Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Niğde’de kentsel dönüşüm: Yeraltı şehri tehlikede, mahalleli hırsızlara karşı nöbet tutuyor

Niğde Belediyesi ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yürütülen, yerinde iskân hakkı tanımayan kentsel dönüşüm projesine karşı çıkan Kale Mahallesi sakinleri, mahallenin ciddi bir kısmı yıkılmış olmasına karşın evlerini vermemekte ısrar ediyor. Mahalleli, yıkımlar başladıktan sonra bölgede artan hırsızlık vakalarına karşı nöbetleşe uyuyor, evlerinin duvarlarına kırık camlar ve metal parçaları yerleştirerek kendi güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Niğde Kalesi’nin etrafında yaşayanlar, kentsel dönüşüm projesi kapsamındaki yıkımların, kalenin altındaki yeraltı şehrine ve tünellere de zarar verdiğini söylüyor.

Kentsel dönüşüm mü, yoksa Niğde Belediyesi’nin tercih ettiği ismiyle, Kentsel Koruma ve Yenileme Projesi mi? Adı ne olursa olsun, Niğde kent merkezindeki Kale Mahallesi’nin geleceğinde, mahalle sakinlerine yer yokmuş gibi gözüküyor.

Niğde kent merkezinde, adını Niğde Kalesi’nden alan Kale Mahallesi’nde yaşayanların, Niğde Belediyesi ve TOKİ ortaklığındaki projeye en temel itirazı, Kale Mahallesi için tasarlanan yeni projede mahallenin eski sakinlerine yerinde iskân hakkı tanınmaması:

“Sorduğumuzda yetkililer, ‘Projenin detaylarını biz bile bilmiyoruz, size ne söyleyelim?’ dediler. Buraya villalar yapılacağını ve mahallenin zenginlere verileceğini duyuyoruz. Peki, biz ne olacağız? Biz nesillerdir burada oturuyoruz. Evlerimiz tapulu. Belediye yetkililerine, ‘Biz de projeye dahil olalım, kendi evimizin yerine projeye uygun konut yaptıralım’ diyoruz, kabul etmiyorlar. ‘Sizin gücünüz yetmez’ deyip, kendi mahallemize yeni yapılacak evlerde yaşamamıza müsaade etmiyorlar. ‘Gerekirse banka hesabınıza parayı yatırırız, evlerinizi terk etmek zorunda kalırsınız’ diyorlar.”

Kentsel dönüşüm projesinin duyurulması ve mahalleliyle ilk görüşmelerin yapılması 2020’de oldu. TOKİ ve Niğde Belediyesi ortaklığındaki proje kapsamında, mahalle sakinlerinin evlerine değer biçildi ve biçilen değer kendilerine teklif edilerek mahalleden ayrılmaları istendi.

Ancak bu bedeller, Niğde’den ev almaya yetmeyecek kadar cüzi. Tapulu evlere teklif edilen bedeller, 100-150 bin lira arasında değişiyor. Bu parayı almaya razı olanlar borçlanıp başka yerlerden ev alıyor ya da kiracı oluyor. Belediyenin teklif ettiği TOKİ konutlarıysa şehrin dışında ve bu konutlar da 250 bin liradan başlıyor.

Bazı mahalle sakinleri evlerini sattıysa da, mahalledeki yaşam zorluklara karşın sürdü. Ancak 30 Ocak 2021’de Resmi Gazete’de yayımlanan cumhurbaşkanı kararıyla, Niğde Kalesi çevresindeki parsellerde acele kamulaştırma ilan edilince mahallenin çehresi değişmeye başladı.

