The Guardian yazarı Jonathan Wilson: “Rafa Benitez’in Everton’ı eğlendirmiyor fakat kazanıyor”

İngiltere Premier Lig‘de mücadele eden Everton klübü, yaz aylarında Carlo Ancelotti ile yollarını ayırıp Rafa Benitez ile sezona başladı. Şu ana kadar oynanan sekiz maçta, dört galibiyet, iki mağlubiyet ve iki beraberlik elde eden Everton oynadığı futbol beğenilmese de aldığı sonuçlar sayesinde ligde sekizinci sırada (yazı kaleme alındığı sırada Maviler, ligde yedi maça çıkmış ve dört galibiyet, bir mağlubiyet, iki beraberlikle yedinci sıradaydı) bulunuyor.

The Guardian yazarı Jonathan Wilson‘ın “Rafa Benítez’s efficient Everton may not be entertainers – but they are working/Rafa Benitez’in Everton’ı eğlendirmiyor fakat kazanıyor” başlıklı yazısını Medyascope Spor Servisi‘nden Kubilayhan Kavrazlı çevirdi.

Rafa Benitez’in Everton’ı eğlendirmiyor fakat kazanıyor

Everton menajerinin pilav ve sebze yaklaşımı, her zevke uygun değil ama kulübü, ligin yüksek sıralarına ondan daha iyi kim çıkarabilir?

İstediğimiz ve ihtiyacımız olan şeyler genellikle çok farklıdır. Akşam eve yorgun gelir ve mutfağa bakarsınız. Muhtemelen sebzelerden ve esmer pirinçten makul derecede lezzetli bir şeyler çıkarabilirsiniz ancak uğraşmak istemezsiniz. Belki de pizzayı, rahatlatıcı büyük kolaylık sağlayan tatları tercih edersiniz. Bu yollarla tok hissetmenin ise güzel bir tatmin duygusu vardır ancak sabahları şişkinlik hissedersiniz ve sonra faturaya bir göz atmak sizin başka bir pişmanlık yaşamanıza daha neden olur.

Ya da belki de herkesin gitmek istediği yeni moda Alman veya İsviçre mekanını denemek istersiniz. Gider ve gerçekten bir şey anlamazsınız. Ancak bu mekanları takdir edecek kadar sofistikeymiş gibi davranmayı tercih edersiniz. Ama bundan zevk almıyorsunuz ve bu mekanlar sizi doyurmuyor. Paranızı boşa harcadınız…

Sen bir futbol kulübünün sahibisin. Asıl takımın başına getirmek istediğin herkesin duyduğu büyük bir isim. Çok pahalıya patlar ama Jose Mourinho’yu alabileceğinizi düşünün. Pembe dizinin heyecanını, tanıtımını bir düşününün. Ama biliyorsun ki bu senin için kötü. Belki de trend, Bundesliga’daki teknik direktörlerdir? Gerardo Seoane veya Sebastian Hoeness, takımını yönetebilir mi? 

Anlık tatmin arayışının cazibesi çok büyüktür. Anlaşmayı imzaladığınızda, bu ünlü adamı işe almak için ne kadar önemli olduğunuzu veya bu kötü şöhretli adamı ne kadar zekice işe aldığınızı gösteren bir dopamin duygusu hissedeceksiniz. Sosyal medyada, ünlü patronun üst düzey olduğu ya da entelektüel birikiminin Premier Lig’e bir şekilde uyması hakkında birkaç ay boyunca büyük ölçüde olumlu konuşmalar olacak. Daha sonra hesap vakti gelecek ve sadece pilavı ve sebzeleri pişirmeniz gerektiğini fark edeceksiniz. Rafa Benitez’i takımın başına getirmeliydin…

Benitez, göz alıcı değil. Bir hayran kitlesini harekete geçirebilse de özellikle Liverpool ve Napoli’deki performanslarının gösterdiği gibi zaman zaman biraz soğuk görünebilir. Kontrole eğlenceden daha çok önem verir. Strateji, onun için her şeydir. Ne kadar yetenekli olursa olsun, takımı bireylere tercih eder; belki de bu yüzden gerçekten başarısız olduğu tek kulüp Real Madrid olmuştur. Ama o senin kulübün için iyi bir tercih.

Bu yaz Everton’a geldiğinde, bir düş kırıklığı yaşandı. Valencia ile iki lig şampiyonluğu ve o dönemki Liverpool ile bir Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu; Milan, Juventus, Real Madrid veya Paris Saint-Germain ile kazanılan herhangi bir şampiyonluktan daha büyük başarılar olsa bile Benitez’in başarıları, Parma’dan bu yana gösterdikleri ile Ancelotti’den bir adım geride görünüyordu.

