Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

COP26’da ikinci gün: Barbados Başbakanı Mia Mottley, zengin ülkelerin liderlerine isyan etti

Liderler Zirvesi kısmının başladığı ikinci gün, gelişmiş ülkelerin ihmal ettiği sorumluluklar ve iklim değişikliğinin etkilerini yakıcı biçimde hisseden toplulukların artan kırılganlığı gündemdeydi.

COP26’nın ikinci ve üçüncü günleri Liderler Zirvesi kısmına ayrılmış durumda. İki günlük bu kısım COP26’nın üst düzey segmentinin açılışı olarak da tarif ediliyor.

Zirvenin ev sahibi İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile Prens Charles’ın konuştuğu açılış oturumunun sonrasında, birçok dünya lideri kürsüye gelerek iklim değişikliğiyle mücadelenin derhal somutlaşması gerektiğini vurguladı.

Zirvenin ikinci günü konuşan dünya liderlerinin birçoğu, yaklaşık iki yıldır süren koronavirüs salgını ile iklim değişikliği arasında benzerlikler kurdu. Koronavirüs salgını sırasında dünyada oluşan küresel işbirliğinin salgının geriletilmesinde kritik rol oynadığını bildiren liderler, aynı modelin iklim değişikliği konusunda da ortaya konulması gerektiğini söyledi.

Mia Mottley

Bu yaklaşıma en büyük itiraz ise Barbados Başbakanı Mia Mottley’den geldi.

Başbakan Mottley, gelişmiş ülkeler iklim değişikliğine karşı harekete geçmekten imtina ederken, iklim değişikliği etkilerinin Pasifik Adaları, Karayipler, Latin Amerika ve Afrika’da iklim değişikliğinin sonuçlarının zaten yaşandığını anlattı:

“Salgın, küresel sorunlar karşısında ulusal çözümlerin işe yaramadığını bizlere öğretti. Glasgow’a küresel bir hedefle, insanlarımızı ve gezegenimizi kurtarmak için geldik ama üç alanda boşluklar olduğunu görüyoruz. Emisyon azaltımı, iklim taahhütleri ve niyet edilen katkı beyanları. Daha fazlasını yapamazsak dünyayı 2,7 derecelik ısınma patikasında bırakacağız ama daha fazlasını yapsak bile 2 derecelik ısınma muhtemel. Verilen bu taahhütlerin bazıları, henüz geliştirilmemiş teknolojilere dayalı. Bu yaklaşım en iyimser ifadesiyle pervasız, daha da kötüsü tehlikeli. Finansman konusunda, 100 milyar dolar hedefinin 20 milyar dolar gerisindeyiz. Bu taahhüt ancak 2023’te yerine getirilebilecek.”

“İklim değişikliğine uyum için ayrılan finansman, tüm fonların yüzde 25’ini oluşturuyor”

Mottley sözlerine şöyle devam etti:

“İklim değişikliğine uyum için ayrılan finansman, tüm fonların yüzde 25’ini oluşturuyor. Yarı yarıya değil yani. Hem söz verilmiş olmasına hem de halihazırdaki sıcaklık artışına rağmen. İklim değişikliğinin ön cephesinde yer alan gelişmekte olan ada devletlerine ayrılan iklim fonları 2019’da yüzde 25 azaldı. Bu kritik fonlar sağlanamadığında ortaya çıkan hasar, bizim topluluklarımızda ölen ya da geçim kaynaklarını kaybeden insanların sayısıyla ölçülüyor. Soruyorum size, Karayipler’de, Afrika’da, Latin Amerika’da, Pasifik Okyanusu’nda, iklim değişikliğinin ön cephesinde yaşayan insanlarımıza ne söyleyelim? Glasgow’da ne kararlılık var ne de burada olması gereken kişiler. İnsanlarımıza ne söyleyelim? Başarısızlığımıza ne bahane uyduralım? Dünya liderleri olarak, insanlarımızı öfkelendiren ve endişelendiren sorunları ne zaman ele alacağız? İster iklim değişikliği isterse aşılar olsun. Sözün kısası, liderler ne zaman önderlik edecek?”

Dünya liderlerinin iklim değişikliği için koronavirüs salgınına karşı verilen ortaklaşa mücadeleyi örnek göstermesi, iklim adaleti açısından daha açık kurallar konulması gerektiğini düşündürüyor.

Koronavirüs salgını boyunca birçok ülkede, nüfusun zengin kesimlerinin servetlerini artırdıkları, buna karşılık yoksulların daha da yoksullaştığı gözlendi. Evden çalışma modellerinin uygulanabildiği sektörler dışında kalan emek piyasaları daha kırılgan hale geldi.

Emek piyasalarında kadınlar koronavirüs salgınından daha çok etkilendi ve kapanmalar yüzünden çalışmayan okul ve kreşlerden ötürü birçok kadın emek piyasalarından çekilmek zorunda kaldı.

Gelişmiş ülkeler korumacı tedbirler almayı tercih etti ve birçok piyasada dışa kapanma kararları alındı. 

Aşıya erişim konusunda da gelişmiş ülkeler ile dünyanın kalanı arasında eşitsizlik oluştu.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.