Kale Mahallesi sakinleri, üçüncü derece sit alanı olan mahalle ve taş evlerin, yıllardır idarenin uyarıları yüzünden bakımsız kaldığını, yıkım ihalesi sonrasında hırsız ve yağmacıların da bölgeye gelmesiyle mahalledeki yaşamın dönüştüğünü anlatıyor:

“Bölge için ‘Sit alanı, tarihi eser niteliğinde’ diyerek mülk sahiplerine yıllarca bir çivi dahi çaktırmadılar. Tabii, bazı mülkler yenilenemeyince harap oldu. Birkaç yıl öncesine kadar insanlar oturuyordu, hiç de metruk bir yer yoktu. Normal, bildiğin mahalle hayatı vardı. Buranın kötü hale gelmesine neden olan, belediyenin ‘Burayı istimlak ediyorum, burası yıkılacak’ diye duyurması oldu. Hırsız çeteleri mahalleyi mesken tuttu, bedavadan malzeme almak, para kazanmak isteyen kim varsa geldi. Ondan sonra mahalle gerçekten de metruk bir hale geldi. Kimse de buraya güvenli bir şekilde gelip gidemez oldu.”

Cumhurbaşkanı kararı dayanak gösterilerek gerçekleştirilen yıkım ihalesi kapsamında, kentsel dönüşüm projesini kabul edip mahalleden ayrılanların geride bıraktığı evlerin yıkımı sürüyor. Projeyi kabul etmeyen ve tapulu evlerini satmayan vatandaşlarsa, bitişiklerindeki yıkımlar kendi evlerine zarar verse dahi yaşamlarını Kale Mahallesi’nde sürdürmeye çalışıyor.

Hırsızlar: “Can güvenliğiniz yok, durmayın burada”

Kale Mahallesi’ndeki her evde, kentsel dönüşüm projesi için yıkım kararı alınmasının ardından mahalleyi gözüne kestiren hırsızlar konuşuluyor.

Bir defasında, kalabalık bir grubun boş bir evi tespit ettikten sonra, ev sahibi gibi evin önüne kamyon dayadığı ve bütün eşyaları boşalttığı anlatılıyor. Bir mahalleli, boşaltılmış evlerin kapı ve pencerelerini söken hırsızlara, “Dur kardeşim” dediğini, hırsızların kendisine aldırmadan çalışmayı sürdürdüğünü aktarıyor.

Bir başka mahalleli, bir şeyler çalmak üzereyken rastladığı gençleri, polisle korkutmayı denemiş ancak söyledikleri pek de karşılık bulmamış:

“Polis çağıracağımı söyleyip, ‘Ya yapmayın, gençsiniz’ dedim. Hırsızın biri, ‘Ya abla, beş yıl da senin için yatarım, ne olacak!’ diye cevap verdi. O sırada öteki hırsız bozuntuya vermeden bir şeyler kırıp sökmeyi sürdürdü. En kötüsü de, ‘Abla Niğde Kalesi satılmış, siz niye burada oturuyorsunuz? Kaleyi kurtaracak sizler mi kaldınız? Can güvenliğiniz yok, sizin yerinizde olsam buradan giderim’ sözlerini duymaktı.”

Mahalleli, kolluğun hırsızlara karşı harekete geçmeye pek de istekli olmadığından şikayet ediyor.

Evinde her gece hırsız nöbeti tuttuğunu söyleyen bir Kale Mahallesi sakini, polisi aradığında “Oralar verilmiş artık, biz ne yapalım?” cevabını aldığını, mahallelinin yıkım ihalesiyle birlikte mahalleye doluşan yağmacılarla baş başa bırakıldığını söylüyor.

Mahalleli hırsızları evlerinden uzak tutabilmek için, evlerin duvarlarına kırık cam parçaları yerleştirmiş.

Mahalleliler hırsızlıklara karşı yasal korumadan mahrum kalınca kendi çözümlerini üretmeye çalışıyor. “Artık mahallede elimizde sopalarla geziyoruz” diyen biri, alınan önlemleri şöyle anlatıyor:

“Üst katta, alt katta geceleri elektrik yakıyoruz. Duvarlarımıza tuğlalar örüp, kırık camlar koyuyoruz. Açık olan yerleri saclarla kapatıyoruz. Olmadı, gece üçe dörde kadar oturuyoruz. ‘Komşu, uykum geldi. Ben gidiyorum, uyuyacağım. Bundan sonra nöbet sana.’ Böyle yaşıyoruz.”

Yeraltı şehri: Kapılar kapandı, tünellerin üzerinde iş makineleri çalışıyor

Mahallenin tarihi dokusunun yıkımlarla yok oluşu, mahallede yaşamakta ısrar eden az sayıda insanı üzüntüye boğuyor.