Benitez’in Liverpool ile özdeşleşmesi, elbette, alışma sürecine olumsuz bir duvar ördü ve taraftarın memnuniyetsizliği, Everton’ın yaz transferleri ile daha da arttı. Geçen yaz Alllan, Abdoulaye Doucoure ve James Rodriguez’i transfer ettikten sonra bu sezon yapılan Demarai Gray, Andros Townsend ve Salomon Rondon transferleri biraz hayal kırıklığı yarattı. 

Ancak Allan ve Doucoure orta sahayı açıkça güçlendirmiş olsa da Rodriguez, iyi bir başlangıçtan sonra kısa sürede dikkati dağılmış ve ilgisiz görünmeye başlamıştı. Gray ve Townsend ise bu sezon şimdiye kadar mükemmel bir performans sergiledi. Öte yandan 32 yaşındaki Rondon, biraz kıpırdanmaya başlarsa Benítez’in daha önce birlikte çalıştığı ve açıkça güvenini hissettirdiği santrforlardan olabilir. Önemsiz olabilir ancak sezona harika başladıkları hissine rağmen Everton yedi maç sonunda 14 puan topladı. Bu puan, geçen sezonun bu dönemindeki puanlarından sadece bir fazla. Bunu sürdürmek pek olası değil: Maç başına iki puan, neredeyse Şampiyonlar Ligi sıralamasını garanti eder. Öte yandan umut verici bir başlangıçtan sonra, geçen sezonun ikinci yarısı sadece 26 puan toplanabildi. Bu durum sadece Everton için değil Newcastle için de uyarıcı bir hikaye sunuyor. Bir kulübü bir sonraki seviyeye çıkarmak zordur.

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu, Everton’ın sahibi Farhad Moshiri’den çok, çok daha fazla kaynağa sahip ve finansal fair play düzenlemelerinin ne kadar ciddiye alındığına ve finansal fair play düzenlemelerinin onları ne kadar ciddiye aldığına bağlı olarak, istediklerini rahat bir şekilde satın alabilirler.

Everton; Richarlison, Andre Gomes, Allan, Doucoure ve Lucas Digne’yi, büyük ölçüde mantıklı sözleşmeler ile kadroya kattı. Marco Silva ve Ronald Koeman gibi Premier Lig deneyimine sahip isimleri denedi ve daha iddialı transferler ve kadrolar ile oynadı. Ancak yine de ligde sekizinci sıra için mücadele etti. UEFA Avrupa Ligi’ne ve ötesine geçmek çok zor.

Everton, pazar günü oynanacak West Ham maçında yine kadro darlığının sıkıntısını yaşayacak. Dominic Calvert‑Lewin, Richarlison, Gomes, Seamus Coleman, Digne, Fabian Delph ve Alex Iwobi hakkındaki sakatlık şüpheleri göz önüne alındığında kadro derinliklerinin bir testi olacak. Ama en azından Benitez’in düzgün bir yapı kurma sürecini başlattığına dair bir his var (Everton, bu maçta West Ham’a 1-0 mağlup oldu).

Benitez ile Ancelotti’nin oyun mantalitesi farklılıkları, şimdiden göze çarpmaya başladı. Maç başına ortalama topa sahip olma oranı yüzde 47,3’ten yüzde 40,1’e, dripling ise maç başına 9,5’ten 6,3’e düştü. Everton, eskisinden daha az proaktif; defansa çekilip baskıyı absorbe etmekten, daha dikine paslar atmaktan ve topla çok daha az oynamaktan memnun gözüküyor. Everton, geçen sezon 10,5’e kıyasla maç başına 13,3 şut ortalamasını yakaladı. Kalesinde ise geçen sezonki 13,3 şuta kıyasla maç başına 12,3 şuta izin verdi. 

Başka bir deyişle Everton, klasik Benitez özelliklerini sergiliyor. Kompakt ve iyi organize edilmişler. Benitez, futboldaki geçiş oyunu ve karşı presin gelişiminden 15-20 sene önce yıpranmaya başlamasına rağmen hayatta kalmayı başarmış bir kişidir. Bu evrimi, akranlarının çoğundan çok daha iyi bir şekilde ele almış görünüyor.

Futbolu heyecan verici olmayabilir, güzel olmaktan daha çok verimli olabilir; peki o zaman takımınızın ne yapmasını istiyorsunuz? Eğlenmek mi, kazanmak mı istiyorsunuz? Bu, etik ve estetik ile ilgili başka bir tartışmadır ve şüphesiz bir dereceye kadar öznel olacaktır. Ancak bazen pirinç ve sebze yiyerek daha iyi olmayı başarırsınız.

Yazar: Jonathan Wilson

Çeviren: Kubilayhan Kavrazlı

Editör: Doğa Üründül

Kaynak: https://www.theguardian.com/football/blog/2021/oct/16/rafa-benitezs-efficient-everton-may-not-be-entertainers-but-they-are-working

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.