Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Birleşik Arap Emirlikleri’nde: Eski düşmanlar dost mu oluyor?

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün iki günlüğüne Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) gidiyor. Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın 24 Kasım 2021’deki ziyaretine iadeyi ziyaret olması beklenen iki günlük gezinin ana teması, iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesi. İşte ziyaretin ve Türkiye-BAE ilişkilerinin ayrıntıları.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın daveti üzerine Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) gidiyor. Erdoğan, iki günlük ziyareti kapsamında başkenti Abu Dabi ve Dubai’de temaslarda bulunacak, Dubai Expo’da 15 Şubat’ta “Türkiye Milli Günü”nün açılışına katılacak, sergi alanını gezecek ve iş insanları ile bir araya gelecek.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan paylaşılan açıklamaya göre, bu ziyarette, iki ülke arasındaki ilişkiler tüm yönleriyle değerlendirilecek ve işbirliğinin geliştirilmesi için imkânlar aranacak. Ziyaret çerçevesinde Türkiye-BAE ilişkilerine önemli katkılar sağlayacak 12 anlaşmanın imzalanması da bekleniyor.

BAE’nin devlet yatırım fonu Abu Dabi Kalkınma Holdingi (ADQ) Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Hasan el Suwaidi, bu yılın başlarında Financial Times’a verdiği demeçte, Türk Lirası’ndaki zayıflığın fırsatlar sunduğuna dikkat çekmiş ve “Uzun vadeli olarak düşünüldüğünde Türkiye’de alım yapmak için harika bir zaman” demişti.

Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın 24 Kasım’daki Ankara ziyaretinde, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sıcak paraya yönelik swap anlaşmasına kapı aralayan merkez bankası mutabakatlarının yanı sıra enerjiden teknolojiye, ulaşımdan gıda ve tarıma kadar dokuz farklı alanda anlaşma imzalanmıştı.

Veliaht Prens el Nahyan’ın Ankara ziyaretinde, Türkiye ve BAE merkez bankaları arasında işbirliği mutabakatı imzalanmıştı.

Işın Eliçin, 24 Kasım’daki ziyaretin perde arkasını Medyascope yayınında Abu Dabi’de yaşayan gazeteci Yusuf El Şerif ile konuşmuş ve Şerif, Prens el Nahyan’ın Türkiye’ye resmi ziyarette bulunmasını sağlayan siyasi adımın Ankara’nın Müslüman Kardeşler dosyasını kapatması olduğunu söylemişti.

Erdoğan, BAE basını için yazdı: “Bölgesel barış için inisiyatif zamanı”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyareti öncesi BAE merkezli Khaleej Times gazetesinin Türkiye eki için, “Bölgesel Barış ve İşbirliği İçin İnisiyatif” başlıklı bir görüş yazısı kaleme aldı. Erdoğan yazısında, Türkiye ile BAE ilişkilerinin işbirliğine evrilmesinden duyduğu memnuniyeti şöyle dile getirdi:

“İnanıyorum ki iki ülke arasındaki işbirliği alanlarının artması bölgemize de olumlu yansıyacaktır. Türkiye ve BAE’nin bölgesel barış, işbirliği ve refaha ortak katkılar sunabileceğine inanıyorum. Sahip olduğumuz işbirliği alanları, tarihi, kültürel ve kadim değerlerimiz bu süreçte bize ciddi imkânlar sunmaktadır. İkili ilişkileri geliştirme gayretimiz küresel düzeyde istikrarın sağlanmasına da katkıda bulunacaktır.”

Prens el Nahyan ve Erdoğan

Türkiye’nin dış politikada çıkarları ile barış ve istikrar arasında denge kurmaya çaba sarf eden nadir ülkelerden biri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, dış politikadaki bu ilkeyi “muhatap olunan tüm taraflara karşı” uygulama gayreti içinde olduklarının altını çizdi:

“Çıkarlarımızı ortak kılmak, ‘kazan-kazan’ formülü ile işbirliği alanlarını genişletmek ve tehditlerle ortak mücadele bizim temel ilkelerimizdendir. Türkiye olarak her ülke ile iş birliğimizi geliştirmeye ve bölgesel sorunların çözümü için birlikte gayret sarf etmeye hazırız. Son dönemde Türkiye ile BAE arasında yoğunluk kazanan diyaloğun bugün artık somut işbirliğine dönüşmüş olması, inisiyatif üstlendiğimiz takdirde ortak geleceğimizi elbirliğiyle şekillendirebileceğimizi de göstermiştir.”

Türkiye-BAE ilişkilerinin salt iki ülke arasında değil, bölgesel düzeyde de olumlu yansımaları olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan yazısını şöyle noktaladı:

“Kuruluşunun 50. yılını idrak eden Birleşik Arap Emirlikleri’yle dostluğumuzun ve kardeşliğimizin yeni bir 50 yılına daha ortak çıkarlar, karşılıklı saygı ve güven temelinde adım atıyor olmaktan memnuniyet duyuyorum.”

