Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kadın – erkek eşitliğinden söz etmek mümkün mü? | Kadınlar toplumda en çok şiddetle karşılaşıyor

Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından bu yıl sekizincisi yapılan “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması”nın 2022 yılı sonuçları açıklandı. Raporda kürtaj hakkı, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması ve kadının siyasete katılımı gibi konulara değinildi. 2015’ten beri düzenli olarak yapılan araştırmanın saha çalışması için 2 bin 499 kişiyle görüşüldü. 

Rapor, araştırmayı yürüten Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mary Lou O’Neil ve Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu tarafından dün (29 Mart) açıklandı. Medyascope’a konuşan Aslı Çarkoğlu, bu yıl kadına karşı şiddeti birinci sıraya koyanlar arasında yüzde 18’lik bir artış olduğunu söyledi. 

Frekans Araştırma tarafından Haziran-Temmuz 2021 ve Ocak-Şubat 2022 tarihleri arasında yapılan araştırma için 23 farklı ildeki 18 yaş ve üzeri, Türkiye’de yaşayan 2 bin 499 kişiyle görüşüldü.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da katılımcılar, “Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar size göre nelerdir?” sorusuna en çok “şiddet” cevabını verdi. Kadınların yüzde 70’i, erkeklerin ise yüzde 63’ü kadınların yaşadığı en büyük sorunlarda birinci sıraya şiddeti koydu. Araştırmada şiddet sorununu yüzde 7 ile işsizlik, yüzde 5,4 ile eğitimsizlik, yüzde 5,1 ile sokakta baskı ve taciz, yüzde 4 ile aile baskısı, yüzde 4 ile kadın-erkek eşitsizliği ve yüzde 2,4 ile çevre-mahalle baskısı takip etti.

Erkeklerin büyük bir kesimi kadına şiddet konusunda bireysel olarak üstlerine düşeni yaptıklarını düşünürken (yüzde 77-78) kadınlar, erkeklerin bu konuda üstlerine düşeni yapmadıkları kanaatinde (yüzde 62-56)

Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu

“Kadınların en büyük sorununun şiddet olduğu toplumda yaygınlaşıyor”

Çarkoğlu, 2015’ten bu yana kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunların başında her zaman “şiddet”in geldiğini ancak bunun yıllar içinde yüzde 18 arttığını söyledi: 

“Hem kadınlar hem de erkekler için her zaman birinci sırada ‘şiddet’ geliyordu. Ancak yıllar içerisinde birinci sıraya koyan bireyler arasında artış var. Bu son sene şiddeti, bireylerin toplam yüzde 68’i birinci sıraya koymuş durumda. İlk senelerde bu oran yüzde 50’lerdeydi. Kadınların en büyük sorununun şiddet olduğu toplumda yaygınlaşıyor ve ön plana çıkıyor.”

Şiddetin göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek artıyor

Araştırmanın sürdürüldüğü yıllar içinde aile içi şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğunu düşünenlerin sayısı arttı. 2016’da yüzde 63 olarak kaydedilen bu oran, 2022’de yüzde 77’ye çıktı. Aynı zamanda “Bir erkek ailesinin dirlik ve düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir” diye düşünenlerin oranı yıllar içinde yüzde 14’ten yüzde 4’e geriledi. 

Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinden söz etmek mümkün mü?

Araştırmada, kadınların ve erkeklerin eşit hak ve imkânlara sahip olup olmadığı soruldu. Katılımcıların Türkiye’de kadınların ve erkeklerin eşit hak ve imkânlara sahip olduğu” düşüncesine verdiği destek yıllar içinde hem kadın hem de erkekler arasında düşüş gösterdi. Kadın-erkek eşitliğinin varlığını savunan erkeklerin oranı 2015’te yüzde 38 iken 2022’de bu oran yüzde 22’ye geriledi. Aynı fikirdeki kadınların oranı da yıllar içinde yüzde 20’den yüzde 11’e düştü. Aslı Çarkoğlu bu sonucu şöyle yorumladı:

“2015’ten beri ‘Kadınlar, eşit haklara sahip mi?’ diye soruyoruz. Kadınlar da erkekler de eşit haklara sahip olmadıkları konusunda hemfikir. Katılımcılar, kadınlar için hayatın, erkeklere göre eşit bir yerde olmadığını söylüyor. ‘Peki bunun için ne yapıyoruz?’ sorusu sanırım çok önemli ve bu konuşulması gerekiyor. Bu kadar rahat kabul edip bir kenara bırakamadığımız bir konu olduğu görüşündeyiz.”

Araştırmada erkeklerin ev işlerine katkısı da soruldu. Eğitim düzeyi arttıkça erkeklerin ev işlerine katkısının arttığı dikkat çekti. Araştırma, babaların eğlenme ve vakit geçirme dışında çocuklarının bakım işlerine katılımının çok düşük olduğunu ortaya koydu. Şiddeti etkileyen unsurları da değerlendirdiklerini söyleyen Çarkoğlu, kadınların ev içindeki yükünün arttığını belirtti:

“Şiddetin ortaya çıkışı ve şiddeti sürdüren unsurların da ne olduğuna bakmaya çalışıyoruz. Çocuk bakımında erkeklerin üstlendiği rol çok sınırlı. Bu da kadınların ev içi yükünün daha da arttığının göstergesi. Stres arttıkça da çatışmanın çıkma ihtimali artıyor. Bu çok önemli veri. Erkeklerin çocuk bakımına katkıları çok düşük. Çocuğuyla oynadığını söyleyen babalarının sayısı yüzde 30’larda. Bu hem ailenin birlik ve düzeni hem de çocuğun gelişimi için önemli bir sorun.”

İstanbul Sözleşmesi ve kadınların geleceği 

“Sizce Türkiye Devleti kadınları şiddete karşı korumak için yeteri kadar önlem alıyor mu?” sorusuna katılımcılar, yüzde 87 ile “devletin kadınlarını korumak için yeterli önlem almadığı” cevabını verdi. Erkeklerin yüzde 83’ü devletin yeterli önlemleri almadığını düşünürken, kadınların yüzde 87’si devlet tarafından uygulanan önlemleri erkeklere oranla daha da yetersiz bulduğunu belirtti. Araştırmada ayrıca bir sene önceki İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararına desteğin de düşük olduğu kaydedildi. Kadınlar arasında sözleşmeden çıkışı desteklememe oranı daha yüksek (yüzde 54,8). İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının kadınların geleceği için kötü olacağını düşünenler de çoğunluğu oluşturuyor (yüzde 58).

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.