Tunus, erken seçime gidiyor. Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2022’de hükümet sistemi değişikliği için anayasa referandumuna, 17 Aralık 2022’de ise erken genel seçime gidileceğini duyurdu. Said, 25 Temmuz 2021’de parlamentoyu askıya almış ve Başbakan Hişam el-Meşişi’nin görevine son vermişti. Said’in bu hamleleri muhalefet tarafından “darbe” olarak nitelendirilmişti.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, dün (13 Aralık) devlet televizyonundan halka seslendi ve “tarihi” olarak nitelendirdiği yeni kararları kamuoyuyla paylaştı. Said, konuşmasında, 25 Temmuz 2022’de hükümet sistemi değişikliği için anayasa referandumuna, 17 Aralık 2022’de ise erken genel seçime gideceklerini duyurdu.
Said’in açıkladığı takvime göre, parlamentonun çalışmaları seçimlere kadar askıya alınacak ve Haziran 2022’ye kadar yeni anayasa taslağının hazırlanması için bir komisyon kurulacak.
Said nasıl bir siyasal sistem öneriyor?
2019 yılındaki seçimlerle göreve gelen eski anayasa hukuku profesörü Said’in önerdiği sisteme göre Tunuslular, bölgesel ve ulusal temsilcilerin kura ile belirleneceği mahalle düzeyinde yerel konseyleri seçecek, güçlü bir başkan ise dış politikayı, askeri konuları ve ülkenin genel işlerini yürütecek.
Said, dün bu sistemi referandumda öne çıkarıp çıkarmayacağını söylemedi ancak daha önce yayımladığı bir kararnamede, anayasa değişikliklerini hazırlayacak komisyon üyelerinin tamamının kendisi tarafından atanacağını ve taslağın nihai şekli üzerinde kendisinin sınırsız yetkisi olacağını açıklamıştı.
Tunus’ta anayasal düzene dönülmesi, ülkenin ekonomisi için kritik önem taşıyor
Darbeden sonraki süreç ve Said’in yeni başbakanı belirlemesindeki gecikme, Tunus ekonomisindeki krizi derinleştirdi. Said’in uzun zamandır yeni bir yol haritası belirlemesi bekleniyordu.
Ülkede anayasal düzene tekrar dönülmesi, Tunus’un mali açığını, gelecek yılın bütçesini ve borç ödemelerini finanse etmesi için gerekli uluslararası mali yardımı güvence altına alması açısından önemli. Tunus yönetimi, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile görüşmeleri başlatmış ancak büyük bağışçılar ülkede “kapsayıcı” bir değişim yapılmadan adım atmaya istekli olmadıklarını belirtmişti.
Tunus’ta ne olmuştu?
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz’da, ülkedeki siyasi krizi zirveye taşıdığı gerekçesiyle parlamentoyu askıya almış ve Başbakan Hişam el-Meşişi’nin görevine son vermişti. Yürütme yetkisini eline aldığını ve ülkeye yeni bir başbakan atayacağını duyuran Said, meclisin çalışmalarını 30 gün süre ile durdurmuş ve bütün milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmıştı.
Tunus Meclis Başkanı ve parlamentonun en büyük partisi konumundaki İslamcı Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi ise Said’in anayasanın 80. maddesine dayandırarak aldığı bu kararları darbe ve demokrasiye saldırı olarak tanımlamıştı.
Başta birçok Tunuslu kendisine destek verse de Said’in geçen eylül ayında mevcut anayasanın büyük bölümünü askıya alması ve kararnamelerle ülkeyi yönetme yetkisini üstlenmesi halkta hayal kırıklığına yol açmıştı.
Öte yandan Said’in siyasi yol haritası açıklamakta gecikmesi, çok beklenen ekonomik reformları yapmaması, siyasi muhalifleri tutuklaması ve medya kuruluşlarını kapatması başkent Tunus’ta Said’in tek adam yönetimine karşı protestolar yapılmasına neden olmuştu.
Derleyen: Emine Bıçakcı
