Barcelona’nın efsane eski futbolcusu Xavi Hernandez, El-Sadd kulübündeki performansının ardından 2,5 yıllık sözleşmeye imza atarak Katalan temsilcisinin yeni teknik direktörü oldu. Jonathan Wilson’ın Sports Illustrated için kaleme aldığı “Xavi’s Storybook Barcelona Return Doesn’t Mean an Instant Turnaround/Xavi’nin Barcelona’ya dönüşü, her şeyin anında düzeleceği anlamına gelmiyor”başlıklı yazısını Medyascope Spor Servisi’nden Kubilayhan Kavrazlı çevirdi.
Xavi’nin Barcelona’ya dönüşü, her şeyin anında düzeleceği anlamına gelmiyor
Barcelona ile Benfica’nın golsüz beraberliği, her iki tarafın da Şampiyonlar Ligi gruplarında Bayern Münih’in ardından ikinci sırada yer alma umutlarını canlı tuttuğu anlamına geliyor. Ancak Camp Nou’da Salı günü oynanan bu maç, ikincilik mücadelesinden daha fazlasıydı. Bu; bir kahramanın dönüşü, Xavi’nin bir menajer olarak ilk UEFA Şampiyonlar Ligi maçı ve Barcelona’nın Avrupa futbolunun zirvesindeki statüsünü geri kazanma yolunda gireceği uzun maratonun ilk adımlarından bir tanesiydi.
70 bin kişiden fazla seyirci desteği ile Cumartesi günü Espanyol’u 1-0 yenen Barcelona’da Ronald Koeman’ın yerine göreve gelen Xavi, büyük bir sevinç dalgasına neden oldu. Barcelona’nın Espanyol derbisindeki çalkantılı performansı, sağanak yağmur ile birleşince stadyumdaki seyirci sayısı, tekrar 49 bine kadar geriledi. Ancak seyircilerin ruh hali, Koeman’ın son haftalarına kıyasla çok daha olumluydu. Xavi, her şeyden bağımsız olarak Barcelona’nın özüne geri döndüğü hissini veriyor.
1970’lerin başlarında, Rinus Michels’in teknik direktör olduğu ve Johan Cruyff’un Michels’in takımına oyuncu olarak katıldığı zamandan bu yana Barcelona, Total Futbol’un Katalan karakoludur. Cruyff, 1988 yılında teknik direktör olarak geri döndüğünde La Masia akademisi ve öğrencileri aracılığıyla Total Futbol inancını yeniden canlandırdı. Pep Guardiola, sahada Cruyff’un ”kukla ustası” olan bir La Masia ürünüydü. Bir başka La Masia mezunu olan Xavi de Guardiola için benzer bir işlevi yerine getirdi.
Xavi, Cryuff tarzının her zaman “Evanjelik” ismi olmuştur. Bu kavram, Xavi’nin futbolu doğru bir şekilde oynamaktan çok sporun ruhu için savaştığını anlatıyor. Ve Xavi, Joan Laporta’nın Barcelona başkanlığına döndükten sonra yeni bir sayfa açabilmek için her zaman mükemmel bir adayıydı. Öte yandan Barcelona bu konuda tuhaf bir kulüp: Doğru felsefe okulundan gelmek, genellikle pratik deneyimden daha önemli görünüyor. Öyle ki Frank Rijkaard, kulübü ikinci kez Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna taşıdı fakat görev aldığı diğer tüm takımlarda hayal kırıklığı yarattı. Ancak Rijkaard, Guardiola yıllarındaki başarılarının temelini atan isimdi.
Endişenin ise iki önemli nedeni var. Taraftar baskısı, daha karmaşık bir hal aldı ve takımlar, uzun dakikalar boyunca topa sahip olabilecek takımlar ile nasıl başa çıkacaklarını öğrendiler. Barcelona’da Guardiola’nın oyununda çalışan aynı plan, şimdi tekrar hayata geçirilemez. Ve bu yargı, kadroda yer alan genç oyuncuların Guardiola dönemindeki kadar iyi olmadığı ve bu durumu güçlendirebilecek yeterli paranın da bulunamadığı düşünüldüğünde doğrulanıyor.