İki ülke arasında “beyaz bir sayfa” açılabilir mi?

Ankara-Abu Dabi ilişkileri, 2011 yılındaki Arap Baharı protestolarından itibaren gerginleşmeye başlamış, Suriye ve Libya başta olmak üzere birçok konuda farklı taraflarda bulunan iki ülke arasında “düşmanlık” seviyesinde seyreden ilişkiler, 2021 yılının ortalarından itibaren bir dizi telefon trafiği ile düzelme yoluna girmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun BAE’li mevkidaşlarıyla görüşmeleri kamuoyunda “Ankara ile Abu Dabi arasındaki buzlar eriyor mu?” diye yorumlanmıştı.

İki ülke arasındaki diplomasi trafiği, 18 Ağustos 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed Al Nahyan’ı kabul etmesiyle başlamıştı.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra dibe vuran Türkiye ile BAE arasındaki diplomasi trafiği, 18 Ağustos 2021’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed Al Nahyan’la yaptığı görüşme ile yeniden başlamıştı. Aynı günün akşam saatlerinde ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, BAE’li mevkidaşı Abdullah bin Zayid el Nahyan ile görüşmüş ve bu telefon görüşmesinde de bölgesel konular ele alınmıştı.

31 Ağustos 2021’de ise BAE’nin fiili lideri Veliaht Prens Muhammed bin Zayed el Nahyan (MBZ) ile Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonda görüşmüş ve bu görüşmeden sonra Türkiye ile BAE arasındaki ilişkilerin yumuşayabileceği yorumlarında bulunulmuştu.

İkili ilişkiler neden bozulmuştu?

Türkiye ve BAE arasındaki ilişkiler Arap Baharı’nın ardından kötüleşmeye başlamıştı. BAE’nin Suudi Arabistan’ın Katar’a uyguladığı ambargoya destek vermesi, 15 Temmuz darbe girişimi için finansal destek sağladığı iddiası ve organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in BAE’de bulunmasıyla kriz doruğa tırmanmıştı.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra birçok Türk yetkili, darbe girişiminin arkasında BAE’nin olduğunu öne sürmüş ve Fethullah Gülen’e destek verdiği için Abu Dabi hükümetini, “düşmanca davranmakla” suçlamıştı.

İktidar yanlısı basında BAE hakkında çıkan haberler

Ankara, Veliaht Prens MBZ’nin danışmanlarından Muhammed Dahlan’ı darbe girişimini finanse etmekle suçlamış ve hakkında kırmızı bülten çıkarılması için Uluslararası Polis Teşkilatı’na (INTERPOL) başvurmuştu.

İki ülke arasındaki ilişkiler, BAE’nin Mısır’daki askeri darbeye destek vermesi sonrası durma noktasına gelmişti. Türkiye, 2013 yılının Temmuz ayında dönemin Mısır Genelkurmay Başkanı Abdülfettah Sisi’nin, dönemin Devlet Başkanı Muhammed Mursi’yi darbe ile devirmesine en sert tepki gösteren ülkelerden biri olmuş ve Kahire ile ikili temaslarını en alt düzeye indirmişti. Türkiye’nin Mısır’daki darbeyi ve Sisi’yi ağır bir dille eleştirmesi, yeni Kahire yönetiminin en büyük destekçileri Suudi Arabistan ve BAE tarafından olumsuz karşılanmış ve Ankara’nın bu ülkelerle ilişkilerini de olumsuz etkilemişti.

BAE ve Türkiye arasında bölgesel gelişmelerle ilgili nüfuz mücadelesi, Libya iç savaşı sırasında da ortaya çıkmıştı. BAE, Mısır ile birlikte Libya’da General Halife Hafter yanlılarını desteklerken, Türkiye ise Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni destek vermişti.

Sedat Peker

Diğer yandan organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in de BAE’de bulunması ikili ilişkileri daha da çıkmaza sürüklemişti. 2 Mayıs ile 6 Haziran arasında yayınladığı her video ile Türkiye’yi ve Ankara hükümetini derinden sarsan Peker’in, 20 Haziran’dan itibaren yayınlarına son vermesi ve açıklamasında da “BAE’li yetkililer tarafından güvenlik riski nedeniyle uyarıldığını” belirtmesi üzerine Türkiye ve BAE istihbarat yetkililerinin iletişim içinde olduğu iddia edilmişti.

Türk dış politikası, 2020 yılının sonlarından itibaren kimi uzmanların restorasyon kimilerininse u dönüşü olarak adlandırdığı bir süreçte. Dış politikada özellikle İsrail, Mısır, Ermenistan, Suudi Arabistan ile başlatılan normalleşme dalgasına BAE de dahil olmuş durumda. BAE ile atılan son adımların normalleşmeye yönelik mi yoksa gerilim düşürücü adımlar mı olduğunu ise zaman gösterecek.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.