Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi, toplum sağlığı ve genombilim uzmanı Dr. Tomris Cesuroğlu ile dünyada koronavirüs salgını ile mücadeledeki stratejileri konuştuk. Salgınla mücadele stratejilerinde dünyada farklı ekollerin bulunduğunu söyleyen Cesuroğlu, bunların temel olarak ikiye ayrıldığını aktardı. Cesuroğlu, Güneydoğu Asya ülkeleri, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın “sıfır vaka” stratejisini uyguladığını, İngiltere, Hollanda ve İsveç’in ise salgına karşı kontrollü yayılmacı bir politikayı benimsediğini belirtti.
Almanya gibi ülkelerin bu iki temel stratejinin arasında karma bir politika yürüttüğünü belirten Cesuroğlu, salgın ile mücadelede bunların dışında tutarlı politikası olmayan dördüncü bir gruptan da bahsedilebileceğini, Türkiye, Hindistan ve Brezilya’nın bu grup içinde yer aldığını söyledi. Cesuroğlu, bu ülkelerin kapsamlı stratejiden yoksun olduklarını ve salgınla mücadelede günün şartlarına göre hareket ettiklerini belirterek, “Türkiye, ne yazık ki bu grupta yer aldı. Ülkemizin salgınla mücadelede öncelikleri net bir şekilde belirlenmiş, kavramsal çerçevesi oturtulmuş stratejisi, salgın politikası maalesef hiç olmadı” dedi.
Türkiye’de salgının akılcı ve şeffaf bir şekilde yürütülmemesinin toplumun kırılgan ve dezavantajlı kesimlerinde olumsuz sonuçlar doğurduğunu belirten Cesuroğlu, halihazırda Türkiye nüfusunun yüzde 55’inin tam aşılı olduğunu ve bunun çok düşük bir oranı temsil ettiğini söyledi.
Cesuroğlu, aşının halkın ayağına götürülmesi gerektiğini belirterek, “Çalışanlara, fabrikalara, organize sanayi bölgelerine, şantiyelere, okullara ve üniversitelere gidilmeli, buralarda aşı kampanyası yürütülmeli. Diğer yandan birinci basamak güçlendirilerek kamu kurumları risk grupları ile iletişime geçmeli ve bu grupların aşı takvimini takip etmeli” diye konuştu.
Cesuroğlu, uygulanacak bu stratejinin “aktif aşılama” olarak adlandırıldığını, Türkiye’nin aşı politikasının ise henüz “pasif aşılama” aşamasında kaldığını belirtti. Tüm bunların yanında aşılamanın yaygınlaşması için bazı meslek gruplarında aşı zorunluluğunun önemine vurgu yapan Cesuroğlu, hastanelerde, eğitim sektöründe, adliyelerde, toplu taşıma hizmetinde çalışanların hem kendilerini ve ailelerini hem de hizmet verdikleri insanları korumaları için aşı olmalarının şart olduğunu söyledi.