Tanıştığım tüm Kale Mahallesi sakinleri elbette kendi yaşam alanları için endişe duyuyor ama söz çok kısa sürede mahalledeki tarihi evlere, evlerin mimari özelliklerine, yeraltı tünellerine ve yeraltı şehrine geliyor.

Her mahalleli, çocukluğundan beri çok sevdiği bazı evlerin yıkımından duyduğu üzüntüyü anlatıyor. Kimisinin taş kemerleri, ahşap ve demir doğrama detayları artık tarih olmuş. Ama bu evlerin yıkılması aynı zamanda Niğde Kalesi altında olduğu iddia edilen mağaralar ve yeraltı şehrinin de tehlikeye girmesi demek.

Tüm yaşamlarını Kale Mahallesi’nde geçirenler, altlarında tıpkı Nevşehir’dekiler gibi, bir yeraltı şehri bulunduğunu anlatıyor:

“Tüm Niğde Kalesi Mahallesi, çevresi, höyüğün üstünde oturuyoruz. Çocukluktan bu yana biz bu su seslerini duyuyoruz. Mahallemizde bir evin kenarında göçük oluştu. Kamyonlarca hafriyat dökülüp de kapanmadı. Niye kapanmadı? Çünkü orada yeraltı şehri var. İstediğin kadar dök, şehrin içine gidiyor. Niğde’nin altında, benim bildiğim altı tane kapısı var şehrin. Kale bölgesi, özellikle Alaaddin Camisi’nin çevresi, yeraltı şehri olduğuna yüzde yüz eminiz. Çocukluğumuz burada geçti, yeraltı şehri denilen yerin alttan girişlerinin, yeraltı şehrinin özellikle Sungurbey Camisi’nin karşısından giriş olduğunu, soğuk hava deposu olarak o mağaraların kullanıldığını bizzat yaşayan insanlarız.”

Mahalle sakinleriyle Niğde Kalesi’nin etrafını dolaştığımızda, önlerinde demir bariyerler bulunan kapıları gösterip, “Bunlar yeraltı şehrinin giriş kapılarıydı. Yıkımlar başlayınca kapatıldı” diyorlar. Mahalleli, acele kamulaştırma kararının Cumhurbaşkanlığı’ndan gelmesi yüzünden, arkeologlardan da yeterli destek göremediklerini anlatıyor.

Kale Mahallesi sakinlerinin yeraltı şehri iddiası, bölgede yaşamayanlar için inanılması güç ancak Niğde ve çevresinin jeolojik yapısı, benzer oluşumların birçok yerde ortaya çıkmasını sağlamış. Aslında mahallenin yıkıntıları arasında bile, bu yapının izlerine rastlamak mümkün.

Mahalledeki diğer yapılardan farklı gözükmeyen bu evlerin içlerine girince, yeraltı mağaralarına açılan tünellerle karşılaşılıyor.

Ancak mahalleli yıkım bekleyen bir evin altındaki tünelleri ziyaret etmemi sağlayarak kuşkuları gideriyor. Dışarıdan herhangi bir taş ev gibi gözüken yapının içine girince, evin ilk katında bir tünel girişi bulunduğunu görüyoruz. Tünelin ne zaman açıldığını kestirmek zor ama belli ki zamanla zeminde birikenler tüneli daraltmış. Yetişkin bir insanın biraz zorlanarak ilerleyebildiği tünel yaklaşık 20 metre sürüyor ve daha geniş bir alana, farklı yollara ayrılan yeni tünellerin bulunduğu bir hole açılıyor. Buradaki yeni tüneller ne yazık ki kapalı, yer hareketleri sonucu ve zamanla bu tüneller kapanmış olmalı. Ancak tünellerin birkaç metre üstündeki yıkımlarda çalışan iş makinelerinin tünellere iyilik etmediği de açık.

Mahalleli, yıkımların durdurulup yeraltı şehri hakkında daha ayrıntılı araştırma yapılmasını, projenin yeraltı şehrinin varlığını tehlikeye atmayacak şekilde dönüştürülmesini istiyor.

Ama en büyük öncelik elbette yerinde iskân.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.