete benziyor.”
“Nadira’yı ilk gören sağlık görevlilerin ifadeleri alınmadı”
İlk aşamadan beri eksikliklerin olduğu Nadira Kadirova dosyasının soruşturma aşamasında da çelişkiler var. Kadirova’yı ilk gören sağlık görevlilerinin ve polis memurlarının ifadelerinin alınmadığı gibi, adlarının bile tutanakta geçmediğini vurgulayan Doğan, şunları söyledi: “Nadira Kadirova’yı ilk gören sağlık görevlilerinin hiçbirinin adı yok ve ifadeleri alınmamış. Bu kadar önemli bir kişinin evinde yardımcı olarak çalışan kişi hayattan koptuğu zaman soruşturma bu kadar baştan savma yapılır mı? Bunlar makul görünmüyor. Onun için intihar konusunun son derece tartışmaya açık olduğunu düşünüyoruz ve AYM’nin bir hak ihlali kararı vermesi beklentisindeyiz. Genç bir insan hayattan koptu. Olayın gerçek boyutlarının ortaya çıkması için AYM’nin doğru kararı vermesini bekliyoruz. ”
“Evdekiler şüpheli olarak değil tanık olarak kayıtlara geçti”
Olayın yaşandığı gün evde bulunan kişilerin şüpheli olması gerekirken tanık olarak ifadelerinin alındığına dikkat çeken avukat Doğan, tanıkların ifade verirken Şirin Ünal’ın avukatının da yanlarında olduğunu belirtti:
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Evde ölüm olayı gerçekleşmişse orada bulunan herkes şüpheli bir durumda olmalı. Evde olan kişiler tanık olarak kayıtlara geçti. Tanıkların yanında Şirin Ünal’ın avukatları vardı. Tanığın yanında avukat bulunmaz. Tanık doğru söylediğine dair yemin eden kişidir. Eğer kişi suçlamayla karşı karşıya ise avukat eşliğinde ifade verir. Üstelik İstanbul’da ifadesi alınan Özbek bir kadın vardı. Onun ifadesinde de avukat Ankara’dan kalkıp gitti. Bu nasıl bir şey?”
Avukat İlyas Doğan, son olarak, adalet beklentisi içinde olduklarını belirtti ve “AYM’den doğru bir kara çıkacağını ümit ediyorum. Genç bir kızın yaşamı elinde alındı” dedi.