Ve bir de Xavi’nin daha spesifik bir sorunu var… Fundamentalistler her zaman felsefelerini hayata geçirmeyi başaramasalar da ezberlerinden vazgeçememe tehlikesiyle karşı karşıyadır. Aynı zamanda Xavi’nin parlak ve zeki bir oyuncu olması, mutlaka böyle bir teknik direktör olacağı anlamına gelmez. Felsefesini, futbolcularına aşılayabilecek mi? Değişen koşullara ve rakiplere uygun ince ayarlar ve değişiklikler yapabilecek mi? Belki yapacak belki de yapamayacak. Ancak Al-Sadd ile Katar Ligi’ni kazanmak, kulübün sahip olduğu kaynakların avantajları ve göreceli futbol standartları göz önüne alındığında bizlere yetersiz kanıtlar sunuyor. Xavi’nin Barcelona’nın B takımından üç futbolcuyu, direkt olarak oynatmayı tercih etmesi ise durumu daha da karmaşık hale getiriyor.
Salı günü, Barcelona parlak bir oyun ile maça başladı ve Xavi’nin etkisinin kanıtını hissedebileceğimiz anlar yaşandı. Sahaya genel olarak 3-4-3 formasyonu ile yayıldı. Kanat oyuncuları alanların açılmasına neden oldu ve futbolcular, aralarında küçük üçgenler kurabildi. Ancak Benfica, dakikalar ilerledikçe maça ortak oldu. Barcelona ise yeterince organize bir izlenim vermesine rağmen futbolcuların final paslarını çoğu kez yanlış yerlere atmaları, oyun üstünlüğünü eline almasına engel oldu. Ve ayrıca Memphis Depay’ın sol ayağıyla şut çekme konusundaki isteksizliği, belki de birkaç fırsatın heba olmasına sebebiyet verdi.
Oyun, dakikalar ilerledikçe orta saha savaşına dönüştü. Ancak özellikle Benfica’da Darwin Nunez’in oyuna dahil olması, deplasman ekibinin rakip kalede artan bir tehdit yaratmasına yol açtı. Ousmane Dembele’nin yedek kulübesinden oyuna dahil oluşu ise Barcelona sağ kanadını hareketlendirdi fakat Benfica bu dakikalarda direnç göstermeyi başardı. Ve Haris Seferovic, son dakikada Marc-Andre ter Stegen’i çalımladıktan sonra panik yapmadan vuruşunu yapabilse maçı da kazanabilirlerdi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Barcelona, Benfica’nın hala iki puan önünde. Son karşılaşmasında ise grup liderliğini garantilemiş Bayern Münih deplasmanına konuk olacak. Öte yandan Benfica, Avrupa kupalarına veda eden Dinamo Kiev ile sahasında karşılaşacak. Bu iki durum kıyaslandığında Benfica daha avantajlı gözüküyor. Barcelona, son 16 turuna kalamayıp UEFA Avrupa Ligi son 32 aşamasında yoluna devam ederek tarihinde çok ender rastlanan bir durum ile karşı karşıya kalabilir. Ancak Xavi’nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi’nde ne yapacağı önemli değil. Xavi Barcelona’ya çok uzun vadeli bir proje için geldi.
“Barcelona’daki teknik direktör geleneği: Rinus Michels’ten Johan Cruyff’a, Cruyff’tan Josep Guardiola’ya, Guardiola’dan Xavi Hernandez’e” özel dosya konumuz:
Yazan: Jonathan Wilson
Çeviren: Kubilayhan Kavrazlı
Editör: Doğa Üründül
Kaynak: https://www.si.com/soccer/2021/11/23/xavi-barcelona-champions-league-benfica-bayern-munich
